Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Zeytinburnu'ndaki toplu açılış töreninde konuştu. Erdoğan özetle şunları söyledi: "Düşünüyorum, ah diyorum; şöyle 25 yıl öncesi Zeytinburnu, 20 yıl öncesi Zeytinburnu nerede, şimdiki Zeytinburnu nerede? Nereden nereye geldik. Mesele bir zihniyet devrimiydi, işte bu gerçekleşti. Daha iyi olacak inşallah. Kararlıyız, azimliyiz, bunları da başaracağız.

Burada tarihin, kültürün, medeniyetin izlerine rastlamadan tek bir adım dahi atmanız, geçmişte İstanbul'un her yeri gibi Zeytinburnu da zevksizliğin acılarını yaşadı. Mazisine sahip çıkmayanın atisi karanlıktır. Biz maddi ve manevi mirasıyla geçmişimize sahip çıkıyoruz. Eski camilerimiz sadece birer ibadet mekanı değildir, medeniyetimizin mührüdür. Burada yalnızca bina restorasyonu yapılmıyor, bir medeniyetin ihyası gerçekleştiriliyor. Biz meseleyi böyle değerlendiriyoruz.

2003 yılından bu günde 4 bin 500 tarihi eserin restorasyonu gerçekleştirildi. Eskiden 5-10 restorasyon yapılırken biz bunu 500'e kadar çıkardık. Ecdadımızın emanetlerine sahip çıkıyoruz. Belediyelerimizin, STK'larımızın, vatandaşlarımızın yaptırdıkları restorasyonlar var. Hepsini gözününe getirdiğimizde ecdadımızın mirasını nasıl ayağa kaldırdığımız görülecektir. Daha çok işimiz var. Geçen ABD'deydim. Washington DC'ye yarım saatlik mesafede bir açılış yaptık. Hamd olsun, adeta bizim için bir gurur abidesi oldu. O gün o açılışa Kanada'dan arabalarıyla yola çıkıp 12 saatlik mesafeden gelen kardeşlerimizi gördük. Orası artık ABD'deki dünya Müslümanlarının bir merkezi haline geldi. Biz şu anda bunları yapıyoruz.
Ecdadımız özellikle İstanbul'un her karışını ilmik ilmik örmüş. Biz bunlara sahip çıkarken, yeni projelerle, yeni yatırımlarla ecdadımıza layık olma mücadelesindeyiz.

1994 yılında Büyükşehir Beledeye Başkanlığı'na geldiğimden beri İstanbul'un meselesini kendi meselem gibi gördüm. Cezaevinden çıkıp yeni siyasi çalışmalarıma başladım, yine zihnimin baş köşesinde İstanbul oldu. İstanbul sevdam azalmak şöyle dursun daha da arttı.

İNSANLIĞIN DERDİYLE DERTLİYİZ

İstanbul'un sadece raylı sistemine 15 kat trilyon yatırım yaptık. Köprüler, yollar inşa ettik. Marmaray gibi asrın projesini yaptık. Avrasya Tüneli'nde sona geliniyor. Yavuz Sultan Selim Köprüsü'nü 26 Ağustos'a kadar bitirip açılışını yapmak istiyoruz. Yeni havalimanının inşası süratle devam ediyor. Dünyanın en büyük 3 havalimanından birisi olacak. İzmit Körfez Geçiş Köprüsü inşaatı sürüyor, onun da son kaynağını önümüzdeki haftalarda yapıyoruz. Ve Galatasaray'dan sonra Beşiktaş'a da dünya standartındaki stadının açılışını yapıyoruz. Okullar, üniversiteler, hastaneler, parklar, kentsel dönüşüm alanları devam ediyor. İstanbul iftihar edecek projelerle hızla devam ediyor. 81 vilayetin derdiyle dertlisiyiz, Suriyelisiyle, Arabıyla, Kürdüyle bölge insanlarının derdiyle dertliyiz. İnsanlığın derdiyle dertliyiz. Biz dünya 5'ten büyüktür diyoruz. Terörün ve teröristin iyisi kötüsü olmaz. Hepsiyle aynı şekilde mücadele edilmeli diyoruz. Mültecilere sahip çıkın diyoruz. İsrafa hayır diyoruz. Temel hak ve özgürlükler sadece belirli kesimler için değildir; adil olun diyoruz.

PYD'YE TERÖRİST DİYEMİYORSANIZ

Biz böyle davrandıkça karşımıza çok garip ittifaklar çıkıyor. Sizin yardım ettiğiniz örgüt ha PKK, ha PYD, ha DHKP-C. Bunlar aynı kökün dalları. Ankara'da canlı bomba eylemi yapıp teröristin resmini, o örgüt poster yapıp kendi kontrollerindeki yerlere asıyor. PYD'ye terör örgütü demiyorsan Ankara saldırısına terör saldırısı demiyorsun demektir.

Biz tüm samimiyetimizle DAİŞ, Boko Haram gibi örgütleri terör örgütü olarak görüyor, bunların İslamla ilgili olmadıklarını söylüyoruz. Kimse İslam'a terörü yakıştıramaz. Dünyada DAİŞ'le Türkiye kadar samimi ve sonuç alıcı mücadele veren başka ülke yoktur. Suriye'de katledilen yarım milyon insanı umursamayanları, bu kadar zahmete katlanmaları inandırıcı değildir. Suriye ve Irak üzerinde yapılan hesapların bedellerini insanlar kanlarıyla, canlarıyla ödüyor.

BU YÜKÜ KALDIRACAK BAŞKA BİR ÜLKE YOKTUR

İnsanlık son yıllardır verdiği bu sınavı maalesef kaybetmek üzeredir. İstanbul yarım milyon göçmene evsahipliği yaparak tarih önünde ibra etmiştir. Kilis kendi nüfusundan daha fazla Suriyeliyi ağırlayarak insanlığın sembolü olmuştur. Dünyada böyle bir yükü omuzlayıp altından kalkabilecek başka bir devlet, başka bir ülke yoktur. Yaşanan hadiseler bizi hedeflerimizden, bu yoldan asla alıkoyamayacaktır. Kasım ayında G20 zirvesini yaptık. Ülkemiz yüzakı olarak takdir edildi. Bu başarı grafiğini bu yıl da devam ettireceğiz. 14-15 Nisan tarihlerinde uluslararası toplantıya evsahipliği yapıyoruz. İslam İşbirliği Teşkilatı'nın 13. zirvesi inşallah İstanbul'da gerçekleşecek. İnşallah bu zirveyle dönem başkanlığı ülkemize geçecek. Türkiye 2 yıl boyunca teşkilatın başkanlığını yürütecek.

ANA MUHALAFETİN KOLTUĞU BİZİM İÇİN ARTIK BOŞTUR

Biz ülkemizde, bölgemizde ve dünyada yaşanan zulüm ateşine gönlümüzün ve kucağımızın alabildiği kadar insanlık suyu taşıyarak dünyadaki yerimizi aldık, alıyoruz. Türkiye işte böyle tarihi bir dönem içinden geçerken, birileri var ki, edepsizlik ve pişkinlikleriyle milletimizle alay ediyor. Ben bundan hicap duyuyorum. İnsanlara, bir hanfendiye hakaret edilmesi, alçakça saldırılması karşısında susamayız. Biz haksızlık karşısında susanın dilsiz şeytan olduğuna inanıyoruz. Meselenin cumhurbaşkanlığının tarafsızlığıyla ilgisi yoktur. Onu muhatap almak bizi de insanlığımızı da sorgulayacak duruma getirir. Onların sınırları olmayabilir ama bizim var. Artık bizim için anamuhalefet partisinin genel başkanlık koltuğu boştur. Bizim için bu zat yok hükmündedir. Bu zatın durumu tıbbın konusu haline gelmiştir. Dedim ya, siyasi sapık. Bu zatı kendi haline bırakalım. Bulunduğu çukurda debelenip dursun."

(Hürriyet)

Kaynak: Birgun.net