BirGün Gazetesi'nin ortaya çıkardığı Karaman'daki Ensar Vakfı ve KAİMDER'e ait ve yasal dayanağı olmayan evlerde küçük çocuklara tecavüz rezaleti ile ilgili açıklamalarıyla tartışma yaratan HDP milletvekili Altan Tan, gazetecilere Karaman'da dava konusu olan olayı hem de CHP'nin dokunulmazlıkların kaldırılması konusundaki tavrı ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Tan, Karaman'daki olay meydana geldikten sonra gazetecilerin bu konuda düşüncelerini sorduğunu, kendisinin de bu konuda 4-5 açıklaması olduğunu belirterek, şöyle konuştu:

"Hepsini toplarsak, çok büyük bir olay var ortada. Asla göz ardı edilemeyecek bir skandal ve tecavüz, çocukların taciz olayı var. Çocuk tacizi bu işlerin en felaketi en korkuncudur. Başta sayın Aile Bakanı olmak üzere devletin bütün kurum ve kuruluşları, yetkilileri, bu olayın her yönü ile üzerine gitmeleri gerekmektedir ve işin ucu nereye uzanırsa uzasın, ne kadar genişlerle genişlesin en derin soruşturmayı ve cezalandırmaları yapmaları gerekir. Ve bu doğrultuda yasa dışı, kanun dışı çalışan, tabir caizse merdiven altı çalışan ne kadar tarikat, cemaat, kuran kursu, laik veya İslami dindar ne kadar kurum ve kuruluş, yapı varsa bunlarında tamamının üzerine gidilmesi lazım. Üzerine gitmekten kastım eğer bunlar yasa içine alınabiliniyorsa, yasa içine alınmaları lazım, yeni kanunlar çıkarılması lazım, düzenlemeler yapılması lazım. Eğer yasalara alınması mümkün değilse, kanun dışı bir yapılanma var ise bunların tamamını kapatması lazım. Ve ayrıca yasalara uygun çalışan Kuran kursu, vakıf, yurt, dernek yine aynı şekilde laik veya dindar bunların tamamının da denetlenmesi lazım dedim."

Altan Tan, bir olaydan hareket ile bütün bir kurum ve bütün tarikat, cemaatler ve Kuran kursları ve yurtların suçlanamayacağını, bunlara tecavüzcü ve sapık denilemeyeceğini de söylediğini ifade ederek, şöyle devam etti:

"Bunu da geçmişte MHP, CHP, HDP ve AKP'de yaşanan bazı olayları örnek verdim. Bunlardan hareketle bütün partiler sapıktır, tacizcidir denilemez dedim. Burada verdiğim bale kursundaki seks skandalı örneğine takıldılar, bale kursundaki seks skandalı ayrıdır, çocuk tacizi ayrıdır, onu da söyledim. Çocuk tacizi korkunç bir şeydir dedim. Bunu da söyledim. Peki bunu söyledikten sonra neye itiraz ediyor bu arkadaşlar. Şunu bekliyorlar. 'Sen birinci söylediklerini söyle, bakan araştırsın, soruştursun, cezalandırsın, kurum ve kuruluşlarının kanunsuz olanlarını kapatsın, kanuni olanları denetlesin ama bundan hareketle bütün İslami kurum ve kuruluşlar tarikatlar, cemaatler, kuran kursları ve yurtlar suçlanamaz' deme. Bunu dediğin vakit sen başka bir şey söylemiş oluyorsun."

Tan, bu tür çirkin olayların son bulmasını dilediğini, bazı kişilerin kendisini inlemeden, anlamadan eleştiri yaptıklarını yaptıklarını belirterek şöyle devam etti:
"Bir kısmı dinlemeden, anlamadan yapıyor. Ama esas bu işi başlatanlar bilerek, tasarlayarak ve düşünerek bu işleri yapıyorlar. Yanlış düşünüyorlar, baltayı taşa vurdular bu sefer. 3 tane çakma Nişantaşlı, Bebekli, çakma sosyalist, 'çakma' tabirini kullanıyorum; gerçek Nişantaşlı, Bebek ve sosyalistlerde saygı duyuyorum. Benim çocukluğum da Bebek'te geçti. Çakmalara söylüyorum, bu çakmalar için 'bütün İslami tarikat ve cemaatler, Kuran kursları, yurtlar, tecavüzcüdür, sapıktır' demeyeceğim, demeyeceğim, demeyeceğim. Bunu diyenlerle de sonuna kadar mücadele edeceğim. Onlarda ellerinden geleni arkalarına koymasın. Bunu söyleyeceklerde varsa çıkıp açıkça bunun böyle olduğunu söylesinler."

"SONUNU HAYIRLI GÖRMÜYORUM"

HDP'li Tan, CHP'nin dokunulmazlıkların kaldırılması için AKP'nin teklifine destek vereceğini açıklamasının sonunu hayırlı görmediğini bunu büyük bir sürpriz olmadığını anlatırken, "Çünkü CHP sıklıkla; bu devleti kuran, rejimin esas kurucusu biziz diye yıllarca defalarca söylemiş bir parti. Şu anda CHP tekrar devletin, MGK'nın dediğini yapıyor. Niye yapıyor buna şaşıranlardan biri değilim. Bir arkadaşımız güzel bir örnek verdi. 'CHP'nin şaşılmayan tavrına şaşanlara şaşıyorum' dedi.

Bende CHP'nin tavrına şaşırmadım" dedi. HDP Diyarbakır Milletvekili Altan Tan, bazı arkadaşlarında ve Kürt siyasetinde CHP ile ilgili bir kanaat olduğunu belirterek, şöyle dedi:

"Bizim de bazı arkadaşlarımızda Kürt siyasetinde şöyle bir kanaat vardı. İşte CHP ile HDP bir demokrasi bloğu kursun, birlikte hareket etsin, işte Tayyip Erdoğan'a, Ak Parti'ye karşı bir siyasi cephe oluştursun, bu bir çok kişi tarafından dile getirildi. Yani Kandil'den HDP yönetimine kadar. Bu CHP'nin varlığını görmemektir bir yerde. Esas özünü görmemektir. Sonuçta CHP bugün derin devletin, yapının arzusu doğrultusunda hareket etmiştir, bundan şaşılacak bir şey yok. Bu ülkeyi doğru bir yere götürmeyecek. Siyaset daha da gerilecek, dokunulmazlıklar kalktıktan sonra yargılamalar başlayacak, hiçbir arkadaşımızın şöyle bir korkusu yok, şu kadar ceza alırım, hapis yatarım, şu olur bu olur. Mesela benim 13 tane davam var. Birçok arkadaşın aşnı şekilde daha fazla olan var. Ama neticede Türkiye'de siyasetin gerilmesinin, HDP'nin devre dışı kalmasının, parlamentonun bu tür uygulamalara teslim olmasının Türkiye'ye bir faydası yok. Kürt sorununun çözümüne bir faydası yok. CHP'nin tavrı benim için şaşırtıcı değildir. Bizim de daha önceden bunları ön görebilmemiz lazımdı. Bundan sonrası içinde daha soğuk kanlı değerlendirmemiz yapmamız lazımdır.'' ()

Kaynak: Birgun.net