KADİR İNCESU


Bu albüm için hem müzikal, hem de kişisel anlamda olgunlaşma sürecimin tam da karşılığı diyebilirim. Albümde 12 eser var. Bir de bana bırakılan özel bir miras, 5 yaşımda öğrendiğim dua var. Rahmetli babaanneme de kayınvalidesi öğretmiş.

»Albüm nasıl oluştu?

» Albümün çıkış noktası ne?
İlham elimizdeki malzemeler ve fikirlerle sürekli oynamaktan çıkıyor. Albümü tasarlarken amacım; bu topraklarda yaşayan halkların birbirine ne çok benzediğini vurgulamaktı. Öyle çok karışmışız ki birbirimize, inanılmaz bir renk cümbüşü çıkmış diliyle, diniyle, etnik kökeni ve mezhebiyle. Daha da çok şey sayabilirim. Amacım, işte bu güzel farklılıklarımızın bir hazine olduğunu fark ettirmekti. Halk arasında bir atasözü vardır: Bala düşen ballanır. Bala düştüm ballandım.

»Eser seçimi nasıl oldu?
Albüm kafamda oluşurken fikir, eserler, fonksiyon aynı düzeyde gelişti. Önce eserleri ince ince seçtim, sonra bu eserlere aşık oldum ve kiminle nasıl çalışırım diye düşündüm. Yapımcı firma sahibi Baki Bey ile irtibat içerisinde olduk. Bu albümdeki eserler çok orijinal ve hepsi yeni eserler. İlk kez kaynak kişiden sonra ben seslendirdim.

»Albüm kapağında Fatma Ana’nın eli var, hikâyesi?
Fatma Ana’nın eli bereketi, bolluğu, şifayı, iyiliği ve yiğitliği simgeliyor. Ancak Fatma Ana’nın bilinmeyen bir özelliği var. Peygamber kızı ve aynı zamanda Hz. Ali’nin eşi. Fatma Ana, doğrular için direnmenin örnek temsilcisi ve kadınların önderi. Ölümü, Ebu Bekir’e biat etmediği için olmuş. Tarih, Fatma Ana’nın dik duruşundan, biat etmeyişinden, zalimin karşısında direnişinden bahsetmez. Hainliği, kötülüğü kim yarattı? Nefs dediğimiz şeye yenildik. İşte Kabil olduk, IŞİD olduk, hatta yezit olduk. Bu çalışmam karşıtlıkları gösterme düşüncesiyle oluştu.

»Albümdeki eserler kimin?


»Yorumladığınız eserler daha çok erkekler tarafından icra ediliyor. Bu ayrımı nasıl değerlendiriyorsunuz? Kendi tercihiniz mi?
Bizim olan bu müzikal kültürün icrası, geleneksel olarak, erkek egemen bir görünüm sergilese de, üretim temelinde durum tamamen “anaerkil” bir yapı. Müziğin temel malzemesi dil ve ses olduğundan ve bunun da ilk öğretmenleri anne-kadın olduğundan, müzikal estetiğin oluşmasında anaerkillik başı çekiyor. Yaptığım müzik, özellikle tasavvufi irfan (deyiş, nefes, semah vb) kültürünün erkeksi olduğu varsayılıyor. Ama bugün Türkmen, Yörük, Alevi, Abdal kültüründe kadın icracıların olduğu görülüyor. Bu kültürün tam da göbeğinde, Arguvan’da doğmam benim için şans.

Kaynak: Birgun.net