ŞULE ÖLEZ

Meyve kokusu genelde fareleri korkutmaz. Ancak araştırmacılar, meyve kokusuyla birlikte elektrik şoku uyguladıkları farelerin korkuyu öğrendiklerini; beyinlerindeki koku işleme merkezinde ve burunlarında ek nöronlar oluştuğunu tespit ettiler. Araştırmanın asıl şaşırtıcı yanı, bu farelerin yavrularının ve torunlarının da, hiç tanışmadıkları babaları gibi, hiç tanımadıkları meyve kokusundan korkmaları ve ek nöronlara sahip olmalarıydı. Pekiyi, babalarının öğrendiği bir bilgi yavrulara kalıtım yoluyla nasıl geçti? Temel genetik bilgilerimiz yavrulara sadece DNA aktarabileceğimizi söyler. Anılar, yaralar ya da şişkin pazılar gibi genetik kodu değiştirmeyen kazanımlar yavrulara aktarılamaz. Farelere öğretilen korku ise, bu kodun fare vücudunda okunup kullanılma biçiminde genetik bir değişime neden olmuştur.

Her hücrede, yaşamsal işlemlerin yerine getirilmesi için DNA sürekli proteine çevrilir. DNA’ya bağlı kimyasal anahtarlar, geni açıp kapayarak hangi proteinden ne kadar üretileceğini belirlerler. Epigenetik işaret olarak adlandırılan bu anahtarlar, hep açık veya kapalı konumda olmayabilirler; örneğin farelerin meyve kokusundan korkmayı öğrenmeleri, koku algılayan genlerinden birinin aşırı yüklenmesine neden olmuştu. Araştırmacılar bu durumun farelerin sperm hücrelerinde gerçekleştiğini belirlediler.

Yani hafifçe değişmiş bu genetik malzeme bir sonraki kuşağa aktarılıp onu meyve kokusuna aşırı duyarlı yapmıştı.

Kaynak: Birgun.net