ERK ACARER / @eacarer / [email protected]

Suriye’de IŞİD’in elinde esir tutulan 18 Kobaneli, kaçmayı başardı. 4’ü yakındaki köylerine sığındı. Yaşlı bir esir Türkiye’de, Urfa’da tedavi görmeye başladı. Diğer 13 esir ise Kobane Kantonu tarafından Miştenur bölgesinde bulunan kampa yerleştirildi. BirGün kaçmayı başaran IŞİD esirleriyle konuştu. Esirlerin cihatçılardan nasıl kurtulduğu da ortaya çıktı. Çoğu akraba olan kişilerin bulunduğu cezaevinden kaçıp Kobane’ye sığınan Ethem, Ahmed ve Şerif Müslim yaşadıkları kâbus gibi altı ayı anlattı.

Ethem Müslim, cezaevinin Halep’e yakın Memüce bölgesinde olduğunu belirterek şu bilgileri verdi: “6 ay boyunca IŞİD’in elinde esir tutulduk. 350 kişilik bir cezaeviydi. 8 büyük koğuş vardı. Ayrıca, içinde tuvaleti bulunan pek çok hücre bulunuyordu. Hücrelerde iki kişi tutuluyorduk. Burada olanlar yoğun işkence gördü.”

İşkencede sınır yok
Ethem Müslim, IŞİD’in işkence yöntemlerinden de söz ederek, her Cuma üst düzey bir din görevlisinin cezaevine gelip hüküm verdiğini aktardı: “Hemen her gün işkence gördük. Filistin askısını çok kullanıyorlardı. El, kol, ayak kırma vücudun çeşitli yerlerini parçalama IŞİD’in diğer işkence yöntemleri arasındaydı. Urfa’ya sevk edilen yaşlı kişinin bacağı kangren olmuştu. Tedavi edilmedi. Cihatçılar, ‘Ölünce onu köpeklere atacağız’ diyordu.”

‘Bir Kadı geliyordu’

“Her cuma mahkeme kuruluyor, bir kadı geliyordu. IŞİD, suçlu oldukları kişileri cezaevinden alıyor ve öldürüyordu. Her gün acaba kurşunla mı, yakılarak mı yoksa kesilerek mi öldürüleceğiz’ diye bekliyorduk” diyen Müslim, cezaevindeki koşulları da şu ifadelerle dile getirdi: “Genelde günde iki öğün, öğle ve akşam olmak üzere yemek veriyorlardı. Ancak bazı günler hiçbir şey vermedikleri de olurdu.” Babasıyla birlikte cezaevinde tutulan ancak birbirlerini orada görmeyen Ahmed Müslim ise şu bilgileri paylaştı: “Hapishanede bizi kontrol edenler 15 kişiydi. Başlarında Ebu Baraha adlı bir örgüt üyesi vardı. Hepsinin yüzleri kar maskeliydi. Iraklılar, Tunuslular vardı. Türkçe konuşmalardan dolayı Türklerin de olduğunu anlıyorduk. Gözlerimizi bağladıklarında yüzlerini açtıklarını düşünüyorduk.”

Türk gardiyanlar
Ahmed Müslim “Özellikle Rus bombardımanın ardından cihatçıların motivasyonlarını tamamen yitirdiklerini hissediyorduk” diye sürdürdü: “Lojistik, güç ve moral açısından tükendiler. Bu nedenle daha da sertleştiler. Her an kaba dayak yiyorduk. Yiyecek, içecek ve ilacı kestiler. Çok zor durumdaydık. IŞİD’ler biz Kürtlere, Ruslara, ABD’ye ve koalisyona hiç durmadan küfür ediyorlardı. Ancak Türk Devletine hiçbir biçimde kötü bir şey söylemediler.”

Vurulunca yıkıldı
Görüştüğümüz bir diğer esir Şerif Müslim ise nasıl IŞİD’in eline düştüklerinden ve nasıl kaçmayı başardıklarından söz etti: “İki ateş arasında kalınca Kobane’ye geçmek istedik. IŞİD kadınlarımız ve çocuklarımıza son anda izin verdi. Ancak erkekleri; ‘Siz muhalifsiniz, siz IŞİD’e karşısınız’ diyerek tuttular ve cezaevine koydular. Koalisyon uçakları bombardımana başlayınca, bizi de bir başka bir yere taşıdılar. Yeni cezaevinin dört tarafı bombalardan payını aldı, yıkıldı. Biz kaçmaya başladık. Zaten IŞİD militanları bizden önce kaçmıştı. Şans eseri kurtulduk. Kobane’ye ailelerimizin yanına sığındık.”

Kaynak: Birgun.net