Darbe sonrasında yeni bir inşa sürecine girileceği, bunun da artık “toplumsal mutabakat”la gerçekleştirileceği yönündeki illüzyon neyse ki kısa sürdü. Siyasal İslamcıların hemen her konuda olduğu gibi bu konuda da samimi olmadığı bir kez daha görülmüş oldu. Ardı ardına yayınlanan OHAL kararnameleri ile “devlet”in siyasi iktidarın yeni yönelimleri doğrultusunda keyfe keder şekilde tanzim edilmesine hız verilirken, dış politikada ise “eski tas eski hamam” durumunun aynen devam edeceği, yaşananlardan ders çıkarılmadığına dair güçlü emareler var.

Yanlışta ısrarın en bariz göstergesi Suriye. Türkiye başarısız darbe girişiminin yarattığı kaosla boğuşurken, Suriye’de beşinci yılını geride bırakan savaşın seyrini temelden değiştirecek önemli gelişmeler yaşanıyor. Ülkenin sanayi ve ticaret başkenti stratejik önemdeki Halep, rejim güçleri tarafından tamamen kuşatma altına alındı. Cihatçı örgüt ve gruplar arasındaki bağlantılar koptu. Suriye ve Rusya yönetimi büyük taarruz öncesinde siviller için üç, teslim olan militanlar için bir güvenli geçiş koridoru açtı.

İşte bu kuşatma Ankara’da rahatsızlık yarattı! BM insan koridorun açılmasına, Ankara kentin kuşatılmasına itiraz etti. Hem de ne itiraz! Dışişleri Bakanlığı kuşatmayı kınayan “utanç verici” bir açıklamaya imza attı. Açıklamada kuşatma “Hazin, ibret verici ve asla kabul edilemez” sözleriyle kınandı, cihatçılar arasındaki tek tedarik güzergâhının da kapanmasından duyulan “derin infial” vurgulandı!

• • •

Bir ülkenin yıllardır radikal İslamcı çeteler tarafından kuşatma altında tutulan kendi kentini cihatçılardan temizlemesi, Türkiye tarafından neden “hazin” olarak nitelendirilir? Söz konusu AKP iktidarıysa çok da şaşırmamalı. Sorunun yanıtını ise suç ortaklığında aramak gerek! Bu ortaklık da Suriye’de ilk kurşunun atıldığı ana kadar götürülebilir.

Bütün dünyanın da artık kabul ettiği üzere AKP hükümeti Suriye’deki çatışmaların fiili bir tarafı. İlk günden bu yana Suriye’deki savaşa müdahil oldu. Bunu hem bizzat lojistik destek sağladığı örgütler vasıtasıyla, hem de dünyanın dört bir tarafından gelen militanların sınır hattından bu ülkeye geçişine izin vermekle sağladı. Uluslararası arenada da cihatçıların kabul görmesi için her türlü diplomatik faaliyeti sürdürdü. Cihatçılara destek için angajman kuralları bahane edilerek Rusya uçağı dahi düşürüldü. Şimdi AKP canhıraş şekilde Rusya ile ilişkileri tamir arayışında.

Bu arayış nasıl olacak? Görünen o ki iktidar yanlışı sadece Suriye politikasında yapmıyor. Suriye üzerinden Rusya konusunda da benzer bir yanlışa imza atıyor. Düşürülen uçakla birlikte dibe vuruna Ankara-Moskova ilişkilerinin yeniden tesisi için darbe süreci önemli bir zemin yaratmıştı. Bakanların Moskova’ya gitmesi, karşılıklı açıklamalar ve son olarak da önümüzdeki hafta yapılması planlanan Erdoğan-Putin zirvesi ilişkilerin yeniden tesisi için bir fırsattı.

Darbe girişiminin Türkiye-Rusya ilişkilerine olumlu sirayet edeceği, hatta sorunların resetlenebileceği yönünde estirilen iyimser hava Halep operasyonuna verilen tepkiler nedeniyle sönmek üzere. Dışişleri Bakanlığı’nın “hazin” açıklamasının muhataplarından birisi de Rusya. Suriye devleti Halep’i “dost güçler”le- Rusya, Hizbullah, İran- kuşattı. İnsani koidorun oluşması fikri de Şam ile birlikte Moskova’nın. Ancak Ankara bu plana karşı. Suriye’de çakışan çıkarların Türkiye-Rusya ilişkilerini yeniden bozması an meselesi.

• • •

Rusya ile ilişkilerin düzelmesi Ankara’ya çifte fayda sağlayacaktı. AKP hükümeti Rusya ile ilişkileri geliştirerek hem yaşadığı sıkışmışlıktan biraz olsun kurtulup nefes almaya, hem de Rusya kozu üzerinden ABD ve Batılı güçlere karşı elini güçlendirmeye çalışıyordu. Rusya, ilişkilerin normalleştirilmesine evet derken, önce Ankara’nın Suriye’de radikal İslamcılara verdiği desteğe son vermesini ve kendisiyle işbirliği yapmasını şart koşuyordu.

Darbe girişiminin ardından süngüsü düşmüş AKP hükümetinin darbe öncesinde olduğu gibi radikal İslamcı gruplar Şam’ın Fethi Cephesi adını alan El Nusra, Ahraruş Şam, Fetih Ordusu, Faylak-u Şam, ÖSO gibi cihatçı gruplarla yol tutuşu devam ediyor. Bu yolun ülkeyi felakete sürükleyeceğini bile bile. Rusya-Türkiye ilişkilerinde Suriye mihenk taşı. İkili ilişkilerin normalleştirilmesi Suriye nedeniyle kırılgan bir yapıya sahip. Son Halep kuşatması ve sonrasında yaşananlar bunu bir kez daha göstermiş oldu. Dışişleri Bakanlığı’nın Halep açıklaması yeni krizlerin yaşanacağının göstergesi.

Kaynak: Birgun.net