Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ‘başka ülkelerde ikinci sınıf muamele görüyorlar' diyerek sigara içenlere baskı çağrısı yapmasını değerlendiren doktor Cem Taylan Erden, "Korkutursanız, insanları bağımlılığın kucağına itersiniz" dedi.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Şubat Dünya Sigarayı Bırakma Günü dolayısıyla yaptığı konuşmada ‘sigara içme diye bir özgürlük olamayacağını' savundu. Erdoğan şiir, roman, film gibi sanat dallarının sigara ve alkol bağımlılığına yol açtığını ileri sürdü.

Madde bağımlılığı alanında çalışan doktor Cem Taylan Erden, şiir, roman ve film alanlarının bağımlılığa yol açtığı yönünde net bir veri olmadığını söyledi. Duygular ve madde kullanımı üzerine çalışmalar olduğunu kaydeden Erden, "Ama bu çalışmalarda doğrudan şiirin, romanın ya da filmin yarattığı duyguların madde kullanımına etkisi üzerine özel bir veri yok" dedi.

‘YAŞAM BİÇİMİNE YÖNELİK BASKI İÇERİYOR'

Sigara ve alkol kullanımı ile bağımlılığının farklı şeyler olduğunu, yasaklayıcı tavrın bir yaşam biçimine yöneldiğini belirterek, "Madde bağımlılığıyla ilgili mücadelede farklı modeller var. Yasaklayıcı modelden, düzenleyici modele uzanan bir yelpazeden bahsedebiliriz. Burada mesele, sadece insanların sigara alkol gibi maddelere ulaşmasını yasaklamamız değil, onların bu bağımlılıklarıyla mücadele etme isteklerini oluşturmamız ve bunu desteklememiz. Bizim bu konuda ön plana çıkan yasaklayıcı tedbirlerle veya devletin en üst makamlarının ifade ettiği yasaklayıcı bir tavırla, insanları buna özendirmemiz çok zor. Burada kritik olan bence şunun ayrımını yapmak; sigara veya alkol alan herkesin sigara ve alkol bağımlısı olduğuna dair bir algı mevcut. Bunun biraz tehlikeli olduğunu ve satır arasında bir yaşam biçimine yönelik bazı baskılar içerdiğini düşünüyorum. Çünkü bağımlılık başka bir şey, kullanım başka bir şey" dedi.

‘TEDAVİDE KULLANILAN İLAÇ ARTIK TÜRKİYE'DE YOK'

Türkiye'nin sigara bağımlılığına yönelik politikalarını değerlendiren Erden, "Türkiye'de dört dörtlük bir bağımlılık karşıtı mücadele yürütüldüğünü söyleyemeyiz. Örneğin, sigara bağımlılığında da kullanılan bir ilaç vardı. Bu ilaç artık Türkiye'de yok. Bu ilacı biz hastalarımıza yazıyorduk ve SGK kapsamında bu ilaç ödeniyordu. Şu an bu ilaca sahip değiliz. Hastalarımızın sigara bağımlılığında kullandığı başka bir ilaç var, o ilacı da ücretli olarak almak zorundalar ve fiyatları da gayet pahalı. Bir dönem devletin sigara bırakma polikliniklerinde bu ilaçlar ücretsiz dağıtılıyordu ama bildiğim kadarıyla şimdi böyle bir durum da yok. Yani mesele sadece yasaklamak değil, bir yandan yasaklarken bir yandan insanların sigara bırakmasını kolaylaştıracak, onları destekleyecek ve özendirecek bir takım önlemlerin alınması gerekiyor" ifadelerini kullandı.

‘BAĞIMLILIK OLUŞMASI ENGELLENMELİ'

Erden, hükümetin sağlık politikalarının, ‘sağlıkta dönüşüm' denen paketin tamamının, aslında halk sağlığını koruyan bir içeriğe sahip olmadığını söyledi. Sağlıkta dönüşüm paketinin, hastaların tedavi edilmesi üzerine kurulu olduğunu ifade eden Erden, "Zaten bu yüzden biz MR çekiminde dünya birincisiyiz. Çünkü insanları hasta hale getirip ondan sonra hastalıklarını teşhis edip tedavi etmeye çalışıyoruz" dedi. İnsanların daha az hastalanmasını sağlayacak bir yaklaşım geliştirilmesi gerektiğinin altını çizen Erden, insanların bağımlılık geliştirmesini önleyici harcamalar yapılması gerektiğini kaydetti.

‘MAHALLE BASKISI, BAĞIMLILIĞIN KUCAĞINA İTER'

Erdoğan'ın ‘başka ülkelerde ikinci sınıf vatandaş muamelesi gördüklerini iddia ettiği sigara içenlere yönelik mahalle baskısı yapılması' çağrısında bulunmasını değerlendiren Erden şunları söyledi: "Bağımlılık zaten bir korku hastalığıdır. Bağımlılığın temel motivasyonu, insanların bağımlı oldukları maddelere ulaşmadıkları durumda yaşayacakları yoksunluk kriziyle baş edemeyeceklerini düşünmeleridir. Bu yüzden insanlar bağımlı oldukları maddeye daha fazla sarılırlar. Siz bu insanları başka araçlarla korkutursanız, onları iyileştirmek bir yana, bağımlı oldukları maddelerin kucağına itmiş olursunuz. Bu durum kişilerin madde kullanımlarını hoş görmek, bunlara karışmamak anlamına gelmez. Ama hiç kimse dışlandığı, mahalle baskısına maruz kaldığı ya da ikinci sınıf insan muamelesi gördüğü için koşa koşa ve isteyerek tedavi olmaz. Korku insanları nesneleştirir. Oysaki insanın hayatında birtakım kalıcı değişiklikler yapabilmesi için daha fazla özneleşmesi yani daha fazla insanlaşmak gerekir. İnsanları mahalle baskısıyla hizaya çekmeye çalışan bir düzen geçici başarılar elde edebilir doğru ancak bu değişiklikler uzun süreli olmaz." (Sputnik)

Kaynak: Birgun.net