Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani'yle düzenlediği ortak basın toplantısında "Türkiye ve İran arasında bölgesel konularda bazı görüş ayrılıklarının bulunduğu bir gerçek. Bununla birlikte bölgede akan kanın durdurulması gerektiği konusunda hemfikir olduğumuzu memnuniyetle ifade etmek istiyorum" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe'de resmi törenle karşıladığı İran Cumhurbaşkanı Ruhani'yle baş başa gerçekleştirdiği görüşmenin ardından Türkiye-İran 3'üncü Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi (YDİK) Oturumu yapıldı.

Erdoğan ve Ruhani iki ülke arasında imzalanan anlaşmalardan sonra ortak basın toplantısı düzenledi. Cumhurbaşkanlığı Sarayı'ndaki basın toplantısında konuşan Erdoğan, Türkiye-İran ilişkilerini daha iyi bir noktaya taşımak için Kalkınma Bakanı Cevdet Yılmaz'la İranlı Bakan Vaizi'nin görevlendirildiğini açıklayarak "Sayın Ruhani'nin ülkemize bir resmi ziyaretinin de gerçekleştiği bir toplantı olmuştur. Bundan dolayı ayrıca kendilerini Ankara'mızda ağırlamaktan duyduğum memnuniyeti ifade etmek isterim. Bugünkü Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantımız üçüncü bir araya gelişimiz oldu ve Sayın Ruhani başkanlığındaki İran heyetiyle ilişkilerimizi gerek dar kapsamda gerekse geniş kapsamlı olarak ele alma imkanı bulduk. Dar kapsamda bugüne kadar ne gibi adımlar attık, nerelerde eksilerimiz var, bundan sonra ne gibi adımlar atabiliriz; bunları değerlendirme fırsatı bulduk. Türkiye-İran ilişkilerini nasıl daha iyi noktaya taşıyabiliriz, bunun için özellikle gerek Sayın Vaizi gerekse Sayın Cevdet Yılmaz'ı bizler kendimiz için birer vekil tayin ettik. Bundan sonraki süreci de arkadaşlarımız yakın takibe almak suretiyle Türkiye-İran ilişkilerinde siyasi, ekonomik, askeri, ticari, kültürel, turizm, ulaştırma bütün alanlarında bunları yakın takiple sürdürecekler. Bütün attığımız adımların sonuçlarını da kendilerinden takip etmiş olacağız" ifadelerini kullandı.

"Türkiye-İran ilişkileri son yıllarda maalesef gerileme içerisinde"

Türkiye ve İran ilişkilerinde son yıllarda gerileme yaşandığına dikkat çeken Erdoğan, "Türkiye-İran ilişkileri son yıllarda maalesef bir gerileme içerisinde. 22 milyar Dolar'a kadar çıkmış olan ticaret hacmi maalesef bu yaptırımlar neticesinde 10 milyar Dolar'a yaklaşık düşmüştü. Şimdi bunu yeniden toparlayıp asıl hedefimiz olan ilk etapta biliyorsunuz 30 milyar Dolar'dı. Bu 30 milyar Dolar hedefini inşallah en yakın zamanda atacağımız adımlarla gerçekleştireceğimize inanıyorum" dedi.

Yatırımları teşvik ve işbirliği görüşüldü

Türkiye-İran ilişkilerinin ekonomik alanda güçlendirilmesi gerektiğini vurgulayan Erdoğan, "Bugün yaptığımız görüşmelerde karşılıklı yatırımlarımızı artırma yönündeki kararlılığımızı teyit ettik. İş dünyamızın temsilcilerini, girişimcilerimizi teşvik etmek suretiyle gerek İran'da yatırımlar gerekse İranlı girişimcilerin Türkiye'deki yatırımları hatta bir araya gelmek suretiyle üçüncü ülkelerde bazı yatırımlar yapmalarını teşvik etmemizin önemi üzerinde durduk. Türk-İran ilişkilerinde iş adamlarının ticarette, taşımacılıkta, gümrükte ve diğer alanlarda engellerle karşılaşma dönemini sona erdirme konusunda iş birliği halindeyiz. Atacağımız adımlarla Türk-İran ilişkilerinin özünün herhangi bir komşuluk ilişkisinin çok ötesinde olduğu yönündeki kanaatini somut çıktılara dönüştürmekte kararlıyız" diye konuştu.

'Terörizm ve mezhepçilik sorunlarıyla mücadele'

Türkiye ve İran'ın küresel ve bölgesel düzeyde önemli ülkeler olduğunu belirten Erdoğan, "Hali hazırda bölgemizi sarsan terörizm ve mezhepçilik sorunlarıyla bunlara bağlı olarak ortaya çıkan insani krizlerin üstesinden gelinmesi için birlikte çalışmamız gerekiyor. Ülkelerimizin, Suriye ve Irak başta olmak üzere bölgemizde akan kanın ve yaşanan krizlerin durdurulması için gereken çalışmalara öncülük etmesi şart. Cumhurbaşkanı Sayın Ruhani'yle bu çerçevede görüş ve değerlendirmelerimizi baş başa paylaşma fırsatı bulduk" açıklamasında bulundu.

"Türkiye ve İran arasında bazı görüş ayrılıklarının bulunduğu bir gerçek"

İran'la Türkiye arasındaki bazı konularda görüş ayrılıkları yaşandığına değinen Cumhurbaşkanı Erdoğan, şöyle konuştu: "Türkiye ve İran arasında bölgesel konularda bazı görüş ayrılıklarının bulunduğu bir gerçek. Bununla birlikte bölgede akan kanın durdurulması gerektiği konusunda hemfikir olduğumuzu memnuniyetle ifade etmek istiyorum. Bölgemizdeki gelişmelere mezhepsel temelde yaklaşılmasının hiçbir fayda sağlamayacağı bilakis yıkıcı etkileri olacağı hususlarında yakın görüşlere sahibiz. Bizim için belirleyici olanın İslam başlığında beraber olmamız, o noktada bir ve dayanışma içerisinde geleceğe yürümemizdir"

"Teröre karşı sıfır tolerans anlayışını paylaşıyoruz"

Terörle mücadelede ortak tavır vurgusu yapan Erdoğan, "Terörle mücadele özellikle uluslararası iş birliğine ihtiyaç duyulduğu ve bu çerçevede teröre karşı sıfır tolerans uygulanarak iyi terörist, kötü terörist ayrımı yapılamayacağı anlayışını paylaşıyoruz" dedi.

Suriye ve Irak'ın toprak bütünlüğü konusunda görüş birliği

Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Suriye ve Irak'ın toprak bütünlükleri ve siyasi birliklerinin mutlaka korunması gerektiği konusunda da görüş birliği içinde bulunduğumuzu memnuniyetle gördük. Aramızdaki siyasi diyaloğu güçlendirmek suretiyle görüş ayrılıklarını asgariye indirmeyi sağlamamız her şeyden önce ülkelerimizin lehinedir"

Ruhani: Farklı düşünebiliriz, çok doğal

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ardından konuşan İran Cumhurbaşkanı Ruhani, Türkiye ile aralarındaki görüş farklılıklarının doğal olduğunu belirterek "Ülkelerin sınırları sabit bir şekilde kalmalıdır. Parçalanmayı hiçbir ülkede kabul etmiyoruz. Ülkelerin istikrarına vurgu yapıyoruz. Ölümler ve savaşlar bir an önce durdurulmalıdır. Terörizmle her ne isim adı altında olursa olsun ve her ne şekilde olursa olsun ciddi anlamda mücadele etmeliyiz. Ülkelerin geleceğini, kaderini o ülkelerin halkı belirliyor. Biz bu konularda hemfikiriz. Hiçbir yabancı ülke bir ülkenin geleceği için karar veremez. Biz bunlarda hemfikir. Çok cüzi konularda belki farklılıklarımız olabilir. Farklı düşünebiliriz. Bu da çok doğal bir şeydir" diye konuştu.

"İslamofobi tuzaktır"

İslamofobiyle mücadele edilmesi gerektiğine dikkat çeken Ruhani, "Biz hem daha fazla istişare yapmak için hem de daha fazla iş birliği yapmak için her zaman hazırız. Özellikle terörle mücadele konusunda ve İslam'ı dünyaya doğru bir şekilde tanıtmak konusunda. Çünkü islamofobi tuzaktır. Bir şekilde gerçek İslam'ın gerçek yüzünü tanıtarak islamofobiyle mücadele edebiliriz" ifadelerini kullandı.

Türkiye-İran arasında ortak bildiri

Erdoğan ve Ruhani ortak bildiri yayımladı. Bildiride, iki cumhurbaşkanının ülkelerini ilgilendiren bölgesel gelişmeleri ve uluslararası meseleleri görüştüğü belirtilerek görüşmelerin sıcak ve dostane bir atmosferde gerçekleştiği vurgulandı.

Cumhurbaşkanı Erdoğan ve İran Cumhurbaşkanı Ruhani'nin görüşmelerinin ardından yayımlanan 5 sayfalık ortak bildiri şöyle:

"İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Dr. Hasan Ruhani, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan’ın davetine icabetle 16 Nisan 2016 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti’ne resmi bir ziyaret gerçekleştirmiştir. Bu vesileyle, Türkiye Cumhuriyeti ile İran İslam Cumhuriyeti arasındaki Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi Üçüncü Toplantısı Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Dr. Hasan Ruhani’nin eşbaşkanlıklarında ve Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanı, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı, Kalkınma Bakanı, Adalet Bakanı, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı, Gümrük ve Ticaret Bakanı, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı, Ekonomi Bakanı, Gıda, Tarım ve Hayvancılık Bakanı ve Kültür ve Turizm Bakanı ile İran İslam Cumhuriyeti İletişim ve Enformasyon Teknolojileri Bakanı, Sanayi, Maden ve Ticaret Bakanı, Ekonomik İşler ve Maliye Bakanı, Tarım Seferberliği Bakanı, Kooperatifler, Çalışma ve Sosyal Refah Bakanı, Bilim, Araştırma ve Teknoloji Bakanı, Adalet Bakanı ve Cumhurbaşkanı Yardımcısı ve Turizm, El Sanatları ve Kültür Mirası Kurum Başkanı katılımıyla düzenlenmiştir. İki Cumhurbaşkanı, ülkeleri arasında ikili ve çok taraflı işbirliğini güçlendirmek ve geliştirmek için dayanak teşkil eden tarihi, kültürel ve dini bağları vurgulamıştır. İkili ilişkilerin tüm veçheleri üzerinde fikir alışverişinde bulunmuşlardır. Ayrıca, iki ülkeyi ilgilendiren bölgesel gelişmeler ve uluslararası meseleleri görüşmüşlerdir. Görüşmeler iyi anlayış ve ortak bakış açılarının hakim olduğu sıcak ve dostane bir atmosferde gerçekleşmiştir.

Türk-İran ilişkileri ve bu ilişkilerin geleceği hakkındaki değerlendirmelerin yanısıra, Türkiye Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan ve İran İslam Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Dr. Hasan Ruhani’nin bu toplantısında Taraflar, İlişkilerin, güçlü siyasi irade, ekonomilerinin birbirini tamamlayıcı niteliği ve halkları arasındaki kültürel yakınlıktan beslenen özgün niteliğinin bilinciyle, Karşılıklı çıkarlara dayalı ilişkilerini, siyasi diyaloğun derinleştirilmesi, ekonomik ve ticari işbirliğinin artırılması ve işbirliğinin halklarının menfaatine olacak şekilde yeni alanlara genişletilmesi yönündeki kararlılıklarını yineleyerek, Türkiye-İran Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi’nin önceki toplantılarında ve ülkeleri arasındaki yüksek düzeyli ziyaretlerde alınan kararlar temelinde, Karma ekonomik ve ulaştırma komitelerinin önceki toplantılarında yapılan görüşmeler ve alınan kararlar ile siyasi, konsolosluk ve güvenlik istişarelerini dikkate alarak, Ulaştırmanın ekonomik ve ticari faaliyetlerin mihenk taşı olduğu gerçeğinin bilincinde olarak, bu cihetle kara, hava ve demiryolu bağlantılarının geliştirilmesi ve çeşitlendirilmesi ihtiyacını birlikte teyit ederek, 7-9 Nisan 2016 tarihlerinde Türkiye’de düzenlenen 25. Türkiye-İran Karma Ekonomik Komisyonu Toplantısı’nın sonuçlarını memnuniyetle not ederek, İslam Dünyası’nın karşı karşıya bulunduğu zorlukların ve bölgelerinde devam eden krizlerin çözümüne katkıda bulunmak amacıyla siyasi ve güvenlik diyaloglarının ilerletilmesi ihtiyacını vurgulayarak, Bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğe yönelik en ciddi tehditleri teşkil eden örgütlü suçların, şiddete dayalı aşırıcılığın, terörizmin ve mezhepçiliğin her çeşidinin ve tezahürünün farkında olarak ve bölgelerinin en çok bunlardan zarar gördüğünü kabul ederek, İkili ve bölgesel konulardaki siyasi diyaloglarını her seviyede sürdürmelerinin önemini ve karşılıklı yüksek düzeyli ziyaretlerdeki ivmenin korunmasının öneminin altını çizmişler; İkili işbirliklerinin farklı veçhelerini kapsayan mevcut diyalog ve istişare mekanizmalarından düzenli olarak ve en iyi şekilde faydalanılması gerekliliğini vurgulamışlar; 30 milyar ABD Doları tutarında ticaret hacmine ulaşmak ve istikrarlı, uzun soluklu ekonomik ve ticari işbirliğini sağlamak hedefini yinelemişler; İkili ticareti artırmak için gerekli imkanların geliştirilmesinin ve ticari engellerin kaldırılmasının önemini kabul etmişler; Karşılıklı yatırımları teşvik etmek ve bu çerçevede, ülkelerindeki yatırım ortamının geliştirilmesine yönelik olarak birlikte çalışmak, ayrıca özel sektörlerinin Türkiye, İran ve üçüncü ülkelerde ortak yatırımlar yapmalarını desteklemek hususlarında mutabık kalmışlar; Enerji sektöründeki işbirliklerini geliştirmeye ve özel sektörlerin bu alanda ortak projeler geliştirmeye teşvik etmeye yönelik niyetlerini teyit etmişler; Ticari ilişkilerinin geliştirilmesini teminen sınır geçişlerinin kolaylaştırılması amacıyla ortak sınırlarındaki gümrük altyapısının ve elektronik veri değişimi çalışmalarının iyileştirilmesine yönelik kararlılıklarını ifade etmişler; İki ülke arasındaki havayolu bağlantılarının artırılması için çalışmak hususundaki istekliliklerini vurgulamışlar ve bu doğrultuda ilgili kurumları arasındaki düzenli temasların teşvik edilmesi hususunda mutabık kalmışlar; İkili ekonomik gelişmeleri için ulaştırma koridorlarının sorunsuz işleyişinin öneminin altını çizmişler ve bu bağlamda karşılaşılan sorunların etkin bir şekilde ve karşılıklı fayda temelinde ele alınması hususunda mutabık kalmışlar; Bankacılık alanında ilişkilerini ilerletme ihtiyacını vurgulamışlar; Kültür, turizm, bilim ve eğitim alanlarında işbirliğini daha güçlendirmek konusunda mutabık kalmışlar; Konsolosluk alanında işbirliğini güçlendirme ihtiyacını belirtmişler; Bölgelerindeki siyasi ve güvenlik alanındaki gelişmeler bağlamında, halkların meşru hakları, talepleri ve beklentilerine uygun olarak bölgedeki güvenlik tehditlerini siyasi çözümler yoluyla bertaraf edebilmek için ikili ve çok taraflı istişareleri sürdürmenin önemini vurgulamışlar; Suriye ve Irak’ın toprak bütünlüğü ve siyasi birliğinin korunmasına verdikleri önemi belirtmişler; Bölgede bireyler, gruplar ve bunların uzantıları tarafından yapılan terör saldırılarının tüm şekil ve yöntemlerini kuvvetli bir şekilde kınayarak, mevcut ikili diyalog mekanizmalarını etkin bir biçimde kullanmak suretiyle terörizmle mücadele alanında işbirliğini ilerletme ihtiyacını vurgulamışlar; Filistin halkıyla tam dayanışmalarını yeniden teyit etmişler; uluslararası topluma, başkenti Kudüs olan bağımsız ve egemen Filistin Devleti’nin kurulması dahil, Filistin davasına olan desteklerini artırma çağrısında bulunmuşlar; Özel Temsilcileri’nin ekonomi ve ticaret alanlarında ikili olarak anlaştıkları hususların uygulanmasının gözlenmesi ve izlenmesinin yanısıra görüş ayrılıklarının giderilmesi ile engellerin ortadan kaldırılması ve kendilerine verilen diğer her türlü görevde oynadıkları rolü vurgulamışlardır."

Kaynak: Birgun.net