Cumhurbaşkanı İslam Zirvesi açılış oturumunda konuştu.

Konuşmadan satır başları şöyle:

"13. İslam Zirvesi'ne hoşgeldiniz, sizleri ülkemizde ağırlamaktan şeref duyuyorum.

12. dönem başkanı Mısır'a eylemlerinden dolayı teşekkür ediyorum.

Zirve toplantımızın temasını oluşturan adalet ve barış kavramlarının içini doldurmakta acele etmeliyiz.

İslam dünyası şu an yüzünü İstanbul'a dönmüştür. Bu zirveden çıkacak güzel haberlere kulak verdiğini ben görüyorum ve buna inanıyorum.

Ben tıpkı 1.7 milyar kardeşim gibi sadece bir Müslümanım diğer tüm farklılıklar bu sıfatımın gerisindedir.

Biz Müslümanlar olarak Peygamber Efendimizin veda hutbesinde ifade ettiği gibi "Müslümanın, Müslümana canı da kanı helal olmaz" sözüne göre yaşamak mecburiyetindeyiz.

İslam barış, sulh dinidir. Peygamberimiz barış elçisidir.

Allah adaleti, yardımlaşmayı emrediyor, kötülüğü ve haksızlığı yasaklıyor. Bu emirleri açıkça çiğneyenler Müslüman olamaz.

Bölücü değil birleştirici olmalıyız, ithilafları değil ittifakları güçlendirmeliyiz.

Çekişmelerden, düşmanlıklardan zarar gören yin sadece müslümanlardır.

Müslümanlığımızın kardeşlerimize verdiğimiz önem kadar olduğunu unutmayacağız.

Zirve toplantımızın tüm müslümanların birliği yolunda bir dönüm noktası olmasını temenni ediyorum.

Terör ve şiddet sorunu İslam dünyasının en önemli meselelerinden birini oluşturuyor. Eskiden El Kaide yüzünden nasıl milyonlarca müslümanın katledildiğini hatırlıyoruz. Şimdi de Suriye'de etkinlik gösteren DAEŞ aynı kirli fikre hizmet ediyor. Boko Haram gibi örgütler de aynı kapsamdadır. Birkaç şov amaçlı eylem dışında bu örgütlerin tüm zararı müslümanlaradır.

Bizim ülkemizde PKK gibi, DHKP-C gibi çeşitli terör örgütleri var. Çeşitli ülkelerde çeşitli terör örgütleri faaliyet gösteriyor. Bunların tamamı insanlığın ortak düşmanıdır. Kimi ülkelerin bazı terör örgütleri için ikircikli tavırları dikkatimizi çekti.

Uluslararası topluma terör örgütlerine bakış açılarını gözden geçirmelerini öneriyoruz.

İslam İşbirliği Teşkilatı arasında teröre karşı işbirliğini güçlendirecek bir yapı olması faydalı olacaktır.

İstanbul'da islam işbirliği ve polis koordinasyon merkezi kurulması önerisi kabul gördü. Suudi Arabistan liderliğindeki Teröre karşı İslam ittifakı birimini de desteklemeliyiz.

Bugün Müslümanlar dünyanın birçok yerinde adaletsizliğe maruz kaldıkları duyguları içerisindedir. kendi ülkelerinde baskı altında yaşayan müslümanlar batı ülkelerine gitmeyi hedefliyor. Batı ülkelerinde ise nefret suçların bir artış gözleniyor. Temsil adaletsizliği de önemli bir rahatsızlık sebebidir.

Örneğin BMGK'de dünya nüfusunun dörtte birini teşkil eden Müslümanların tek bir daimi temsilcisi var mı? Geçici üye olmanın anlamı var mı? Beş üyeden bir tanesi olumsuz davransa iş bitti. Dünya beşten büyüktür. Dünya 1. Dünya Savaşı şartlarında değildir. BM'in reforme edilmesi şarttır. Adil bir dünya için bunu beklemek hakkımızdır.

Bizler hakkmızı aramanın mücadelesini vermeliyiz. Öncelikle güvenlik, adalet ve kalkınma konularına özel önem vermemiz gerekiyor. Adaleten umudunu kesne insanların terör örgütlerinin istismarına açık hale gelmesi kaçınılmazdır. Kardeşliği sözde bırakmamalıyız, tüm boyutları ile hayata geçirmeliyiz.

Bir teklifim var. Bundan önceki Kahire toplantısında bu gündeme gelmiş. İİT kadın örgütlenmesi yapılmamıştır. İstanbul'da düzenli aralıklarla toplacak kadın konferanası oluşturulmasını teklif ediyoruz. Müslümanların kadın olarak kendi dertlerini ortaya koyabilecekleri bir konseyinin olması şarttır. Kadınlarla ilgili sorunları da biz mi konuşacağız? Bırakın onlar da anlatsın.

Filistin'in İsrail zulmü altında kan ağlaması İslam dünyasının bağrında bir yaradır. Akdeniz'de, Ege'de botlarla Avrupa'ya gitmeye çalışanların neredeyse tamamının Müslümanlardan oluşması bizim için utanç kaynağıdır.

Göçün tersine dönmüş olmasının sebeplerini çok iyi analiz etmeliyiz.

Zirvenin Müslümanlar ve tüm insanlar için hayırlara vesile olmasını diliyorum."

Kaynak: Birgun.net