YAŞAR AYDIN / @yasaraydinnn
[email protected]

Meclis’in kapalı oluşu, Anayasa uzlaşısı, dokuz günlük bayram tatili Eylül ayında siyasetin ateşini düşürmeye yetmeyecek. Cerablus sonrası Suriye’deki gelişmeler, iç politikada ardı ardına atılan adımlar bize kritik bir ayın haberini veriyor. Ayrıca tüm milli mutabakat görüntüsü partilerin içinin kaynadığını gizlemeye yetmiyor.
Türkiye sınırları içerisinde yaşanabileceklere bakmadan önce Suriye’ye göz atmalıyız. Çünkü o bölgedeki her gelişme bire bir Türkiye’yi etkileyecek güce erişti.

Saha Eylül’de daha net şekillenir
Anlaşılan o ki ABD, Erdoğan ve AKP hükümetinin politika değişikliği için ihtiyaç duyduğu başarı öyküsünü Cerablus ile sağlamış oldu. Şimdi asıl soru şu; Erdoğan bununla yetinecek mi yoksa bir kez daha olmaz duaların peşine me gidecek?

Yaz ayları boyunca nispeten durağan olan saha son birkaç haftada hareketlendi. Hareketlilik bu hızla devam ederse Suriye içinde var olan güçlerin neredeyse tamamını El-Bab ve Halep’in kıyısında görmek mümkün olacak. Masadan önceki en önemli sıcak temas noktası gibi duruyor.

Burada yaşanacak gelişmeler Türkiye’nin içini doğrudan etkileyecektir. Türkiye o derinliğe inme riskini göze alırsa Türkiye içerisinde savaşın bugüne kadar yaşanmamış boyuta ulaşması uzak bir ihtimal olmayacak.

Savaş birleştirir mi?
Türkiye’nin Cerablus’ta IŞİD güçlerine karşı ÖSO’yu destekleyen operasyonuna HDP dışında TBMM’de var olan partiler destek verdi. MHP, hükümete olan desteğini Bahçeli’nin ağzından bir kez daha güçlü bir şekilde beyan etti. CHP ise operasyonun sınırlı ve IŞİD’e karşı olması gerektiğinin altını çizdi. Bu tablo bize Yenikapı bileşenlerinin Cerablus konusunda anlaştığını gösteriyor. Ama operasyon ya da savaşın Cerablus’un bir adım öteye taşınması bu blokun dağılmasına neden olabilir. CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu da “bataklık” uyarısı ile bu olasılığa dikkat çıktı. Operasyon bugün için HDP dışında birlik görüntüsü verse de bu ‘birliğin’ ömrünü Erdoğan belirleyecek.

AKP ajandayı gizledi
AKP yetkilileri, milli mutabakat görüntüsü konusunda çok hassas olduklarının altını çiziyorlar. Yarın yapılacak Adli Yıl açılışına Kılıçdaroğlu’nun katılmamasını bile mesele yapıyorlar. Ama bu durum kendi ajandalarını işletmenin önünde engel değil. Eylül ayı içinde iki yeni KHK bizi bekliyor. Bunlar arasında TBMM’de sorun olan konular da var. Anlaşılan o ki AKP, kadrolaşmayı yine önceliklerinden biri olarak belirlyecek. Devletin yeniden inşasında iktidarı kimse ile paylaşmak istemiyor.
AKP tarafından 45 günlük süre zarfında atılan tüm adımlar darbe girişimi bahanesi ile yapıldı. Üstelik sadece toplumu ve muhalefeti değil partiyi de bu gerekçe ile dizayn etme şansı yakalandı. AKP artık öncesinden daha tartışmasız bir lider partisi haline geldi. Diğer bir ifadeyle, 15 Temmuz sonrası AKP bir kez daha kuruldu!
OHAL’in ikinci 45 günü için gerekçe ise Fırat Kalkanı. Bu dönem ilk uygulamalardan da anlaşılabileceği gibi kendileri açısında gerekli düzenlemelerin hayat bulması olarak ilerleyecek. Kendi kadrosu ile örgütlemeye başladığı devleti, kendi hayat görüşünün yaşandığı toplumla birleştirme olarak ilerleyecek bu süreç. Son bir haftaya baktığımızda polise türban serbestisi, Danıştay’a ilk türbanlı hâkim, AYM’ye Erdoğan’ın kendi danışmanın atanması, Adli Yıl açılışında konuşma yapması, Meclis Başkanı Kahraman’ın açıklamasını sıralayınca ajandanın bir sonraki maddesini tahmin etmek zor olmayacak.

CHP rolünü oynayabilecek mi?
Yenikapı ve Saray görüşmesi, ardından Anayasa görüşmeleri AKP eksenine girmiş bir CHP görüntüsü verdi. Bu hem parti içinde hem de geniş kamuoyunda Kılıçdaroğlu ile ilgili tartışmaların başlamasına yol açtı. Artvin’de yaşanan suikast girişimi sonrası CHP bir kez daha Kemal Kılıçdaroğlu’nun etrafında birleşse de bu durum sıkıntıların bittiği anlamına gelmiyor. AKP’nin her açıklamasının MYK üyeleri düzeyinde sert eleştirilere tabi tutulması bir an önce kopma isteğinin belirtisi. Tabanda olumlu bulunan bu girişimlerin parti merkezinde yeterli karşılık bulduğu söylenemez.

Kürt illeri patlamaya hazırken şiddet ne kadar daha sürecek? Yanıtları Eylül ayı içinde yaşayıp göreceğiz.

Eylül ayı boyunca farklı konularda çalıştaylar organize etmeyi önüne koyan CHP, bir yanı ile temel meseleler üzerine çözüm önerirken diğer taraftan da AKP uygulamalarına karşı mücadele etmeye çalışacak. Ama HDP ile yakın görüntü vermeden kaçınma ve oyun bozan görüntüsü vermeme gayreti CHP’nin ayağına dolanmaya devam edecek.

HDP inisiyatif peşinde
Bugün tüm siyasal Kürt oluşumları Diyarbakır’da ortak bir açıklama yapacak. Dört örgüt, milletvekilleri ve belediye başkanları ile birlikte yapılacak açıklamada barış için AKP’nin adım atması, bunun ilk hamlesi olarak da Öcalan’ın tecridinin kaldırılmasına dair vurgunun yapılması bekleniyor. 7 Haziran sonrası neredeyse devre dışına itilen HDP, yeniden inisiyatif almaya çalışıyor. HDP, PKK’nin silahlı-bombalı eylemlerini yeterince eleştirmediği gerekçesi ile TBMM’den yalıtıldı. Parti, yeniden siyaset sahnesine çıkmasının tek koşulunun silahların susmasından geçtiğini biliyor. Bugün yapılacak açıklama sonrası hem ulusal hem de uluslararası düzeyde bir kampanya ile tecridin kalkması, barış ve müzakere kapsamlı çalışma başlatılması bekleniyor.

Eylül’de yaz sıcağı
Türkiye için normalleşme beklentileri Eylül ayı için de mümkün olmayacak. Sınırlarımızın dışı belki de son yılların en sıcak günlerine hazırlanırken içeride de biriken enerji yeni fay kırıklarına yol açabilir. Siyasette bir kez daha taşlar yeniden dizilecek. Moral olarak güçlenen ama örgütsel olarak zayıflayan, uluslararası destekte dibe vuran AKP ve Erdoğan MHP desteği ile ne kadar yürüyebilecek? Ordusundan, yargısına, Meclis’ine kadar İslam Cumhuriyeti görüntüsüne CHP ne kadar daha tahammül edecek? Kürt illeri patlamaya hazırken şiddet ne kadar daha sürecek? Yanıtları Eylül ayı içinde yaşayıp göreceğiz.

Kaynak: Birgun.net