Birleşik Haziran Hareketi 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla bir açıklama yayınladı.

"OHAL uygulamalarını ‘milli mutabakat’ yalanıyla maskeleyerek kendi darbesini örgütleyen AKP’ye karşı mücadele yükseltilmeden gerçek bir barış tesis edilemez" denilen açıklamada, "Tüm yurttaşlarımızı; darbeye ve diktaya karşı özgürlük ve laiklik için, eşitlik ve kardeşlik için, ülkede ve Ortadoğu’da barış için omuz vermeye çağırıyoruz!" çağrısı yapıldı.

Haziran'ın açıklamasının tamamı şöyle:

"15 Temmuz’da kanlı darbe girişimi ile Cemaat ülkenin geleceğine el koymak istedi. Darbe girişimi bastırılarak Cemaatin kanlı planları boşa çıkarıldı. Ancak, darbe girişiminin bastırılmış olması Türkiye’nin içine sürüklendiği karanlığı ortadan kaldırmadı. AKP, darbe girişiminin oluşturduğu atmosferi gerici, sömürücü ve savaş yanlısı dikta rejimini derinleştirmek için fırsata dönüştürdü.

OHAL uygulamalarını ‘milli mutabakat’ yalanıyla maskeleyerek kendi darbesini örgütleyen AKP’ye karşı mücadele yükseltilmeden gerçek bir barış tesis edilemez.

Emek ve Özgürlük Mücadelesi Verilmeden Barış Mücadelesi Verilemez!

AKP, 14 yıllık iktidarı süresince kamuya ait ne varsa sattı, sermaye ne istediyse verdi. Şimdi OHAL’e dayanılarak çıkartılan yasalarla kamuya ait son kırıntılar da satılıyor. Varlık Fonu Yasası ile kamu kaynakları özelleştirme talanına açılarak sermayenin üzerindeki vergi yükü hafifletilmeye çalışılıyor. Buna karşılık emekçilerin üzerindeki yük yeni uygulamalarla artırılıyor. Kamusal ve sosyal bir hak olan emeklilik hakkı, Bireysel Emeklilik Yasası ile gasp edilmek isteniyor. Grevler OHAL gerekçe gösterilerek erteleniyor, işçilerin eylem hakları ellerinden alınıyor.

On dört yıldır emekçi düşmanı neo-liberal politikaları sürdüren AKP iktidarına karşı mücadele yükseltilmeden toplumsal barış gerçekleştirilemez.

Laikliğin Kazanılması Mücadelesi Verilmeden Barış Mücadelesi Verilemez!

Ülkemiz iki İslamcı gücün ortaklığında yıkıma uğratıldı. Cemaat ve AKP kirli kumpasları birlikte kurdu. Sınav sorularını çalarak milyonlarca gencin geleceğiyle birlikte oynadı. Kamu kaynaklarını birlikte sattılar, birlikte yediler. Cemaatin suçları ortalığa dökülerek anlatılan hikayesi aynı zamanda AKP’nin de hikayesidir.

İslamcı örgütler, Cemaatler ve tarikatlar on yıllar boyunca bir devlet politikası olarak korunup kollandı, emperyalizmin desteğiyle geliştirildi. Laikliğin temelleri ortadan kaldırılarak devletin tüm kurumları bu gerici güçler tarafından ele geçirildi. Ensar’dan Cemaat okullarına, tarikatlara uzanan ve okulların İmam Hatipleştirilmesiyle derinleşen gericilik, laik yaşam alanlarını daraltarak başta çocuklar ve kadınlar olmak üzere tüm toplumu kuşattı. AKP’nin de desteğiyle gelişen IŞİD ve benzeri cihatçı çeteler bu gerici iklim içinde yaşama ve gelişme imkanı buldu.

Dinci gerici kötülükle hesaplaşılmadan, laiklik kazanılmadan iç barış tesis edilemez.

Emperyalizme Karşı Mücadele Verilmeden Barış Mücadelesi Verilemez!

Başta ABD olmak üzere küresel emperyalist güçlerin isteği ve yönlendirmesiyle, uzun süredir Suriye ve Irak’ta savaş sürüyor. Kadınlar, gençler, çocuklar öldürülüyor. Milyonlarca savaş mağduru çok kötü koşullarda hayatlarını sürdürmeye çalışıyor, binlercesi, göç yollarında can veriyor. AKP Hükümeti ve Avrupa devletleri mültecilik üzerinden insanlık değerlerini pazarlıyor, ayaklar altına alıyor. Türkiye, Cerablus operasyonuyla birlikte resmen savaşa girmiş oldu. Ülkemiz sonu belirsiz bir maceranın içinde kapkara bir karanlığa doğru sürükleniyor.

Emperyalizme yönelik etkin bir mücadele yürütülmeden ülkemizde ve Ortadoğu’da kalıcı barış tesis edilemez.

Kürt Sorununun Barışçıl Çözümü İçin Omuz Ver!

Kürt sorunu savaşla, şiddetle çözülemez. Ortak yaşam umudumuzu tüketen bu savaşa son verilmesini, silahların susmasını talep ediyor, Kürt sorununun demokratik çözümü için çağrımızı yineliyoruz.

Demokratik siyaset kanalları bir an önce açılmalı, eşit yurttaşlık temelinde birlikte yaşamı güvence altına alacak bir çözüm yolu geliştirilmelidir.

Bu karanlık gidişata ancak ve ancak diktaya, emperyalizme ve dinci gericiliğe karşı mücadeleyi birleşik bir hat üzerinde ele alan bir anlayışla, tüm halk güçlerinin birleşik mücadelesiyle son verilebilir.

Tüm yurttaşlarımızı; darbeye ve diktaya karşı özgürlük ve laiklik için, eşitlik ve kardeşlik için, ülkede ve Ortadoğu’da barış için omuz vermeye çağırıyoruz!"

Kaynak: Birgun.net