BARIŞ AKPOLAT [email protected]

Belediye filan gibi devlet kurumlarının yaptığı işleri övmeyi sevmem. Hatta arkasında ne çıkar olduğunu sorgulamaya çalışırım genelde. Arada gayet güzel işler çıktığı ise bir gerçek. Bursa’daki Nilüfer Belediyesi uzun zamandır İstanbul dışında yapılan en güzel festivallere imza atmayı bilmişti. Hatta bazı yanlarıyla İstanbul’daki çoğu etkinlikten daha bile iyiydi. Geçenlerde ise Kadıköy Plak Günleri’ne gittim. Gezdim dolaştım ve hatta plak bile bakmadım. Birçok eş dost gördüm, hepsiyle müzikli muhabbetler yaptık. Uzun zamandır birkaç günlük bir etkinliği her gününde takip ettim. En baştan söyleyeyim her yıl tekrarlanması gereken çok güzel bir etkinlik. Sadece standlarıyla değil DJ performanslarıyla değil söyleşileriyle de gayet doyurucu bir etkinlikti. Kendi adıma teşekkür ederim.

İstanbul’un çeşitli yerlerinden gelen 19 tane plak dükkanı standlarını açmış satış yapıyordu. Plağın yanında pikap satan da vardı pikap keçesi de. Takas yapan da vardı kaset satan da. Uzun zamandır kendimi bu kadar ‘Evimde’ gibi hissetmedim ben. Güzel indirim alan plakseverlerin yanında plakçılar için de çok kârlı oldu bu iş. En azından bu ayı iyi geçirdiklerine eminim. Çünkü çok beylik gelse de herkes darbeydi terördü derken büyük tokat yedi maddi açıdan. Ama bu etkinlik sayesinde yüzler gülüyordu pazar günü. Bir plakçı dostumla konuşurken bana söylediğini aktarıyorum: “Birkaç tane daha belediye Kadıköy Belediyesi gibi böyle etkinlikler yapsa yılın en azından bazı ayları bizim açımızdan biraz daha rahat geçer.”

Bu arada standlara baktığımda çok fantastik plaklar gördüm. Özellikle Kontraplak’taki elektronik bölümü, Outro’daki avangard kayıtlar beni benden aldı. Hammer Müzik’in metal konusundaki detaylı işçiliği de alkışlanası. En kısa zamanda Outro ve Dip Sahaf’a uğranmalı. Zaten karşının çocuğu olduğumdan Galatasaray’daki Kontraplak’la düzenli ve düzeyli bir ilişkimiz var.

Bu arada yeni ve pek güzel yayınevi Kara Plak’ın da standında Batu Akyol imzalı bir kitap dikkatimi çekti. 2013’te yayınlanan “Türkiye’de Caz” belgeselinden sonra Batu ne ara yazmıştı ki bu kitabı?

***

Caz Çok mu Zor?

Yıl 2013 ama 2014’e bağlanmaya da çok az kalmış. Arkadaşların ofisindeki yılbaşı partisine gitmişiz. Keyifler gıcır. Oradan Batu Akyol ile tanışmıştım. Türkiye’de Caz adlı bir belgesel hazırladığından bahsediyordu. 2011’de başladığı proje, maddi zorluklarla anca 2013’te bitebilmişti. Sanatçılarla buluştu, röportajlar yaptı.

Arşiv en büyük sıkıntıydı ki kitabın önsözünde de bunlardan bahsediyor Batu. O yılbaşı partisinden beri kendisiyle hep irtibat halinde olduk. Türkiye’de Caz adlı adından da anlaşılan konuya gayet iyi ışık tutan söyleşiler gayet başarılıydı. Fakat her belgesel gibi süreye sığacağız derken biraz kırpılmıştı. Şimdi o Karaplak’ın standında gördüğüm kitaba anlam kazandı. Belgesel’e alınamayan söyleşiler bu kitapta yer bulmuş kendine. İçinde Emin Fındıkoğlui Tuna Ötenel, Ali Perret, Önder Focan, Baki Duyarlar, Sabri Tuluğ Tırpan, Cüneyt Sermet, Can Kozlu, Kerem Görsev, Muvaffak ‘Maffy’ Falay, Sadettin Davran, Dost Kip gibi çok önemli isimler var. Kitabı daha okuyamadım ama belgeseli Youtube’da Loyka Productions’un kanalında izleyebilirsiniz. Peki kitabın adı neden ‘Caz Çok Zor’ ve başlıkta da sorduğum gibi gerçekten caz çok mu zor? İşte onu merak ediyorsanız kitaba göz atın derim.

Kara Plak’ın böyle bir arşivi bize sunması çok değerli. Bu yayınevini de takibe alın pişman olmazsınız.

Kaynak: Birgun.net