Politicomuhabirinin “Hareketinizin siyasi olmadığını söylüyorsunuz ama bazı kaynaklar Hizmet hareketinin karanlık bir yüzü olduğunu, bazı bireylerin nihai olarak yönetimi almak üzere hükümete girdiğini söylüyor. Bu doğru mu?” sorusuna, “Benim öğretim her zaman hukuka uygun olmuştur. Benim çalışmalarımı takip eden biri yasadışı ya da ahlaka aykırı davrandıysa bu benim öğretilerime ihanet demektir ve ben bu kişilerin soruşturulmasını tümüyle desteklerim” yanıtını verdi.

“Bugün kabul edilebilir kimlik kriteri olarak Erdoğan’a bağlılık, Atatürk’e bağlılığın yerini aldı” diye konuşan Gülen, kendisinin asla Türkiye’de rejim değişimini desteklemediğini, aksine 22 yıl önce tüm kamuoyuna Türkiye’nin ya da başka bir ülkenin bundan böyle demokrasiden dönemeyeceğini söylediğini belirtti. 1990’lerin sonunda ve 2000’li yıllarda Türkiye’de yargılandığı dönemde aleyhinde hiçbir kanıt bulunamadığını söyleyen Fethullah Gülen, “Hareketinizin geleceğini nasıl görüyorsunuz?” sorusunu da şöyle yanıtladı:

‘ERDOĞAN’I DURDURACAK BİR İÇ DİNAMİK YOK’

“Cumhurbaşkanı Erdoğan Hizmet destekçileri tarafından kurulmuş tüm kurumları yok etmeye ve gelecekte kurulmalarını önlemeye kararlı görünüyor. Bu Türkiye anayasasına ve taraf olunan tüm uluslararası anlaşmalara aykırıdır. Ancak dünya liderleri bu cadı avına karşı etkili bir turum geliştirmezse Türkiye’de cumhurbaşkanını durduracak bir iç dinamik yok. Dostlarımız şu ana dek haklarını barışçıl yollarla ve Türk mahkemelerinde aradı. Şu anda avukatlar bile tutuklanıyor. İnsanların kendilerini hukuki olarak koruma hakkı ellerinden alınmış durumda. Erdoğan hükümeti bu insanları şiddete itmek için elinden geleni yapıyor ancak ben bu direnişin barışçıl kalacağına eminim. Hizmet hareketinden bazı kişiler yatırım ve iş olanaklarını değerlendirmek üzere ülkeden ayrıldı. Bu Türkiye için üzücü bir kayıp. Bu çılgınlığın uzun sürmemesi için dua ediyorum.”

‘ABD İADE KARARI ALIRSA KENDİM GİDERİM’

Fethullah Gülen, ABD’nin kendisini Türkiye’ye iade etmesini olası görmediğini belirterek “ABD yönetimi hukuk düzeni ve özgürlüklere saygı konusunda uzun bir tarihe sahip. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu konudaki katı tutumu yüzünden bundan vazgeçeceklerini sanmıyorum. Ama aksi bir durumda zaten kendi biletimi alarak gözümü kırpmadan kendim gideceğimi daha önce söylemiştim” dedi.

‘ERDOĞAN’LA HİÇBİR ZAMAN ÇOK YAKIN OLMADIK’

“Kendim için endişeli değilim ama Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Türkiye’nin ABD ve NATO ile ilişkilerini tehlikeye atma konusundaki ısrarından endişeliyim. ABD ve NATO Türkiye’nin demokrasiye dönüşmesinde önemli rol oynadı” diye konuşan Gülen, Erdoğan’la hiçbir zaman çok yakın olmadıklarını da söyledi.

Erdoğan’ı AKP seçimlere girmeden önce iki ya da üç defa gördüğünü ifade eden Gülen, Hizmet hareketine sempati duyanların o dönemde AKP’ye destek verdiğini ifade etti. 2011 seçimleri sonrasında AKP’nin demokrasiden uzaklaştığını belirten Gülen, Erdoğan’ın savunduğu başkanlık sisteminin ‘sultanlık rejimine’ benzediğini ve bunu destekleyemeyeceğini anlattı.

Erdoğan’ın o dönemde Gülen cemaatine baskı kurmaya başladığını belirten Fethullah Gülen, “Onun taleplerine uysaydık şu anda Türk hükümetinin ayrıcalıklarından faydalanıyor olurduk. Ama biz bunu reddettik ve üç yıldır bize olan öfkeleriyle karşı karlıyayız” dedi.

‘ERDOĞAN’A SAĞDUYU VERMESİ İÇİN ALLAH’A DUA EDİYORUM’

“Bu bağımsız olmanın bedeli olarak tanımlanabilir. Bu ağır bir bedel ama ben pişman değilim, dostlarımın da pişman olduğunu sanmıyorum. Tek üzüntüm ülkenin acı çekmeye devam etmesi ve bu sınırlanamayan hırsların karşısında kimsenin duramıyor olması” ifadelerini kullanan Fethullah Gülen, “Erdoğan ve ABD Başkanı Barack Obama ile konuşma fırsatınız olsa onlara ne söylerdiniz?” sorusuna da şu yanıtı verdi: “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın benimle konuşmaya değeceğini düşüneceğini sanmıyorum. Geçmişte kendilerine hükümetin uyguladığı ayrımcılık ve Kürt vatandaşlara nasıl seslenileceği konusunda mektupla ulaşmaya çalıştım. Ancak bu girişimlerin hiçbiri ciddiye alınmadı. Şimdi Allah’a bu büyük milleti tehlikeye atmaması konusunda ona sağduyu vermesi için dua ediyorum. Türkiye’nin yeni bir otoriter Ortadoğu rejimine dönüşmesini engellemek çok hassas bir görev ve umarım Başkan’ın (Obama) ekibi onu bu zorlu görevde doğru şekilde yönlendirebilir.”

Kaynak: Birgun.net