KADİR İNCESU

Rıfat Ilgaz'ın yaşamını tek sözcüğe sığdırmak mümkün mü? Ilgaz'ın 82 yıllık yaşamını düşündüğümüzde, kitaplarını -başta şiirlerini- okuduğumuzda aklımıza çeşitli sözcükler gelecektir. Ilgaz'ın ‘Okutma Üzerine’ adlı şiiri belki de yaşamının karşılığıdır.

SINIF'ın ozanıyım mimli, / HABABAM SINIFI'nın yazarıyım ünlü. / Kim ne derse desin, / Çocuklar için yazdım hep (...)

Sınıf’ın ozanı

‘Sınıf’ sözcüğü Ilgaz'ın yaşamının karşılığıdır. Öğretmendir, ‘Sınıf’ adlı şiir kitabının şairidir ve ‘Hababam Sınıfı’nın yazarıdır. Rıfat Ilgaz, 1944’te yayımlanan ‘Sınıf’ şiir kitabında da öğrencilerini ve birebir tanığı olduğu yaşamları anlatır.

Devrim Kitabevi’nce yayımlanan kırmızı kapaklı ‘Sınıf’ 25 gün içerisinde toplatılır ve Ilgaz gözaltına alınır. Bilirkişinin, ‘Sınıf’ın yazarının hasta ruhlu olduğu ve kitabın da edebi değeri olmadığı şeklindeki raporu nedeniyle Ilgaz 6 ay hapsedilir. Öğretmenlikten uzaklaştırılır. Tophane Askeri Cezaevi’ne konan, 142. Madde’den ceza alan ilk şair olan Ilgaz, o dönem yaşadıklarını da ‘Karartma Geceleri’ romanında anlatır. Cezaevinden çıkan ve "mimli" olan Ilgaz, ailesinin zarar görmemesi için eşinden ayrılır.

‘Stepne’ de kim?

Bir dönem Sabahattin Ali ve Aziz Nesin ile Markopaşa ve ardılları dergileri çıkaran Ilgaz için 23 Şubat 1956, dönüm noktasıdır. O tarihte İlhan Selçuk yönetimindeki Dolmuş adlı derginin yazı kadrosuna katılır. Yazarların çoğu ‘sakıncalı’dır. Hepsi de Dolmuş'un bir parçasını kendilerine isim olarak alırlar; Direksiyon, Egzoz, Çamurluk... Ilgaz da ‘Stepne’ adıyla yazar. Ünü, kendi adını bile geçecek ‘Hababam Sınıfı’nın ilk öyküsü de 25 Temmuz 1956'da ‘Stepne’ imzasıyla yayımlanmaya başlar.

İlk öyküden itibaren inanılmaz tepkiler alır. Herkes, Hababam Sınıfı'nın kendi okudukları okuldan bir sınıf olduğunu iddia eder. Yazı dizisi o kadar ilgi görür ki, ‘Hababam Sınıfı’, Dolmuş Yayınları’nca kitap olarak 5 bin adet basılır. Kısa zamanda tükenen kitabın kapağında da ‘Yazan: Stepne’ adı dikkat çeker. ‘Stepne’, steplerden çağrışım yapılarak Rus yazarı zannedilir, yazarının gerçek kimliğine ulaşılamaz.

1959’da ‘Hababam Sınıfı’ öykülerinin bir bölümünü de Tan Basımevi’nden Haluk Yetiş basar. Bir anda ünlenen kitaba imzasını koyduran Rıfat Ilgaz’a gelen ilk eleştiri Dağıtıcı Faruk’a aittir:

"Nerde Stepne, nerde Rıfat Ilgaz?... Bırak dostum sen bu işleri!"

"..."

"Rusçan fena değil; doğrusu ilk kitabı çok güzel çevirmişsin!"

"Ben mi çevirmişim? Hangi yazardan? "

"Hangi yazardan olacak! Stepne’den... Baktın birincisi iyi gitti, ikinciyi de sen yetiştirdin geriden!"

Hababam Sınıfı serisinin devamı olan kitaplarda; 1972’de ‘Hababam Sınıfı Baskında’ ve ‘Hababam Sınıfı Uyanıyor’, 1975’de ‘Hababam Sınıfı Sınıfta Kaldı’ en son da 1987’de ‘Hababam Sınıfı İcraatın İçinde’ yayımlanır.

‘İnek Şaban’ Suzan Uztan

Karamürsel’de üçüncü sınıf bir otelin odasında ‘Hababam Sınıfı’ romanını piyese çeviren Ilgaz; daktilosu olmadığından bir köy katibiyle dilekçe fiyatı üzerinden 5 liraya anlaşır. Biri okur, diğeri yazar. 1966’da Ulvi Uraz Tiyatro Topluluğu’nca Beyoğlu Küçük Sahne’de ilk kez sahneye konan Hababam Sınıfı’nda o günlerin genç oyuncularından Zeki Alasya, Metin Akpınar, Ercan Yazgan, Ahmet Gülhan, Suzan Uztan, Ali Yalaz, Ulvi Uraz ve Zihni Küçümen yer alır. Oyun 3 ay kapalı gişe oynar. İşin ilginç yanı oyunun en önemli kahramanı İnek Şaban’ı genç bir kadının, Suzan Uztan’ın oynamasıdır. Suzan Uztan, rolünü o kadar başarılı oynar ki kadın olduğunu rol arkadaşları bile anlayamaz.

Kel Mahmut'tan Ilgaz'a mektup

Tiyatro olarak başarılı olan ‘Hababam Sınıfı’nı, Ertem Eğilmez beyazperdeye aktarır. Filmleri de romanı kadar ilgi görür, gişe yapar. Filmlerde Münir Özkul, Adile Naşit, Halit Akçatepe, Kemal Sunal, Şener Şen, Tarık Akan, İlyas Salman, Ayşen Gruda ve daha pek çok isim rol alır. Melih Kibar'ın yaptığı ‘Hababam Sınıfı’ müzikleri de unutulmazlar arasına girer. 2000 sonrası çekilen ‘Hababam Sınıfı’ filmleri de yaptığı gişeyle dikkat çeker.

İlk ‘Hababam Sınıfı’ filminin çekimi öncesi Sansür Kurulu’nda yaşanan bir olay da dikkat çekicidir. ‘Hababam Sınıfı’ filminin senaryosu sansür kurulundan “Ben öğretmene ‘Kel’ dedirtmem” diyen bir öğretmenin karşı çıkması üzerine geçemez. Senaryodaki "Kel Mahmut"ların hepsi “Mahmut Hoca” olunca izin de alınır. Filmi izleyen gerçek Kel Mahmut yani Nihat Dicle ise öğrencisi Rıfat Ilgaz’a mektup yazarak teşekkür eder: "Bana verdiğiniz Kel Mahmut rolünden dolayı minnettarlığımı, takdirlerimin, gurur ve iftihar duygularımı iletmektir amacım. Ne yapacağımı bilemiyorum". Uzun yıllar sonra ise Ilgaz'ın yakın dostlarından Mehmet Saydur, Nihat Dicle ile Rıfat Ilgaz'ı bir araya getirmeyi de başarır.

Hababam Sınıfı üzerine çok şeyler söylenebilir. Gerçek anlamını ve kaynağını Usta'dan dinlemek en iyisi: "Hababam Sınıfı bir eğitim yergisidir. Mizah beyazdır, olumludur. Mizahta gülme ana öğe değildir. İsteyen ağlar, isteyen güler. Yergi yapıyorum, komedi bile düşünmüyorum. Hababam Sınıfı’nda üç şeyin yergisi yapıldı: Kopyanın, ezberin, uydurma saygının... ‘Hababam Sınıfı’nda bize yakışmayan eğitimsel şeylerin yergisini yapıyorum. Bunlar Kastamonu Lisesi’nde ve Kastamonu Muallim Mektebi’nde başımdan geçen, çevremde cereyan eden gerçek olaylardı. Onları biraz süsledim. Güdük Necmi benim. Nihat Dicle hocamız müdür yardımcısıydı ve Kel Mahmut tipinde canlandırdım. Safranbolulu Ahmet’de İnek Şaban oldu. 120 kiloluk bir Tulum Fehmi’miz vardı. Fehmi’ye iki porsiyon yemek çıkardı. Fehmi de Tulum Hayri oldu. Hademe Şerife Hanım, Hafize Ana tipinde canlandı. Fransızcacı Sedat Bey yine aynı rolde. Badi Ekrem beden hocası Dadaylı Rehmicük’tür."

‘Hababam Sınıfı’nın ilk öyküsünün yayımlanışının üzerinden 60 yıl geçti. Yıllar geçti ancak Hababam Sınıfı Serisi hâlâ en çok okunan kitaplar arasında.

Kaynak: Birgun.net