Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi'nin ev sahipliğinde, Mülkiyeliler Birliği tarafından düzenlenen ‘Türkiye enerjide ne yapmalı, nasıl yapmalı’ başlıklı sempozyumda, bilgi kirliliğinin en yoğun olduğu sektörlerden biri olan enerjideki planlama tartışıldı. 2002’de başlayan 14 yıllık AKP iktidarında yüzlerce mikro ölçekli Hidro Elektrik Santralı (HES) projesine lisans verildi; sonrasındaysa ibre kömürlü termik santrallara döndü. Tüm bu merkezi enerji planlamaları, enerji tesislerinin kurulmak istendiği bölgelerde yaşayan toplulukların rızası olmadan gerçekleştirildiği için Gerze, Yırca gibi alanlarda termik santrallara karşı, Doğu Karadeniz ve Akdeniz’in onlarca noktasındaysa yerel direnişler ortaya çıktı. Sempozyumda konuşan isimler piyasanın değil toplumun çıkarlarının esas alınmasını, bu doğrultuda demokratik planlamaya geçilmesinin sorunları çözebileceğine işaret ediyor.

Türkiye profili: İthal girdi ve fosil yakıt

TMMOB Makina Mühendisleri Odası Enerji Çalışma Grubu Başkanı Oğuz Türkyılmaz, Türkiye’deki çerçeveyi birincil enerji tüketimi kaynaklarını aktararak çiziyor. 1990’dan 2014’e enerjide ithalat yüzde 214 oranında arttı, yerli üretimin talebi karşılama oranıysa aynı süreçte yüzde 48’den 25’e düştü. 2014 itibarıyla fosil yakıtlar, birincil enerji tüketiminin yüzde 90’ını oluşturdu. İthal girdili ve fosil yakıt ağırlıklı elektrik üretim modeline Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının çözümü, hazırladığı Strateji Planı ve Ulusal Yenilenebilir Eylem Planına göre, 2023’te kurulu gücün yüzde 49’unu yenilenebilir enerji kaynaklarına kaydırmak, fakat Türkyılmaz’a göre lisans süreçleri bu yönelimin gerçekçi olmadığını şimdiden gösteriyor.

Planlama mucizesi: 2023’ü şimdiden geçtiler

MMO Enerji Çalışma Grubu'nun bir araya getirdiği verilere göre, 2015 Aralık itibarıyla Türkiye’deki kurulu güç 73 bin 147 MW. 18 Kasım 2015 itibarıyla inceleme değerlendirme aşamasında olan projelerin hepsi yan yana getirildiğinde, kurulu güce eklenecek yeni yatırımlar 56 bin 116 MW’a ulaşıyor. Böylece 2015 sonu itibarıyla toplam proje stoku, yani mevcut tesisler ile yatırım aşamasındakiler ve lisans alıp yatırıma geçmesi öngörülen projelerin toplamı 129 bin 290 MW’a ulaşıyor. MMO Enerji Çalışma Grubu'nun vurguladığı bir veri bu kurulu güç stokunun ne kadar hesapsızca planlandığını gösteriyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın resmi belgelerine geçen 2023 kurulu güç hedefi 125 bin MW. Ancak 2015 sonu itibarıyla bu hedef geride bırakıldı bile. Türkyılmaz’a göre, lisans başvurusu yapılan projelerin büyük çoğunluğu ayıklandığında bile 2015 proje stokunun 2023 kurulu güç hedefini aşması, herhangi bir planlama olmadığının en açık göstergesi.

Kamuya kapalı planlama

Elektrik Mühendisleri Odası Enerji Birim Koordinatörü Olgun Sakarya da Türkiye’deki enerji piyasalarının en önemli sorununun plansızlık olduğunu aktardı. Sunumu sırasında Bakanlığın Elektrik Enerjisi Talep Projeksiyonu ve Elektrik Enerjisi Arz Güvenliği Raporları'nın ortada olmadığını söyleyen Sakarya’ya salondan bir itiraz geldi. Bir uzman, raporları kendisinin hazırladığını ancak yalnızca Bakanlar Kurulu'na sunulduğunu belirtti. “Tamam işte, planlamada kullanılamayan gizli rapor yok hükmündedir” diyen Sakarya, plansızlığın kanıtlarını sunmayı sürdürdü.

Çözüm demokratik planlama

MMO’nun ve Türkyılmaz’ın önerilerinin temeli, büyüme odaklı politikalardan vazgeçilmesi. Elektrik üretiminde ve dağıtımında demokratik katılım ve denetim odaklı yeni bir kamu işletmeciliği modeli de anahtar nitelikte. Yine de en gerekli paradigma değişimini Türkyılmaz şöyle özetliyor: “Siyasi otorite, toplum çıkarlarını gözeterek, düşük maliyetli, çevreyle uyumlu ve toplumun kolaylıkla ulaşabileceği elektrik arzını, ‘görünmez eliyle’ serbest piyasadan beklemek yerine, toplum çıkarlarını gözeten, planlı bir gelişmeyle, kamu kuruluşları eliyle gerçekleştirmeli.”

Kaynak: Birgun.net