TÜREY KÖSE

Halit Çelenk Hukuk Ödülü’nü bu yıl Türkiye’nin Soğuk Savaş Düşünce Hayatı -Antikomünizm ve Amerikan Etkisi kitabıyla Cangül Örnek kazandı. Örnek ile bu ödülün anlamı ve çalışmaları üzerine sohbet ettik.

» Türk Sosyal Bilimler Derneği’nin "Genç Sosyal Bilimciler" ödülünü kazanan kitabınıza verilen ödül sizin için ne anlama geliyor?
Her ödül değerli tabii ama Halit Çelenk adına verilen bir ödülü almanın onuru başka. O yüzden çok mutluyum. Çelenk, kuşkusuz hem bir mücadele insanıydı hem de değerli bir hukukçu, onurlu fikir insanı. Aynı kulvarda yürüyor ve üretiyor olmak sadece gurur vermiyor, insana daha iyisini yapmak için güç de veriyor. O bakımdan ödül bana daha fazla üretme, daha iyi üretme şevki verdi diyebilirim.

» Çelenk'i tanımış mıydınız?
Hayır, şahsen tanıma fırsatım olamadı. Ama kendisi benim gençliğimde iz bırakmış isimlerden biridir. ilk kez Denizlerin avukatı olarak o günlere dair tanıklığını paylaştığı bir televizyon programında izlemiş, tanımıştım. Yanılmıyorsam, lise öğrencisiydim. Çelenk’in anlattıklarını ailecek gözlerimizi kırpmadan dinliyorduk. Deniz ve arkadaşlarının idama götürüldüğü ve infazın gerçekleştirildiği anları anlatırken ağlamış, onunla beraber biz de ağlamıştık. Daha sonra sokağa çıktığımızda öğrenmiştik ki bizim gibi pek çok komşumuz da ağlayarak izlemiş programı. Anlattıkları uzun süre beynimde yankılanmıştı. Bu anının, siyasi kişiliğimin oluşumunda iz bıraktığını düşünmüşümdür hep. Keşke yüz yüze tanışma fırsatım olsaydı da kendisine gençliğimi etkileyen bu anımı anlatabilseydim. Ödülü aldığımı öğrenince aklıma ilk bu geldi.


» Daha iyisini üretme şevkinken bahsettiniz. Yeni kitaplar var mı?
Yakın tarihimizde aydınların rolü üzerine okuyorum ve düşünüyorum. Aziz Nesin ve bir dönem öncülerinden olduğu laiklik mücadelesi üzerine üretmeye çalışıyorum. Ama yazmak için biraz daha biriktirmem gerekiyor.

» Bu konuya eğilmenizde güncel laiklik tartışmalarının etkili olduğunu söyleyebilir miyiz?
Dürüst davranmak gerekirse “din temelli Anayasa” söylemi sonrasında kurgulanmış bir çalışma değil, öncesine dayanıyor. Ama böyle bir talep de sıfırdan ortaya atılmadı. Bugünlere gelinmesi de bir sürecin ürünü. Geçen sene bir Aziz Nesin sergisi açılmıştı. Ondan etkilenerek bu çalışmaya başladım. Eve döndüğümde Aziz Nesin üzerine yapılmış çalışmaları araştırdım ve edebiyat incelemeleri dışında doğru dürüst bir şey bulamadım. Halbuki, Türkiye siyasal hayatının çok önemli bir figüründen bahsediyoruz. Bu ilgisizlik bana biraz kasti geldi ya da şöyle diyeyim mücadelesine duyulan mesafenin ürünüymüş gibi geldi. Başladım üzerine düşünmeye.

» Düşünce hayatımız AKP iktidarının gereksinimlerine/gündemine göre mi şekilleniyor?
Laiklik tartışmasına odaklanarak yanıt vereyim. Bu tartışmayı, her ne kadar iktidarın uygulamaları ve aynı doğrultuda yapılan açıklamalar tetiklemiş olsa da konunun sadece iktidarın gündemi olduğunu düşünmüyorum. Tabii ki, tek başına yaşanan gelişmelere tepki üreten değil, gelişmelere yön veren, dolayısıyla tartışmaları açan taraf olmak daha iyi olurdu. Mesela, keşke, Türkiye’nin aydınları “din temelli Anayasa” çıkışından çok önce bu alanda yaşanan gelişmelere tepkiyle konuyu radikal bir şekilde gündeme getirselerdi.

» Neden bu gündemi açmadılar?
Türkiye’de çok fazla sorun var. Sorunların hepsi birbiriyle bağlantılı, hepsi aynı temelden besleniyor. Karaman’daki çocuk tecavüzü meselesiyle gördük ki, laiklik ve çocuklarımızı korumak arasında doğrudan bir ilişki var. Bu ilişkiyi kurmak için kitaplar devirmeye de gerek yok.

Kaynak: Birgun.net