Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’na polis cenazesinde mermiyle ölüm tehdidinde bulunulmasına ilişkin, "Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de, nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, toplum size tepki verir” dedi. Erdoğan, Rusya lideri Putin'e de ilişkileri eski haline döndürme çağrısı yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Muhammed Ali’nin cenaze töreni için gittiği ABD'den erken dönüşünde uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı. Hürriyet Gazetesi'nden Mehmet Arslan'ın haberine göre, Erdoğan, CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun polis cenazesinde mermi ile tehdit edilmesine ilişkin, "Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de, nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi var. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı" diye konuştu.

Gazetecilerin soruları ve Erdoğan’ın yanıtları özetle şöyle:

- Bir siyasi partinin eş genel başkanı ‘Kendi savunmamızı kendimiz yaparız’ demiş ve daha sonra da bu hendek olayları meydana gelmişti. Şimdi bir benzer açıklamayı ana muhalefet partisi genel başkanından duyduk. Bir şehit cenazesindeki mermi atma olayı sonrasında, 'Polise güvenmiyoruz, kendi güvenliğimizi kendimiz sağlayacağız' dedi. Sanki Türkiye’de yeni bir faza geçiliyor gibi. Türkiye’de bazı siyasi partilerin terör örgütleriyle aleni yakın görüntü vermesi bir Cumhurbaşkanı olarak sizi rahatsız ediyordur sanıyorum?

"Rahatsız etmemesi mümkün değil. Fakat bu zat biliyorsunuz bu safhaya gelmeden önce de, benzer açıklamaları yapmak suretiyle, terör örgütünün arkasında olduğu siyasi partiyle adeta eş hareket eder duruma girmişti. Eş hareket eder duruma girmesinden sonra, birçok yerde bazı eylemlerin olması bana göre bir başlangıç değil, bir sonuçtur, bir neticedir. Fatih’teki olay, bana gelen bilgilere göre, şehitlerimizin oradaki yakınlarının tavrı. Tabii ki gönlümüz böyle bir şeyi her halükârda arzu etmez, istemez. Keşke öyle bir şey olmamış olsaydı. Keşke yani orada böyle bir boş kovanın konması yaşanmasaydı. Yapılanı tasvip etmek mümkün değil. Fakat tabii ki siyasetçi de, nerede ne konuşacağını gayet iyi bilmeli. Tahrikler tepkiye yol açabilir. Etki-tepki meselesi var. Yani siz, hele hele böyle şehitlerimizin arka arkaya geldiği bir dönemde, toplumun hassasiyetlerini göz ardı ederseniz, bu toplum size tepki verir. Toplumu tahrik etmemek lazım. Siyasilere düşen de budur. Fakat orada, bir gün önce yapılan açıklamalar, şehit yakınlarını tahrik etmiş olmalı.

"Cezaevinde ziyaret’ provoke edildi"

Televizyondaki açıklamaları ben de dinledim. ‘Biz PKK’lı mahkûmları da ziyaret ederiz, DHKP-C’li mahkûmları da ziyaret ederiz’den kastedilenin, cezaevleri ile ilgili insan hakları komisyonu üyelerinin ziyareti olduğu iyi belirtilse, ifade yumuşatılmış olurdu. Ama parti olarak ziyaret ederiz ifadesini kullandığınız zaman olay tamamen provoke edildi. İfade provoke edildi. Mesela yardımcısı onu çeviriyor. Yani bu, o gece o yayını yapan TV’de de dinlendi. Daha sonra diğer TV’ler de aynen alıntı yapmak suretiyle bunu yayınlamış oldular. Burada, ana muhalefette istikametini kaybeden bir siyaset anlayışı olduğunu görüyoruz. Bu, tabii ki iyi bir gelişme değil. Temenni ederim ki toparlanırlar."

Obama'ya: Beklentilerimiz gerçekleşmedi

- ABD’de seçim sürecine girildi. Başkan Barack Obama dönemindeki Türkiye-ABD ilişkilerini nasıl değerlendirirsiniz? Yeni dönemden beklentiniz nedir?

"Sayın Obama görevi devraldığında Türkiye’nin de ilk ziyaret ettiği ülkelerden biri olması bizleri çok umutlandırmıştı. Hatta salt bir stratejik ortaklık değil, biz bir model ortaklık oluşturalım demiştik. Böyle bir teklifin olması, umutlarımızı daha da arttırmıştı. Model ortaklık ile Türkiye-ABD ilişkileri çok farklı bir konuma yükselecek diye düşündük. Ne yazık ki beklentilerimiz tam olarak gerçekleşmedi. Mesela ekonomik alanda beklentilerimiz gerçekleşmedi. Ekonomik alanda hatta geriledik, ileri gidemedik. Dış politikada da beklentiler tam gerçekleşmedi. Örneğin Obama, Ortadoğu’da devraldığı Irak meselesini çözeceğini, oradan tamamen çıkacağını söylemişti. Çıkmaya çıktı ama Afganistan’a geçti. Hakeza söz vermiş olmasına rağmen Guantanamo meselesini çözemedi. Afganistan’da NATO ülkeleri peyderpey çekilmeye başladığı sırada biz, ‘Sizlere söz verdik, o nedenle sizinle birlikte kalacağız’ dedik. Kaldık da. NATO ülkesi olarak verdiğimiz sözü tuttuk. Ama Suriye ve Irak olayında ne yazık ki hep birlikte çok güçlü bir varlık ortaya koyamadık.

- Suriye’deki durum adeta bir çıkmazda. Bu durumun Obama’nın Ortadoğu politikasından, Obama’nın iş tutuş tarzından kaynaklandığını söylemek mümkün mü sizce?

"Bunu sadece Sayın Obama’ya fatura etmek doğru olmaz. Fakat ben Obama’dan tabii ki çok daha kararlı bir duruş bekledim, bekliyorum. Şu anda onu engelleyen ABD’de seçimlerin yaklaşmış olması mıdır bilemiyorum. Ama devlet politikalarında devamlılık esas olmalıdır. Bu ilke açısından bakıldığında seçimlerin yaklaşması bir engel olmamalıdır. Kaldı ki ABD’de bir başkan iki dönem görevde kalabiliyor. Obama da ikinci döneminin sonunda artık. Dolayısıyla atılması gereken adımları, kararlı bir şekilde atabilir aslında. Sizin NATO’da ortağınız Türkiye şu anda Suriye’de sınır tehdidi ile karşı karşıya. O tehdidin içinde rol alanlar sizden güç alırlarsa, Türkiye olarak bu durum bizleri tabii ki ciddi manada üzer."

- Rusya ile ilişkilerde yeni bir gelişme söz konusu mu?

"Benim üzüldüğüm konulardan biri de Rusya’nın Suriye’deki görüntüsüdür. Sayın Putin ile aramızdaki hukuk, ikili ilişkileri çok ileri bir noktaya taşıdı. Türkiye-Rusya ilişkileri iktidarımızda en güçlü dönemini yaşadı.

Ama bu denli güçlenmiş olan ikili ilişkiler, malum olaydan sonra neredeyse kopma noktasına geldi. Koptu demek istemiyorum, çünkü ben ikili ilişkilerin halen toparlanacağı ümidini taşıyorum. Çünkü ben ve Putin, ikili ilişkileri gerçekten çok ileri bir noktaya taşımıştık. Rusya ile olan ticaret hacmimiz Amerika ile olan ticaret hacmimizden daha fazlaydı. Hedefimiz 100 milyar dolara ulaşmaktı. Biz ABD ile dahi böyle bir hedef koyamadık. Böylesine güçlü olan ilişkilerin bugünkü duruma gelmesi üzücü. Temenni ederim ki ilişkilerimiz kısa zamanda toparlanır, yine o eski günlerimize çok daha güçlü bir şekilde döneriz."

Kaynak: Birgun.net