Birleşik Haziran Hareketi bugün yayımladığı açıklamada BirGün'ün ortaya çıkardığı Karaman'daki Ensar Vakfı'na ait yurtlarda yaşanan çocuk istismarına karşı 'Çocuklarımıza sahip çıkalım, Ensar Vakfı Derhal Kapatılsın' çağrısında bulundu.

Haziran Hareketi açıklamada, 'Omuz ver, çocuklarımızın sokaklarında ve okullarında özgürce koşturacakları, gelişecekleri, büyüyecekleri bir ülkeyi birlikte kuralım.' dedi.

Açıklamanın tam metni ise şu şekilde:

"Yalan, riya ve çarpıtmayı siyaset haline getirdiler. Egemen zorbaların tarihinde bu yeni bir şey değil elbette. Ama artık yüzümüze baka baka, göz göre göre, her gün her dakika halka yalan söylüyorlar.

Hırsızlar, dile pelesenk ettikleri kul hakkı, yetim hakkı demeksizin, doymak bilmez bir iştahla çalmaya devam ediyor.

Kasten, tasarlayarak, büyük bir kinle, vahşetle insanlarımız ölüyor.

Çocuklarımıza, genç kızlarımıza, kadınlarımıza, ülkemizin geleceğine tecavüz ediliyor.

Hepsi birlikte öylesine korkak, ahlaksız ve acizler ki yargılanmaktan, işledikleri suçlar nedeniyle cezalandırılmaktan duydukları korku onları her gün mevcut yasaları çiğnemeye, yetmediği durumda anında torba yasalar uydurmaya sürüklüyor.

Gerçekte, dinî ya da dünyevî hiç bir kutsala inançları yok. Din bezirgânı, rezil, ikiyüzlü, desteğini sağladığı belli toplum kesimlerini hücrelerine kadar zehirlemiş bir çıkar örgütü var karşımızda.

Bir tuğla çekildiğinde hep birlikte altında kalacaklarını biliyorlar. O yüzden suç teşkil ettiği açık olan en rezil en ahlaksız fiilleri ve failleri bile canhıraş bir hezeyanla savunuyorlar.

Tüm bu tablo içinden bakıldığında; Karaman’da, Ensar Vakfı’yla ilişkili bir din görevlisinin 45 erkek çocuğa tecavüz etmesi bireysel, münferit bir olay olarak kabul edilemez.

Bu olayın arkasında tüm toplumsal yaşamı islamî yasalara göre düzenlemek isteyen dinci siyasal gericilik var.

AKP, on beş yıllık iktidarı sürecinde; Millî Eğitim Bakanlığı, Diyanet ve İslamî Vakıflar üzerinden laiklik karşıtı, cinsiyetçi, dinci bir eğitim anlayışını adım adım hayata geçirdi. Bir kısmı alenen cihatçı karakterdeki ENSAR Vakfı, TÜRGEV, İHH gibi kuruluşlara kamu arazilerini, binalarını peşkeş çekti, okullarda çalışma yapmalarına olanak tanıdı. Özellikle yoksulların çocukları türlü yöntem ve tezgâhlarla İslamî Vakıfların tahakküm ve himayesine mecbur bırakıldı. Çocukların zihnen ve bedenen istismar edilmeleri böyle bir ortamda, dinci gericiliğin karanlık odalarında bu şekilde gerçekleşti.

Suçlular! Suçlu olduklarının farkındalar. Bu yüzden, yavuz hırsız misali bas bas bağırıyor, suçu örtmek için bin dereden su getiriyor, suçu değil suçu haber yapanları, teşhir edenleri baskı altına almaya çalışıyorlar.

Bu dinci siyaset bezirgânlarının hükümranlığında her şey adım adım çürüyor.Yerin altından uğultular geliyor. Roboski, Reyhanlı, 17-25 Aralık, Suruç, MİT Tırları, Soma, Ankara, Silopi, Karaman. Fay hatları çatırdıyor. Getirdikleri yayın yasakları, turnusol kağıdı misâli şaşmaz bir tutarlılıkla iktidarın fay hatlarını ortaya koyuyor. Bu yasaklarla gizlemek istedikleri ne varsa, bilinmelidir ki orada daha önce işledikleri suçlarla ilişkili ağır suçlar var. Karaman örneğinde açığa çıkan en sonuncusu, belki de en iğrenç, en ahlaksız, en alçakça olanı.

En kıymetlilerimiz, çocuklarımız, sessiz bir çığlık halinde kızlı erkekli bize bakıyor. Onların sessiz çığlığı bizlere emanet.

Bu emanete sahip çıkacak ve ahlaksız, riyakâr suçluları, hiç kimsenin şüphesi olmasın, mutlaka ama mutlaka yargılayacak, hesap soracağız.

Şimdi bu yolda birlik olma zamanı; çocuklarımıza ve ülkemize hep birlikte sahip çıkma zamanı.

Omuz ver, değiştirelim!

Omuz ver, çocuklarımızı zihin karartıcı cehalete, ahlaksız tacizcilere, tecavüzcülere teslim etmeyelim.

Omuz ver, çocuklarımızın sokaklarında ve okullarında özgürce koşturacakları, gelişecekleri, büyüyecekleri bir ülkeyi birlikte kuralım."


Kaynak: Birgun.net