HDP Eş Genel Başkan Yardımcısı Saruhan Oluç, AKP'ye yakınlığı ve yalan haberleriyle bilinen Takvim gazetesi'nin dün yayımlanan manşeti hakkında açık mektup yayınladı. Yandaş Takvim, HDP'li milletvekillerinin dokunulmazlığının kaldırılması girişimini manşetine taşıyarak "Grup Fezleke" başlığını ve skandal bir fotoğraf kullanmıştı.

"Basın Konseyi’ne Türkiye Gazeteciler Cemiyeti’neve Basın Meslek Derneklerine ve Örgütlerine" başlığıyla yayımlanan açık mektupta şu ifadeler yer aldı:
"Yasal düzeyde ve kayıtlarda gazete olarak görünen, ancak yaptığı yayınlar itibariyle doğruluk, dürüstlük, tarafsızlık, objektiflik gibi mesleki, insani, ahlaki, hukuki tüm değerleri ayaklar altına almayı temel ilke haline getiren Takvim “gazete”si, insanlık onuruna aykırı yayınlarına her gün bir yenisini eklemektedir.

Takvim, ekte görüleceği üzere, 10 Mart 2016 tarihindeki sayısının ilk sayfasındaki “Grup Fezleke” başlıklı hakaret amaçlı haberinde, Eş Genel Başkanlarımız Sayın Figen Yüksekdağ ve Sayın Selahattin Demirtaş ile İzmir milletvekilimiz, HDK Eşsözcüsü Sayın Ertuğrul Kürkçü, Hakkari milletvekilimiz ve DTK Eşbaşkanı Sayın Selma Irmak ile Ankara milletvekilimiz Sayın Sırrı Süreyya Önder’in fotoğraflarını başka bazı fotoğraflarla montajlayarak yayımlamıştır.

Partimize, milletvekillerimize, seçmenlerimize yönelik, gazetecilik sınırlarının dışına çıkarak, kirli ve çirkin bir propaganda kampanyası yürüten bu kuruluş, fotomontajlı “haber”iyle halkın seçilmiş iradesini temsil eden Eş Genel Başkanlarımıza ve vekillerimize hakaret etmekte sınır tanımazken, aynı zamanda kadın giysisini bir hakaret aracı haline dönüştürme anlayışıyla da kadın ve kadın kimliğine karşı bir saldırı yürütmektedir. Bu kuruluş aynı şekilde okuyucu kitlesini de aldatarak, yanıltarak, kendi çarpık yayın politikasına meşruiyet zemini yaratmaya çalışmaktadır.

Gücünü ve sermaye desteğini iktidardan aldığı apaçık ortada olan ve bu güçle, gazetecilik mesleğinin dayandığı temel ilkeleri ve saygınlığı yerle bir eden Takvim, hakaret ve nefret dilini temel yayın politikası haline dönüştürerek, yasa ve hukuk dışı bir nefret içeriği üretmektedir. Bu kuruluşun yayınları dikkatle incelendiğinde görülecektir ki temel hedefi, musluğundan beslendiği iktidarın politikalarına karşı muhalif duran her kişi ve kurumu itibarsızlaştırmak, toplum nezdinde küçük düşürmek, suçlu göstermektir. Kitleyle iletişimini sadece hakaret ve nefret dili üzerinden kuran bir kuruluştan elbette temiz, saydam, saygın bir üslup beklenemez. İçinde bulundukları ortam ve ilişki ağı da zaten temiz ve ahlaklı bir yayın yapmalarına imkan vermemektedir.

Ne yazık ki, yargı makamları da bu yayınlar karşısında sessiz kalmakta, hukukun gereğini yerine getirmemektedir. Oysa evrensel hukuk kurallarının geçerli olduğu, çağdaş demokrasilerle yönetilen hiçbir ülkede bu tür yayınlar meşru ve masum görülemez; bu içerikteki yayınlar basın özgürlüğü kapsamında asla ele alınamaz, alınmamalıdır.

Attığı hemen her manşet, yayınladığı her fotoğraf ve kullandığı birçok haber başlığıyla ırkçılığı, fanatizmi, farklı kimlik ve kültürlere, toplumsal cinsiyet eşitliğine nefret ve düşmanlığı körükleyen Takvim ve benzerleri, demokrasiye, toplumun bir arada yaşama iradesine ve iç barışa çok ciddi zararlar vermektedir.

Örneğine en karanlık rejimlerde bile az rastlanan Takvim “gazeteciliği”nin yok etmeye çalıştığı temel değerleri, basın ahlakını, kişi ve kurumlara karşı saygılı olma gibi etik ilkeleri, hukuku savunmak, korumak, mesleğin onurunu bu tür kirli içeriklerden kurtarmak, demokrasiye ve hukukun üstünlüğüne inanan herkesin ortak görevi ve sorumluluğu olmalıdır.

Bir yıla kadar uzanan son dönemde, Basın Konseyi’nin de zemininde bulunan ve yayın yapan çeşitli kuruluşların tutumlarının, habercilik anlayışlarının, yayın politikalarının temel ve evrensel insan hakları ve yine evrensel basın ahlakı ve ilkeleri ile en ufak bir ilişkisi kalmamıştır.

Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti başta olmak üzere, tüm basın meslek kurumlarının, derneklerinin ve örgütlerinin evrensel basın ahlakına ve ilkelerine uygun davranmayan bu tür yayınlara karşı sessiz ve seyirci kalması böylesi yayınların artmasına, fütursuzlaşmasına neden olmaktadır.

Basın meslek ilkelerinin ve ahlakının en temel kriterlerinin her gün bir başka biçimde ayaklar altına alınmasına basın meslek kurumlarının ve örgütlerinin daha fazla sessiz kalmaması gerekmektedir. Ne acıdır ki, Türkiye’nin yakın tarihine baktığımızda, bütün siyasal dönemeçlerde ve kritik dönemlerde basın yayın organlarının birçoğu insanlık ve ahlak sınavından başarıyla geçememişlerdir. Her baskı döneminin ardından özellikle bu konuda yapılanlar ibretle anılır duruma gelmiştir.

Şimdi bir kez daha basın ve haber alma özgürlüklerinin ayaklar altına alındığı, düşünce ve ifade özgürlüğünün kötüye kullanıldığı, gerçek anlamda bir gazeteciliğin ve haberciliğin tasfiye edilmeye çalışıldığı bir dönemden geçiyoruz. Yazılı, görsel ve işitsel medyada çalışanların son derece ağır yüklerle mesleklerini sürdürmeye çalıştıkları, bu yükleri kabullenmeyenlerin de işlerinden atıldıkları günleri yaşıyoruz.

Ancak tüm zorluklara rağmen, bu dönemden sonra da ‘basın meslek ilkelerine ve ahlakına ne kadar riayet edildi, bu alanda neler yapıldı?’ sorularına cevaplar arandığında, ortaya çıkacak tablo içler acısı bir düzeyde olacaktır.

Hiç bir kuruluştan ya da kurumdan bizleri düşünmesini veya kayırmasını beklemiyoruz. Ama evrensel ilkeler zemininde varlığını sürdüren ve bunlara riayet etmesi gereken kurumların da görevlerine ve özelliklerine uygun davranmaları konusuna dikkatlerini çekiyoruz.

Basın Konseyi, Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ve tüm basın meslek örgütleri ve kuruluşları, meslek ahlakına ve ilkelerine uygun bir ortamın ve yayıncılığın gerçekleşmesi için çabalamayacaksa ne yapacak? Bu fırtına elbette geçecek ve bugün yapılanlar basın tarihinde kara bir leke olarak yer alacak. Önemli olan bu dönemin sadece kara lekelerle mi anılacağı, yoksa geleceğe olumlu mesajlar iletmiş olan tutumların da bu tarihte yer alıp almayacağıdır. Takdir sizindir. Saygılarımızla...

Saruhan Oluç

Halkların Demokratik Partisi
Eş Genel Başkan Yardımcısı

11 Mart 2016"

Kaynak: Birgun.net