Kaynak: The Independent,
Çeviren: Fatih Kıyman


Kısa süre önce Hillary Clinton da Putin ile temiz bir sayfa açmak istemişti. Şimdi Erdoğan aynı şeyi istiyor, ve bu seferkinin çok daha etkili olma şansı var.

Sultan, St. Petersburg’a Çar ile görüşmeye gidiyor. Şam’ın Halifesi ise Baas Partisinin bir kez daha koltuğunu sağlamlaştırdığını düşünerek Suriye’den izliyor. Türkiye’nin Suriye üzerindeki etkisi, kendine Pakistan rolü biçerek Körfez Araplarının parasıyla sivil savaşı silahlandırışı ve IŞİD’e ulaşan kaçakçılık rotaları o ana kadar Şam’ı tehdit ediyor gibi görünüyordu. Tam o esnada gizemli darbe girişimi gerçekleştirdi ve ordusu hadım edildi. Sultan da ülkesini NATO’dan ayırıp Rusya’ya götürdü. Tam bu esnada Suriye’deki isyancılar Halep’te rejim güçlerinin etrafını sarmış, Türkiye’ye uzanan ikmal yollarını tekrar açmaya çalışıyorlardı.

Tam bu esnada Rus güçleri Türkiye sınırının 30 mil güneyinde Halep’i kuşatan isyancıları bombalıyordu. Dolayısıyla Çar Putin’in, Türkiye sınırından ülkeye sokulup helikopterlerini vuracak füzelere tahammül edecek sabrı kalmamıştı.

NATO ve AB sadık müttefikleri Esad rejiminin yok edilmesi ve sığınmacıların Avrupa’ya akışının kontrol altında tutulması için sadık müttefikleri Erdoğan Sultan’a güvenebileceklerini sanıyorlarsa tekrar düşünsünler. (Ya da ABD’nin İncirlik üssünü kullanması ya da eski Ermeni mülkleri meselelerinde.)

“Avrupa’nın hasta adamının” kuzeyin bozkırlarında nasıl da rahat nefes aldığını anlamak için tek yapmanız gereken Osmanlı ziyareti öncesi yaptığı ‘yakarış’ dolu açıklamaların Rus medyasında nasıl yer bulduğuna bakmak. Şimdilik bu Çar-Sultan meselelerini bir kenara bırakalım.
Recep Tayyip Erdoğan darbe girişimi sonrası ilk ziyaretini Rusya’ya gerçekleştirdi – ve ortada başka türlü bir darbe daha var. Rus Haber Ajansı’nın Erdoğan’ın açıklamalarından yakaladığı bir ifadeye bakalım: “Suriye krizi Rusya olmadan çözülemez. Rus krizini yalnızca Rusya ile işbirliği yaparak çözebiliriz.”


Peki ya Esad ile iş birliği? Bir zamanlar Erdoğan ve eşiyle yakın dost olan Esad’ın, bu düşünceyle içi rahat ediyor olmalı. Eğer bir Rus uçağını düşürüp sonra gidip “dostunuz” Putin’i kucaklayabiliyorsanız, aynı şeyi Esad ile niye yapamayasınız ki?

Bu soru Hillary Clinton ve Donald’ı da yakından ilgilendiriyor – tabii Donald’a bakacak olursak Putin’i en az Sultan’ımız kadar seviyor gibi görünüyor, dolayısıyla pek aldırış etmeyebilir.

St. Petersburg tiyatrosunda kimlerin zarara uğrayacağını içeren uzun bir liste var. Öncelikle; IŞİD, al-Kaide/Nusra ve Suriye’de rejimle savaşan, silah tedarikçilerinin birden bire en azılı düşmanlarıyla ekip olduğunu gören tüm İslamcılar. Tabii bir de Şam ve Bağdat rejimlerini yıkmaya, Suriye’nin Alevilerini, İran’ın Şiilerini ve Lübnan’ı zayıflatmaya çalışan Sünni savaşçılara para ve silah sağlayan Suudi ve Katarlı milyarderler var.
Ve tabii Çar’ın sarayında gerçekleşen kardeşçe görüşme karşısında dizleri titreyenler var : Türk ordusu. Çünkü hikayenin detayları açığa çıktıkça anlaşılıyor ki –burası hikayenin can alıcı kısmı– Rusya ve İran gerçekten Erdoğan’ı darbe konusunda uyarmada istihbarat sağlamıştı.
Türk ordusunda planlanan darbe girişimi görüşmelerini Lazkiye’deki hava üssünden tespit eden Rus teknisyenlerin bu bilgiyi eski KGB patronu Putin’e ilettiği, Putin’in de bu mesajı bizzat Erdoğan’a ilettiği bilgisi Araplara verildi bile.

Suriye’deki Sünni İslamcı düşmanlarının Erdoğan’la bozuştuğunu görmek isteyen İranlılar da ipuçlarını Erdoğan’a ulaştırmıştı, en azından Araplara böyle söylendi.

Kısa süre önce Hillary Clinton da Putin ile temiz bir sayfa açmak istemişti. Şimdi Erdoğan aynı şeyi istiyor, ve bu seferkinin çok daha etkili olma şansı var.

“Terör” kelimesi şimdilerde öyle gelişigüzel kullanılıyor ki sanki ABD’de icat edildi. İşin aslına bakarsanız, Fransız İhtilalinden sonra ilk yaygın kullanımının, Çar’ı tahttan indirmek isteyen bombacı “teröristler” için Moskova’da kullanıldığı görülüyor.

Dolayısıyla Çar-Sultan zirvesinden sonra yapılan açıklamalarda “terörist” kelimesinin kullanımına dikkat edin. Terör Karşıtı St Petersburg Mutabakatı. Terör, terör, terör. Bunu görüyorsanız, bilin ki Suriye’de işler değişecek.

Kaynağından okumak için tıklayınız

Kaynak: Birgun.net