İkiye bölünmüş Filistin’in farklı parçalarında hüküm süren Fetih ile Hamas örgütlerinin Katar’ın başkenti Doha’da aralarındaki sorunları çözmek için yaptıkları toplantıdan bir sonuç çıkmadı.

Çıkmayacaktı. Çünkü Filistin’in başına bela olmuş Hamas hareketinin ulusal birlikten çok “din temelli” yönetimi hedefleyen tutumu değişmiş değil. Hamas da benzeri dinci yapılar gibi kendisini dünyanın merkezi gören bir hareket. Oysa etkisi sadece şimdi üzerine çöreklendiği bölgeyle sınırlı. Recep Tayyip Erdoğan’ın, resmi olarak tanıdığı Filistin yönetiminin itirazlarına rağmen Hamas’la, lideri Haniye ile sıkı ilişkilerinin, bu örgütün kendisini önemli sanmasında bir etkisi var tabii ki.
Filistinliler, yıllarca sürdürdükleri mücadelelerine rağmen, bugün topraklarının sadece yüzde 25’i üzerinde o da neredeyse İsrail’in lütfuyla hüküm sürmeye çalışıyorlar. Bu yüzde 25’lik toprak parçası da İslamcı Hamas sayesinde ikiye bölünmüş durumda.

Filistin kurtuluş hareketi başından beri laik özellikler taşıyan sol eğilimli bir hareketti. Filistin Kurtuluş Örgütü’nü (FKÖ) oluşturan en büyük örgüt El Fetih ile George Habbash’ın liderliğini yaptığı Filistin Halk Kurtuluş Cephesi (FHKC) Filistin davasının tüm dünyada tanınmasına büyük katkı yaptılar. Bir yandan İsrail’in askeri operasyonlarına direndiler, diğer yandan diplomatik alanda çok sayıda ülkede başta temsilcilikler açmak üzere birçok kazanım elde ettiler. İran Devrimi’nden sonra yükselen İslamcı dalganın yarattığı ortamda Filistin İslamcı hareketi de Filistin davası içinde görünür hale geldi. İsrail’in saldırılarını yoğunlaştırdığı zamanın İslamcı Filistin örgütlerinin laik FKÖ’ye adeta savaş açtığı zamana denk gelmesi de ilginçtir.

Hamas’ın, İsrail tarafından kurdurulduğunu bilmeyen yok. Sonrasında İsrail’e düşman olan ancak bugünkü tutumuyla yine en çok İsrail’in işine yarayan bir örgüt durumundaki Hamas Filistin’in bağımsızlık mücadelesinin önündeki en büyük engel.

Bu tabii ki resmi Filistin yönetiminin Batıya ve ABD’ye teslim olmuş, İsrail karşısında da son derece uzlaşmacı resmi yönetiminin tümüyle doğru olduğunu göstermez ama bu yönetimin uğraştığı büyük sorunlar hep Hamas kaynaklı.

Doha’da El Fetih hareketi, yani resmi Filistin yönetimi “ortaklık ve demokrasi temelinde Filistin’deki bölünmeyi sonlandırma, ulusal birlik hükümeti kurma kararı aldığını” duyurmuştu. Resmi hükümetin önüne koyduğu görev “Batı Şeria ve Gazze Şeridi’ni birleştirme, memurlar konusunu en geniş ve gerçek şekilde çözme, üzerinde anlaşılan kısa bir süre içinde cumhurbaşkanlığı seçimi ve genel seçime hazırlama” olarak belirlenmişti. Doha’da konuşulacak olan bu. Bunda anlaşılmayacak ne var? Ancak Hamas bu konuların konuşulmasına bile yanaşmadı.

Hamas’ın derdi, Filistin mücadelesini tüm dünyaya duyuran, herkesin bildiği bir mücadele haline getiren FKÖ’nün programı. Resmi Filistin hükümetinden bu programdan vazgeçmesini istiyor. En önemli dertlerinden biri bu. FKÖ programı laik özellikler taşıyor çünkü.

Ne olmuştu?
Hamas’ın Filistin’de 2006 yılında seçimleri kazanmasının ardından iki hareket arasında çatışmalar çıkmış, Hamas 2007’de Gazze’nin, El Fetih’de Batı Şeria’nın kontrolünü ele almıştı. Hamas ile Fetih Mayıs 2011’de Mısır, Şubat 2012’de ise Katar başkanlığında uzlaşma görüşmeleri yapmış ama anlaşmaya varamamışlardı.
Fetih ve Hamas hareketi, 23 Nisan 2014’te birlik hükümeti kurulması, genel ve başkanlık seçimlerinin yapılması konusunda bir uzlaşı anlaşması metni imzalamıştı. Uzlaşı hükümeti 2 Haziran 2014’te kurulmuş ancak iki tarafın siyasi ayrılıkları sebebiyle hükümet, İsrail ablukası altındaki Gazze’de görevlerini yerine getirememişti. Bombalamalardan sorumlu

Hamas Siyasi Büro Başkan Yardımcısı İsmail Heniye’nin tam on yıldan bu yana süren Gazze ablukasının kaldırılmasıyla ilgilenmediği ortada. Bundan memnunmuş gibi bir hali var. Abluka sürdükçe yönettiği Gazze’deki Filistinlilerin kendisine muhtaç olacağını düşünüyor.

Tersi olsaydı, ne olursa olsun, tavizler de vererek birleşme konusunda adım atmış olurdu. Hamas ile El Fetih arasında uzlaşma sağlamak için yeni arayışlar içinde olmadığını açıkça söylemişti Haniye. “İsrail ile yeni bir savaş istedikleri” yönündeki iddiaları yalanlayan Heniye, “İsrail ile bir savaş hazırlığı içinde değiliz. Ancak, gerekirse halkımız kendisini savunmaya da muktedirdir” ifadelerindeki üslubunun benzerini El Fetih için kullanmıyor nedense.

İki yıl önce olan
Yumuşak üslup kullanmak bir yana iki yıl önce Gazze’de resmi Filistin ile El Fetih yöneticilerinin evlerine yönelik bombalamalar gerçekleştirdi Hamas. Gazze’de 7 Kasım 2014’de eş zamanlı gerçekleştirilen bombalı saldırılarda, eski Devlet Başkanı Yasir Arafat’ın 10. ölüm yıl dönümü etkinlikleri için kurulan platform ile bazı Fetih yetkililerinin evleri hedef alınmıştı. Can kaybının yaşanmadığı olaylarda evlerde ve platformda hasar meydana gelmişti.
Fetih yetkilileri konuyla ilgili Hamas’ı suçlarken, harekete yakınlığıyla bilinen kimi internet sitelerinde de saldırıların arkasında olduğu iddia edilen Hamas mensuplarının ismi yayınlanmıştı.

Yani zaten artık mücadele azmi kalmamış, emperyal güçlerin, kurumların duruma el atmasına muhtaç Filistin mücadelesi İsrail’den çok Hamas’ın engelleyici tutumları yüzünden başarıya ulaşamayacak, ulaşsa da bu çok çok zaman alacak.

Kaynak: Birgun.net