Bilge Selçuk- Koç Üniversitesi Psikoloji bölümü

Prof. Yankı Yazgan’ın Türkiye ayağını yürüttüğü bu araştırmanın sonuçları önemli. Bu sonuçları birkaç farklı şekilde yorumlamak mümkün. Çarpıcı bulgulardan biri, anne-babaların çocuğun oyun oynamasının öneminin farkında olmaları. Oyunun, çocuğun çok yönlü bireyler olarak gelişmesine katkı yapacağını biliyorlar, öğrenmesini kuvvetlendireceğinin farkındalar ve bazı becerilerin gelişimi için okuldan ziyade oyunun önemli olduğunun farkındalar.

Genel olarak çocuklar anne-babalarına göre daha az oyun oynama fırsatına sahip, buna dışarıda oyun dahil. Bu gelişimsel bakımdan pozitif bir sonuç değil. Sosyal, duygusal ve bilişsel gelişim için çok temel olan bir beceri vardır, buna yönetici işlev becerisi deriz. Bunun içinde dikkati odaklayabilme becerisi vardır, kendini denetleme, yani kontrol edebilme becerisi vardır. Son yıllarda yapılan çok sayıdaki araştırma çocuğun spor yapmasının veya dışarda oyun oynamasının, ki buna ağaca tırmanmak da dahil, bu yönetici işlev becerisini geliştirdiğini gösteriyor. Aslında sanıyorum anne-babalar bunun farkında olsalar, çocuklarının dışarda oynamasını çok daha fazla teşvik ederler. Çünkü bizde akademik başarıya çok önem veriyor anne-babalar, bunun yolunun da hep daha çok ders çalışmaktan geçtiğini düşünüyorlar. Halbuki başarının altında yatan önemli becerilerden biri dikkat ve kendini denetleme. Ve mesela hem spor, fiziksel aktivite, hem sanat, özellikle müzik aleti çalmak bu becerileri güçlendiriyor. Şimdi artık dezavantajlı kesimlerdeki çocukların bilişsel ve sosyal gelişimini destekleyen programlar fiziksel etkinlik içeren müdahaleleri uyguluyorlar, çocuklara akademik bilgi aktarmaya odaklanmıyorlar. Anne-babaların bunun farkına varması lazım.

Yeşil alanlar azalıyor

Öte taraftan bazı pratik zorluklar var. Yeşil alanların, plansız, programsız şekilde parsellenip satılarak yerleşim alanlarına dönüştürülmesi çarpık kentleşmenin sonuçlarından biri. Çocukların oyun oynadıkları, yaşlıların ve diğer vatandaşların dinlendikleri, nefes aldıkları yerlerdir bu yeşil alanlar. Çocukların daha az dışarda oynamasının bir sebebi bu yeşil alanların azalıyor olması. Bu çalışmanın sonuçları da gösteriyor ki, anne-babalar çocuklarıyla buralara gitmeye zor zaman buluyorlar. Bunun bir sebebi yakında böyle bir alan kalmamış olması olabilir. Yeşil veya değil, eskiden boş alanlar olurdu mahallelerde. Oralarda ağaca tırmanılır, envai çeşit oyun oynanırdı. Şimdi büyük şehirlerde en azından, bunlar için uygun yerler mahallelerde, eve yakın yerlerde yok. Ancak aileler planlı şekilde pikniğe vb. gidecekler ki çocuklar dışarda oynasınlar.

Güvenlik kaygısı var

Bir ekleme yapayım, güvenlik de ayrı sebep. Eskiden mahalleler daha güvenliydi. Çocuk kaçırma olayları böyle yaygın değildi; çocuk organ mafyası, porno mafyası, tacizler vs. bunların hepsi çocukların artık yalnız dışarı gönderilmemeleri için bir sebep. Artık çoğu zaman ki anne-babaların çocukla birlikte çıkmaları gerekiyor.

Oyun alışkanlıkları yok

Bir diğer sebep, bizde ebeveynlerin çocukla oyun oynama alışkanlıklarının olmaması. Elektronik oyunlar çocuklar için de cazip. Aile bireyleri ayrı ayrı bir akıllı aletin, bilgisayarın veya televizyonun vb. başında geçiriyor zamanını. Dijital teknoloji son birkaç senede özellikle yaygınlaştı ve bundan sonra daha da yaygın kullanılacak gibi görünüyor. Dolayısıyla ebeveynlere bundan tamamen vazgeçmelerini öğütleyemeyiz, ama bu tür oyunların çocuğa öğretemeyeceği beceriler vardır, sosyal ve duygusal beceriler mesela, ancak insan ilişkisi bağlamında öğrenilir. Bizde şu anda tablet veya bilgisayar oyunlarında çocukların uzun uzun zaman geçirmelerinin sebeplerinden biri de yorgun veya üşengeç ebeveynler, bu tür oyun onların da kolayına geliyor. Oysa pekçok bakımdan, hem dil gelişimi, hem bilişsel gelişim, motor gelişimi, hem de sosyal ve duygusal becerilerin gelişmesi bakımından dışarıda oynamak önemli.

Ama modern büyük şehir hayatının insanlara doğal yaşamı unutturduğunu söylersek yanlış olmaz. Yeni yaşam biçimleri anne-babaları doğadan koparttı, dışarıda zaman geçirmenin doğal bir şey olduğunu unuttular. Boş alanda, mahalle arasında oynamak için fiziksel zorluklar var ama hava soğukken yuvanın bahçesine dahi çocuklarını çıkartmak istemeyen, buna izin vermeyen bir veli profili de var karşımızda. Çocukları soğuk havada dışarıya çıkarsa hastalanacak, onlarca çocukla aynı kapalı mekanda tüm günü geçirirse sağlam kalacak diye düşünüyorlar. Halbuki çocuğun sağlıklı gelişimine önem veren ülkelerde, çocuklar havaya uygun şekilde giydirilir ve her gün mutlaka dışarıda oynattırılır bir süre, en soğuk ülkelerde bile. Dolayısıyla bizdeki sorun sadece yeşil alan, güvensiz mahalleler veya boş alan sorunu değil.

Hareket etmeleri gerekiyor

Bizdeki sorunlardan biri, ebeveynlerin bilişi ve davranışı arasında kuvvetli bağın olmaması. Ebeveynlere sorduğunuz zaman çocuğunun çok sağlıklı ve başarılı yetişmesini önemsiyor ama bunun için gerekeni yapmıyor. “Biliyorum ama yapamıyorum” sözünü çok duyarız anne-babalardan, bu biraz kolaycılık anlamı taşıyor elbette. Ama sanıyorum, dışarıda oynamanın çocuğun akademik başarısı için de önemli olduğunu söylersek aileleri çocuklarının dışarıda oynaması, spor yapması, fiziksel etkinliklere katılması konusunda ikna edebiliriz, bir farkındalık yaratabiliriz. İnsan iki ayağının üstünde hareket etmek üzere programlanmış bir canlıdır. Onun çindir ki tüm gün oturarak çalışmak veya hareketsiz bir yaşam birçok fiziksel sağlık problemine sebep olur. Bu, çocuklar için de böyle, hem fiziksel sağlıkları, hem sağlıklı gelişimleri için hareket etmeleri gerekiyor. Sanal ortamda spor oyunu fiziksel hareket sağlasa bile, sosyal ilişki sırasında edinilen becerilerin gelişmesi bakımından mahsurlu ve idealden çok uzak.

Kaynak: Birgun.net