HÜSEYİN ŞİMŞEK

HDP, Diyarbakır’ın Sur ilçesinde sokağa çıkma yasaklarının ardından meydana gelen tahribatı raporlaştırdı. Sokağa çıkma yasaklarının öncesini, yasak boyunca yaşananları ve yasağın kalktığı mahallelerdeki yıkımın anlatıldığı raporda çarpıcı tespitlere yer verildi.

Sur’un tarihi dokusu ve mahalleleri hakkında bilgi verilen raporda, sokağa çıkma yasaklarının başlamasının ardından yüzlerce insanın yaşamını yitirdiği ve birçok kültür mirasının yok olduğu belirtildi. “Tarihe düşülmüş bir nottur” denilen raporda, çeşitli siyasi partilerle bölgede faaliyet gösteren STK ve dernek yöneticilerinin anlatımlarına da yer verildi.

“Kültürel ve insani yıkım”

Sokağa çıkma yasağının Sur’da büyük bir kültürel ve insani yıkıma yol açtığı kaydedilen raporda, “İnsanlığın ortak inanç ve kültür mirası olarak kabul edilen kutsal mekânlar harabeye çevrilmiş, UNESCO kültür mirası listesinde bulunan Diyarbakır Surları tank ve top atışlarıyla hasara uğratılmıştır. Sur içinde bulunan 500 yıllık Kurşunlu Camii, Dört Ayaklı Minare, Hasırlı Camii, Paşa Hamamı, Hasırlı Halk Meclisi, Yoğurtlu Pazarı, 1700 yıllık Saint Mary Kilisesi, Surp Gragos Ermeni Kilisesi ve Protestan kiliseleri, Hacı Hamit Camii ve Dengbêj Evi tahrip edilmiş ve kullanılamaz hale getirilmiş tarihi yapıların sadece bir kısmıdır” ifadelerine yer verildi.

“Operasyon bitti yasak sürüyor”

Son dönemde 6 kez sokağa çıkma yasağı ilan edilen Sur’da son yasağın 2 Aralık 2015’te açıklandığını ve 9 Mart 2016’da operasyonların bittiğinin açıklanmasına rağmen yasaklarının bazı mahallelerde halen devam ettiği vurgulanan raporda, şu tespitlere yer verildi:

“29 Temmuz 2016 itibariyle 240 gündür devam eden ablukada kimliği belirlenen 55 kişi yaşamını yitirmiş, Diyarbakır, Malatya, Antep ve Elazığ Adli Tıp Kurumları’nda kimlik teşhisi için bekleyen ve kimsesizler mezarlığına defnedilen 26 ve 10 Temmuz 2016’da cenazeleri bulunan 3 kişi ile birlikte Temmuz 2015’ten bu yana Sur’da kesin olmamakla birlikte yaklaşık 90 kişi hayatını kaybetmiştir.”

“Hizbullah ve JİTEM benzeri yapılar”

“Duvarlara ‘Türk’ün gücünü göreceksiniz, Kanımız aksa da zafer İslam’ındır, Allah cc her şeye yeter’ gibi yazıların yazılması, 3 hilal figürlerinin çizilmesi, ‘Esedullah Timi’ imzalarının atılması bölgede 1990’lardaki Hizbullah ya da JİTEM benzeri yapılanmaların harekete geçtiğini göstermiştir. Genelkurmay Başkanlığı’nın yaptığı açıklamaya göre, bu sürede yapılan operasyonlarda, aralarında 2 yüzbaşı ve teğmenin de bulunduğu 53 asker ile 17 polis ve 1 korucu olmak üzere toplam 71 güvenlik görevlisi hayatını kaybetmiştir. 2 Aralık tarihinden bu yana ilçedeki operasyonlarda 392'si asker 128'i polis, 3'ü korucu olmak üzere toplam 523 güvenlik mensubu yaralanmıştır.”

*****

Elçi’nin katledilmesi de raporda

HDP’nin Sur için hazırladığı raporda, 28 Kasım 2015’te Dört Ayaklı Minare önünde basın açıklaması yaptığı sırada saldırı sonucunda yaşamını yitiren dönemin Diyarbakır Barosu Başkanı Tahir Elçi de unutulmadı. Raporda Elçi’nin öldürülmesinden sonra görevini temsilen sürdüren Diyarbakır Barosu Başkan Yardımcısı Ahmet Özmen’in şu ifadeleri yer aldı:

“Tahir Abi’nin katli meselesi gerçekten çok ağır bir hadise. Ben olay anında orada değildim ama neredeyse canlı yayında gerçekleşmiş bir hadisedir öldürülmesi, öldürülme şekli. Bir taraftan da arkasındaki faillerin hala bulunamadı. Olayın görüntülerine baktığınız zaman, Tahir Abi’nin yanındakiler tarafından gelen bir kurşunla vurulması mümkün değil. Bir korku imparatorluğu yaratma gayreti var. Etkili, hızlı bir soruşturma yapılmıyorsa, faillerin katili devlettir.”

Kaynak: Birgun.net