OKTAY EVSEN

AKP iktidarı meslek odaları üzerindeki baskısını yasalarla artırmaya çalışıyor. Yıllardır yaptıkları çalışmalarla meslek yapılarını birer demokrasi mevzisi haline getirenler ise teslim olmaya niyetli değil. Ay sonunda seçime hazırlanan Ankara Serbest Muhasebeci Mali Müşavirler Odası (ASMMMO) bu mevzilerden biri. Meslekte Birlik gurubunun yönetimde çoğunlukta olduğu ASMMO seçimlerine Çağdaş Demokrat Muhasebeciler iddialı hazırlanıyor. Başkan Adayı Ali Şahin seçim sürecini BirGün'e değerlendirdi.

Birlikte başarabiliriz

“2013 seçimleri öncesinde çağdaş demokrat yapıda bir birliktelik sağlayamadık. Seçimlere sol adına beş ayrı grupla girildi. Bu durumda ASMMMO’yu kaybetmek pek sürpriz olmadı. Meslekte Birlik Grubu 2013 seçimlerinde yönetimde çoğunluğu elde ederken en çok mesleğimizin temel sorunlarından biri iş gereği ilişki içinde olduğumuz Gelir İdaresi, SGK ve TÜİK gibi kurumlardan kaynaklı sıkıntıların çözümünde rol oynayacağının propagandasını yaptı. Siyasi otoriteyle yakınlıkları olduğunu, dolayısıyla mesleki sorunlarımızı daha kolay çözebileceklerini iddia ettiler. Durum hiç de vaat ettikleri gibi olmadı. Siyasi otoriteyle yakınlıkları bazı değişiklikler sağladı, ancak bu sorunların çözümünde yenilik değil, siyasi otoritenin yeni angaryalar yüklemesi şeklinde tezahür etti.

İktidar yasa ile terbiye etmeye kalktı

2008 yılında meslek yasamızda yapılan değişiklikle nispi temsil sistemi pilot uygulama olarak bizde uygulanmaya konuldu. Bu sistemle aynı yönetim yapısı içinde ülke ve mesleki sorunlara bakışları taban tabana zıt olan farklı anlayışların aynı yönetim kurulu içinde odayı birlikte yönetmek zorunda kaldılar. Tabii ki yönetemediler. Odalar yönetim içi bu çekişmelerden dolayı yönetilemez, meslektaşın sorunlarına eğilemez hale geldi. Elbette bu durum bilinçli bir planın sonucuydu. Siyasi iktidar, çoğu zaman demokratik meslek örgütlerini öteden beri bir ayak bağı olarak görmektedir. Meslek örgütümüze getirilmiş, diğer meslek odalarına da getirilmeye çalışılan nispi temsil sistemi, bu odaların muhalif gücünü kırmaya yönelik, üyeleriyle bağını zayıflatmaya, odaları etkisizleştirmeye yönelik bilinçli bir uygulamadır.

Öte yandan, yine mesleğimiz için önemli bir görev alanı bağımsız denetimdir. 6102 sayılı Türk Ticaret Kanununun 397. maddesiyle sermaye şirketlerine getirilen bağımsız denetim zorunluluğu, TOBB’un şiddetli itirazları sonucunda kaldırılmış, her yıl hükümetin belirleyeceği limitler kapsamındaki şirketler denetim zorunluluğuna girmektedir.

Yine denetim alanını düzenleyen 660 Sayılı KHK ile kurulmuş Kamu Gözetim Kurumu bağımsız bir kurum olması gerekirken, tamamen hükümetin yörüngesinde oluşturulan üyeleriyle, denetim ve muhasebe alanını düzenleyen objektif bir kurum olma özelliğinden çok uzaktır.

Başarı bizim olacak

Uzun süreden beri ilk defa bu yıl tüm çağdaş demokrat ekipler, Çağdaş Demokrat Muhasebeciler Grubu yapısı altında birleşerek seçime gitmekteyiz. Bu güç birliğinin bize ASMMMO seçimlerinde başarıyı getireceğine inanıyoruz.

Meslekte Birlik Grubunun son derece başarısız bir dönem geçirmiş olması, buna karşı bizim güç birliği içinde bulunmamız ve mesleki sorunlarımıza gerçekçi çözümlerle yaklaşımlarımız başarımızın diğer nedenini oluşturacaktır.

Meslekte Birliğin “Dimyata pirince giderken evdeki bulgurdan olmak’’ deyişine uygun şekilde siyasi iktidarla olan biat ilişkisine güvenen yaklaşımları sorunları çözmek bir yana, bizlere yeni sorunlar ve angaryalar yüklenmesine neden olmuştur. Bizler ise, sorunlarımıza meslektaşla birlikte güç birliği içinde karşı durarak, direnerek çözüm bulabileceğimize inanıyoruz.

Biz bu toprağın parçasıyız

Ekonomik ve ticari yaşamın en fonksiyonel noktasında yer alan Türkiye genelinde 102 bin kişilik bir meslek grubuyuz. Ne yazık ki ülke ekonomi politikasında sesimizi yeterince duyurabildiğimizi, sözümüzün etkisinin olduğunu söyleyemiyoruz. Siyasi iktidarın çok sesliliği yok etme planları ve uygulamaları, bizim gibi mazisi henüz 26 yıl olan meslek kuruluşunun -hele ki muhalif olarak çıkıyorsa- sesini duyurulması, sorunlarını dile getirmesi hiç de kolay olmuyor.

Bizler bu ülkenin insanları olarak öncelikle ülkenin sorunlarına gözlerimizi kapatamayız. Mesleki sorunlarımızın da esas olarak ülke genel yapısından kaynaklı durumlardan bire bir etkilendiğini biliyoruz. Ülkemizde yıllardır sürdürülen bir savaş ortamının derhal durdurulabileceğine inanıyoruz. Bu savaş ortamını körükleyen milliyetçiliğin, savaşın şiddetiyle birlikte ivme kazanıp tehlikeli boyutlara ulaştığını, barışı sağlayacak ortamı yok ettiğini üzülerek görüyoruz. Barışı istemenin adeta suç olarak görülüp yasaklandığı bir dönem yaşıyoruz. Bu gidişle savunduğumuz eşitliğin, kardeşliğin ve barışın kurulması hayli güçleşmekte ve çok uzak zamanlara ötelenmektedir.

Demokratik bağımsız bir mesleğin temsilcileri olarak mesleki sorunlarımızın ülkemizin temel sorunlarından bağımsız çözümlenemeyeceği bilincinden hareketle; ülkemizde barışı, demokrasiyi ve özgürlüğü savunmanın en kutsal görevimiz olduğunun bilincindeyiz.”

Kaynak: Birgun.net