Louis Farrakhan adlı tehlikeli şarlatanın, İslam/yabancı karşıtlığıyla bilinen ultra manyak Donald Trump’ı Başkanlık seçimlerde destekleyeceğini açıklaması, bu şarlatanı bilen herkes gibi benim için de şaşırtıcı olmadı. Ama, sözüm ona “Müslüman” olan, hatırı sayılır bir de takipçisi bulunan birinin, Trump gibi bir ırkçı faşisti hangi gerekçelerle desteklediğini merak ediyor insan yine de.

Kendi adıma meraktan çatlasam da, tabii ki bu gerekçelerin ne olduğuna gözümün ucuyla bile dönüp bakmayacağım elbette. Çünkü bu tehlikeli aptalın bugüne kadar yapıp ettikleri bu tutumunu anlamama yeter.

Louis Farrakhan, ABD’deki şu ünlü mü ünlü İslam Milleti’nin (Nation of Islam) lideri. Bu örgüt Elijah Muhammed olarak da bilinen, kimilerinin İslam’ı siyahlara özgü bir dine dönüştürdü dedikleri Wallace Fard tarafından kurulmuştu. Irkçılığa varan bir anlayışı savunur bu örgüt, “siyahlar Allah’ın seçtiği kullardır”, “üstün insandır” gibi beyaz ırkçılığın söylemleri bu örgütte de ziyadesiyle var. İslam Milleti’nin “Allah yıkılmayan bir siyah adamdır” demişliği de vardır, düşünün artık. Muhammed Ali de bu örgütle başlamıştı Müslümanlık macerasına ama terk etmesi hızlı olmuştu bunları.

Bu Farrakhan’ın (ben nedense Faruk Han’dan bozulma bir ad olduğunu düşünürüm bu adın) gerçek ismi Louis Eugene Wolcott. Gençliğinde şarkıcıydı bu adam. Hayatındaki en iyi dönemmiş bana sorarsanız, keşke hep öyle kalsaydı. Elijah Muhammed’le tanıştıktan sonra İslam’la da tanışıyor hâliyle. Dolayısıyla sömürgecilerin verdiği adı reddetmek için önce, kendisinden daha da ünlü olan Malcolm X gibi, X soyadını alıyor, sonra da Farrakhan’da karar kılıyor.

Düpedüz ırkçı biri tabii. Bizim Adnan Hoca’ya benzer bir tarafı da var, yeri gelmişken belirteyim, o da Adnan Hoca gibi üyelerinin hep güzel erkeklerden, güzel kızlardan oluşmasına pek bir önem veriyor. İslam Peygamberi güzel yüzlüleri severdi gibi bir inanmışlığı var, bu yüzden. Kendisinin “yakışıklı” olmasının da (nedense yakışıklı olduğuna fena halde inanıyor) bunda etkisi var mutlaka.

Şarlatan falan ama ABD sermayesinin bayıldığı bir adamdır bu. Çünkü “siyahlara zenginleşin” tebliğini veren Farrakhan tam bir kapitalizm savunucusu. Bu “egzantirik”liğinden çok adı Malcolm X cinayetiyle anılan biri aslında. ABD’nin gelmiş geçmiş en büyük siyah Müslüman önderlerinden biri olan X’in öldürülmesinde ciddi payı olduğuna inanan çok. X’i konuşma yaptığı salonda öldürenler bu şarlatanın İslam Milleti adlı örgütünün üyesiydi bilindiği gibi. Bu bağ tabii ki bu adamı doğrudan katil yapmaz ama iddialar azmettirenin Farrakhan olduğu yönünde.

Malcolm X neden öldürüldü?

Bunu bilirsek Farrakhan’ı daha iyi anlarız. Malcolm X’in hayatını biraz bilmek lazım tabii. Yönetmen Spike Lee’nin (bu zat da siyahtır) beyazların son derece işine yarayan bir yaklaşımla çektiği Malcolm X filmine falan bakarak bilmek mümkün değil tabii. Bakmayın siz İslamcılarımızın Malcolm X’i Müslüman diye sevmelerine. Malcolm X, tamam Müslümandı, hatta Hacca gidip geldikten sonra Ortodoks bir Sünnilikte karar kıldı ama yaşamının son dönemlerinde bir hayli sosyalist sayılırdı neredeyse. ABD’nin ambargo uyguladığı, ayak basanı vatan haini ilan ettiği dönemlerde Küba’dan Che gibi bir önderle konuşmuşluğu da vardır. Ulusal kurtuluş mücadelelerine verdiği desteği de anımsatayım.

Tabii başlangıçta böyle değildi Malcolm X. Gençliğinde uyuşturucu sattı, içti, ufak tefek suçlardan cezaevine girdi. Bu dönemdeki X’i ben gençliğinde kadın satmak dahil her halt bulunan IŞİD’in kurucusu kabul edilen Ebu Musab el Zerkavi’ye benzetirim. Biri o “günah dönemi”nden aşşağılık bir katil, diğeri bir bilge olarak çıktı. İkisi de Müslümandı bunların.

İslam Milleti örgütüyle tanışmadan önce yaşamında beyazlara özendiği bir dönem de vardır X’in. Bir beyazın tecavüzünün ürünü olan annesi beyaza yakın bir siyahtı. Siyahlar arasında da beyazların üstünlüğüne inananların sayısı az değildi bir vakitler. Malcolm X de beyazlamaya çalışan biri olmuştur bir ara. Serserilik, cezaevi yılları derken Malcolm X, bu İslam Milleti örgütünün bileşenlerinden Siyah Müslümanlar’a katıldı. Elijah Muhammed’in görüşlerinden etkilendi hâliyle, kendisini “ulusalcı Müslüman” olarak tanımladığı bir dönemdir bu dönem. Bu Siyah Müslümanlar ırkçı sayılmaz aslında, saf siyahlığı savunuyorlardı, bu da hoş sayılmaz ama bu onları ırkçı yapmıyor.

60’lı yıllarda İslam Milleti ABD’de çok etkindi. Öyle ki 30 bin üyesi vardı, yüzlerce camiye sahipti. Malcolm X işte bu dönemde koptu örgütten. O ana kadar siyah bir sağcı sayılırdı pek ala. Malcolm X, İslam Milleti’nin o yıllarda gelişen siyah protestolara önderlik etmeyişini eleştirmişti. Şiddete karşı şiddeti savunması da bu döneme rastlar. Sonra da ABD dıında başka siyahların olduğunu, dünyada siyah olmayanların da kurtuluş mücadeleleri verdiğini keşfetti. Yani artık bir enternasyonalist tarafı da vardı. Bağımsızlığını yeni kazanan Gana’yı ziyaret etti. Daha sonra “din ayrı siyaset ayrı” noktasına geldi. Bildiğin laik yani.

Hac’ca gidip döndüğünde kendisini “Ortodoks Sünni” olarak tanımladı. Bunu yapmasının nedeni, İslam Milleti’nin ırkı öne çıkaran tarafına karşı Hac’da böyle bir durumla karşılaşmamasıdır. “Onlarca farklı insan benimle aynı masada yemek yedi” diye anlattı bunu sonradan.

Adını yine değiştirdi

Bizde bilenin fazla olduğunu sanmıyorum ama Malcolm X adını bir kez daha değiştirdi Hac dönüşü. Hep Malcolm X diye bilindiği için son seçtiği ad herkesçe bilinmez. Adı artık El Hacı el Malik Şabaz’dır. Ad değişikliğinden sonra birçok yazısında bu adı kullanır. Eşi, kızı hâlâ bu soyadı taşır.

Yeniden ABD dışı seyahatler gerçekleştirdi. Her gittiği yerden güçlü antiemperyalist, antiamerikancı duygularla döndü. Bu görüşlerini çekinmeden ABD’nin her yerinde, her platformda dile getirdi. Bu konuşmalarında ABD’deki siyah hareketin dünyanın çeşitli yerlerindeki hak arama mücadeleleriyle bağının olmamasını çok sert sözlerle eleştirdi. Che’yle görüşmesinin nedeni Kongo’daki antiemperyalist direnişi desteklemek için ABD’de siyahlardan oluşan bir gönüllü grup oluşturma çabasında ondan yardım almaktır.

Yani ABD yönetiminin hoşlanmadığı ne varsa hepsini yaptı Malcom X, yani El Hacı el Malik Şabaz. Öldürülmesinde şaşılacak bir taraf yok tabii ki. Bugün X’i hakkıyla temsil eden Kara Panter örgütüdür sadece.

Malcolm X, kendisini çok beğenmiş Farrakhan şarlatanının “liderliği” için de tehlikeliydi. Karizması, konulara hakimiyeti, hitap gücü, nihayet samimiyeti siyahlar arasında onu gerçek bir kahramana dönüştürmüştü. ABD kahramandan sadece Rambo’yu anladığı için X gibi gerçek kahramanlara tahammül edemez tabii. Siyah bir isyan (beyaz da tabii) sermayenin hoşuna gider mi hiç? Bu nedenle X’in ortadan kaldırılması gerekti.

21 Şubat 1965’te konuşma yaptığı salonda vurularak öldürüldü Malcolm X. Katilleri (iki kişiydiler) Elijah Muhammed’den sonra Louis Farrakhan’ın başına geçtiği İslam Milleti örgütünün üyesi çıktı.

X’in kızı Farrakhan’ı öldürmek istedi

Yıllar önce, Malcolm X’in kızı Behiye Şabaz’ın babasının ölümünde sorumlu olduğuna inandığı Farrakhan’ı öldürmek için kiralık katil tuttuğunu, bu nedenle yargılandığını okumuştum. Dava nasıl sonuçlandı, bakmak lazım. Sadece kızı değil, X’in eşi Betty Şabaz da, Farrakhan’ın olayda parmağı olduğuna inanırmış. İnanan başkaları da var.

Farrakhan, İslam’ın yarı enternasyonal tarafından bihaber, zengin sever, sınıf ayrımcılığına inanan, yabancıları ABD için tehlikeli gören sağcı bir budala. Fotoğrafcılık deyimiyle, (karanlık odacılar bilir)“Trump’ın siyahı” yani.

Şimdi Louis Farrakhan adlı şarlatanın, şarlatanlıkta yarıştığı Donald Trump’ı desteklemesinde niçin şaşıracak bir yan bulmadığım anlaşılmıştır umarım.

Lütfen not edilsin: Bir hayli zaman oldu okuyalı ama hâlâ iyi kitaptır, meraklısına Steven Barboza’nın “American Jihad: İslam after Malcolm X” adlı kitabını şiddetle öneririm.

Kaynak: Birgun.net