Fırtına İnisiyatifi, Doğu Karadeniz dağlarında yapılacak “Macera Parkı”na ilişkin bir basın açıklaması yayımladı

Fırtına İnsiyatifi, "Macera Parkı" için kurulması planlanan bölgenin "milli park" olduğunu hatırlattığı açıklaması şöyle:

"Değerli Yaşam Savunucularına

Milli parklar ve Doğal Sit sorumluluğun da, Eko- turizmin Türkiye’deki öncülerinden biri olduğunu savunan yörenin bir tur firması tarafından inşaatı başlatılan Macera Parkının bulunduğu bölge; Koruma statüleri milli park, tabiatı koruma alanı, tabiat parkı, tabiat anıtı, yaban hayatı geliştirme sahası, özel çevre koruma bölgesi, doğal sit alanı ve arkeolojik sit alanı tarafından koruma altındadır.

Bunun yanı sıra vadide, Türkiye'nin 122 önemli bitki ve 184 önemli kuş alanı bulunmaktadır. Bern Sözleşmesi’ne göre Fırtına Havzası’nın, Avrupa ve küresel ölçekte tehdit altındaki türlerden en az 537 odunsu bitki, 136 kus, 30 memeli, 21 sürüngen ve 116 endemik türe ev sahipliği yaptığı anlaşılmıştır. Kaçkar Dağları, özellikle milli park ve yakın çevresi, 386 kadar olan Doğu Karadeniz’deki endemik taksonların yüzde 30’una (116 tür) tek basına ev sahipliği yapmaktadır. Bunlara ilave olarak; Fırtına Havzası, Dünya Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF) belirlenmelerine göre, Avrupa'nın öncelikli olarak korunması gereken orman alanları arasında, dünyada ise 25 sıcak noktadan birisi. Ayrıca, bölge uluslararası WWF tarafından biyolojik çeşitlilik bakımından dünya çapında önemli 200 ekolojik bölgeden, Avrupa’da ise acil korunması gereken 100 ormandan biri olarak gösterilmektedir.

Fırtına vadisi ormanları Türkiye’nin yağmur ormanlarıdır. Vadinin içerisinde büyüleyici güzellikte, dünyada üç bölgede bulunan şimşir ormanlarından biri yer alıyor. Fırtına Vadisi ve yan kolu olan ve içinden Palovit deresinin aktığı havzadaki şimşir ormanları, ülkenin en bozulmamış orman ekosisteminden biri olarak değerlendiriliyor. Böyle zengin bir habitatın içerisine macera parkı yerleştirmeyi düşünen zihniyetlerin amacı rant değilse nedir?

Ne yazık ki, bu eşsiz doğaya son zamanlarda turizmi canlandırmak adına birçok proje yapılmaya çalışıyor. Geçtiğimiz yıl ’Yeşil Yol Projesi’ni de kapsayan Karadeniz Bölgesi’ndeki 6 ilin ’Çevre Düzeni Planı’ için açılan davada ’yürütmeyi durdurma’ kararı verilmesine rağmen, alınan yeni izinler ve doymak bilmeyen rantçı zihniyetlerden bölgeyi korumak son zamanlarda hayli zorlaşmaya başladı. Yeşil Yol çok geniş çaplı bir proje olduğu için, her geçen gün bu proje ile bağlantılı farklı projeler ortaya çıkıyor. Madeni bir yandan, turizmi bir yandan, macera parkları diğer yandan, sanki anlaşmışta bu doğayı nasıl yok edebilirizin derdinde. Kaçkar dağları macera parkı projesi de turizmin canlanması mantığıyla yola çıkılan büyük bir yıkıma sebep olacak projelerden bir tanesidir.

Bölgedeki tasarlanan her türlü yapılaşma vadinin yok olmasını tehtid eden önemli faktörlerden biridir. Yapılması planlanan ve inşaatına başlanan Macera Parkı projesi her ne kadar eko-turizm adı altında lanse edilse de var olan türlerin yok olmasına ve ileride yapılacak yeni projelerin başlangıcına bir işarettir. Bölgede turizmin geliştirilmesine yönelik yapılan her proje, yeni projelerin oluşmasına ve yaylalarda turizm merkezlerinin açılmasına neden olacaktır. Bu durum bölgenin zengin biyolojik çeşitliliğine özellikle de yaban hayatına büyük zararlar verecektir. Özellikle Macera parkının yapılacağı bölgenin yanında bulunan dünyanın en eşsiz ormanlarından biri olan şimşir ormanlarına ve orada yaşayan canlılara büyük zararlar verecektir.

Tüm bu bilgilerin ışığında madem yalnızca doğaya uyumlu bir park inşası düşünülüyor, beton dökülmesinin amacı nedir? Projede yer alan restaurant doğaya uyumlu nasıl tasarlanacaktır? Bu betonun buraya dökülmesin de ki amaç nedir? Ama biz biliyoruz ki asıl amaç bu değil. Bu yalnızca tepki çekmemek adına kurulu bir oyun. Biz bu filmi daha önce çok kere izledik ve artık yenilerini izlemek istemiyoruz. Yeşilin yok edilmesine, gürül gürül akan seyretmeye doyamadığımız derelerin üzerindeki taşların yosunla değil de çöplerle sarılmasına, rantçı zihniyetlerin yaşam alanımızı yok etmesine sessiz kalmak istemiyoruz. Biz artık böyle projelerin vadiden uzak tutulmasını istiyoruz.

Biz Fırtına İnisiyatif olarak, babaannelerimizin, dedelerimizin ve tüm yöre halkının yıllarca emek verdiği, koruduğu bu güzel yaylaların yok olmasına şahit olmak istemiyoruz. Bu dünyada nefes aldığımız her an yalnızca Fırtına vadisinde değil, tüm bölgelerin korunması için ve rantçı zihniyetin yok olması için, doğa için, küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için ortak bilincin oluşturulmasına katkı sağlamak istiyoruz. Fırtına vadisinin güzel bedenine oyuklar açıp, betonlar dökmek yerine, o bölgede yaşayan tüm canlıların yaşam alanlarına sahip çıkarak bu doğanın kucağında huzur bulmak istiyoruz. Biz böyle özel bir bölgenin yok edilmesine izin vermeyeceğiz.

Saygılarımızla,

Fırtına İnisiyatifi"

Kaynak: Birgun.net