Dr. TUĞÇE VAROL/KALİFORNİYA

»General Motors, Delta Air Lines, Cotsco, Airbnb, Facebook gibi şirketlerin yöneticileri ile spor ve medya dünyasından da önemli isimler Clinton’ı destekliyor. Silah endüstrisinin tercihi ise Donald Trump

»Lise mezunu ya da daha düşük seviyede eğitimi olanların yüzde 42’si Trump’ı, yüzde 37’si Clinton’u destekliyor. Üniversite mezunlarının yüzde 47’si ve üniversite sonrası eğitimi olanların yüzde 59’u Clinton’dan yana

»Katolik oylarının yüzde 40’ı Clinton’a, yüzde 42’si Trump’a; Protestan oylarının yüzde 33’ü Clinton’a, yüzde 46’sı Trump’a gidiyor. Evanjelik Protestanların da yüzde 17’si Clinton’a, yüzde 63’ü Trump’a oy vermeyi düşünüyor

»Afrikalı-Amerikalı seçmenlerin yüzde 85’i Clinton’a, yüzde 2’si Trump’a oy vermeyi düşünüyor. Hispanik oylarında ise Trump yüzde 26 ve Clinton yüzde 50 oranında destekleniyor. Müslümanlar da Trump’a oldukça mesafeli

ABD seçimleri için Cumhuriyetçi Parti’nin adayı Donald Trump ile Demokrat Parti’nin ve ABD tarihinin ilk kadın başkan adayı Hillary Clinton, ülke genelindeki anket sonuçlarına göre başbaşa gözüküyorlar. İlk münazara öncesi yapılan çalışmalara göre Clinton yüzde 44, Trump yüzde 42 oy oranına sahip. Bu da kasım ayındaki seçimin bir hayli çekişmeli geçeceğine işaret ediyor. Ancak Trump’ın elde ettiği anket oranlarının halen 2012’e Obama ya karşı seçimi kaybeden Mitt Romney’nin elde ettiği oranları yakalayamadığı gözükmektedir. Yine de mart ayındaki anket sonuçlarında yüzde 38 olarak gözüken Trump oyları yükselirken, Clinton ise aynı tarihteki yüzde 46 düzeyini halen yakalayamamış görünüyor. Ancak seçim anketlerinde hangi grupların hangi adayı desteklediğine dair ilginç sonuçlar göze çarpıyor. Pew Research Center’in ağustos ayında yayınladığı araştırma sonuçlarına göre; ilk göze çarpan ABD tarihinde ilk kadın başkan adayı olması nedeniyle Clinton’ın kayıtlı kadın seçmenin yüzde 45’inin oyunu alacağını gösterirken, aynı grubun sadece yüzde 30’u Trump’ı destekliyor gözükmesidir. Bir de bu duruma Hollywood’un ünlü kadın oyuncularının Clinton’a olan desteklerini her geçen gün artırdıkları düşünülecek olursa, Clinton’un alacağı kadın oylarında daha da yükselme olasılığı beklenmektedir. Diğer yandan kayıtlı Beyaz seçmenin yüzde 33’ü Clinton’a, yüzde 45’inin ise Trump’a oy vermeyi düşündüğü görülmektedir.

Afrikalı-Amerikalı ve Hispanik seçmenler

Seçimin en önemli kırılma noktasını ise Afrikalı-Amerikalı ve Hispanik seçmenlerin vereceği oylar belirleyecek gözüküyor. Kayıtlı Afrikalı-Amerikalı seçmenlerin yüzde 85’inin Clinton’a, ancak aynı grubun sadece yüzde 2’sinin Trump’a oy vermeyi düşündükleri görülmektedir. Hispanik oy oranlarında ise Trump yüzde 26 ve Clinton yüzde 50 oranında destekleniyor gözükmektedir. Trump’ın seçim kampanyasının başından itibaren grupları ayrıştırıcı konuşmaları ve hatta bazı konuşma yaptığı bölgelerde çıkan olaylar Trump’ın Afrikalı-Amerikalı, Hispanik ve Müslüman oylarındaki düşük orana sebep olarak gözükmektedir. Özellikle ABD’nin Meksika sınırına inşa etmeyi teklif ettiği duvar, göçmenlerin derhal sınır edişi edilmesi ya da Müslümanların potansiyel terör örgütü üyesi oldukları yönündeki konuşmaları, Trump’ın Beyaz oylarını arttırırken, diğer gruplardaki oylarının düşmesine neden olmaktadır. Gallup’un Hispanik oyları konusunda yaptığı çalışmaya göre ABD dışında doğan ve oy kullanabilecek olan Hispanik seçmenlerinin yüzde 87’si Clinton’a oy vermeyi düşünmektedir. Diğer yandan Clinton ise siyasi geçmişinin ve kararlarının tartışılması, e-mail ve Bingazi olayları ve bir de eşi Bill Clinton’ın Başkanlık döneminin tartışmaları ile kampanyası içerisinde iniş-çıkışlar yaşamaktadır. Son olarak Clinton’ın sağlık durumunun bozulması da kampanya sürecine kısa bir ara vermesine neden olmuştur.

Eğitimliler Clinton'ı, az eğitimliler Tramp'ı

Eğitim seviyelerine göre destek oranlarına bakıldığında da yine lise mezunu ya da daha düşük seviyede eğitime sahip olanlar arasından yüzde 42’sinin Trump’ı, yüzde 37’sinin de Clinton’ı desteklediği görülmektedir. Fakat eğitim seviyesi yükseldikçe Clinton’ın destek oranı da artmaktadır.

Üniversite eğitimi alanların yüzde 47’si ve üniversite sonrası eğitimi olanların yüzde 59’u Clinton’ı desteklerken, üniversite mezunu olanların yüzde 34’ü ve üniversite sonrası eğitimi olanların yüzde 21’i Trump’ı desteklemektedir. Diğer bir

önemli ayrım ise ABD içerisinde ki Hıristiyan grupların oy verme eğilimi üzerinedir. Her hangi bir Kiliseye bağlı olmayanların yüzde 56’sı Clinton’a, yüzde 19’u Trump’a, Katolik oyların yüzde 40’ı Clinton’a, yüzde 42’si Trump’a, Protestanların yüzde 33’ü Clinton’a, yüzde 46’sı Trump’a ve son olarak Evanjelik Protestanlarında yüzde 17’si Clinton’a ve yüzde 63’ü Trump’a oy vermeyi düşünmektedir. Ancak, 2000-2008 yılları arasında ABD Başkanlığı yapan ABD’nin en ünlü Evanjelik’i George W. Bush ve Cumhuriyetçi Parti’nin Başkan aday adaylarından olan kardeşi Jeb Bush, Donald Trump’ın adaylığını desteklemeyeceklerini açıkladılar. Bunun dışında ABD’de yaşayan Müslüman seçmenlerin ise oy verebilmek için kayıtlarını zamanında yapmak için kampanyalar yaptıkları ve Trump’ın İslam karşıtı söylemleri nedeniyle büyük oranda Clinton’u destekleyecekleri bilinmektedir.

GM, Delta, Facebook Cotsco Clinton diyor

ABD şirketleri ve şirket yöneticileri de Trump ve Clinton arasındaki seçimlerini ve hangi adaya destek verdiklerini açıklamaktadırlar. Zannedildiği gibi Clinton’a destek veren şirket ve yöneticiler silah sanayi ya da finans sektöründe yer almamaktadır. Aralarında General Motors, Delta Air Lines, Cotsco, Airbnb, Facebook gibi şirketlerin yöneticileri ile spor ve medya dünyasından da önemli isimler Clinton’ı desteklediğini açıklamaktadırlar.

Bunun en önemli nedeni ise ABD’de 21’inci yüzyılın yeni sektörleri olarak gelişen bilişim sektörlerinin küreselleşebilme ve diğer ülkelere açılabilmek için daha istikrarlı bölgelere ihtiyaç duymalarıdır.

Bu nedenle yüzden fazla teknoloji şirketi yöneticisi geçtiğimiz temmuz ayında bir mektup yayınlayarak, “Trump’ın başkanlığı inovasyon açısından felaket olabilir” açıklamasında bulunmuşlardır. Clinton’ın, bu şirketlere istediği güvenli dünyayı ne kadar sağlayabileceği tartışılır ama şirketlerin duruşu ile Trump politikalarının nasıl bir dünya yaratacağı ile ilgili uyumsuzluk bulunmaktadır.

Diğer yandan en önemli özelliği olarak iyi bir ‘işadamı’ olmasını belirten Trump’ı Fortune 100 listesindeki hiçbir şirketin CEO’sunun desteklemediği açıklanmıştır. Örneğin, Fortune 100 şirketlerinden General Electric şirketinin CEO’su, Trump’ın Meksikalılar ve Müslümanlar hakkında yaptığı açıklamaların kabul edilemez bulduğunu belirtmiştir. Clinton’ın seçilmesinden dolayı endişeli olan üç sektör olduğu düşünülmektedir: Finans, Enerji ve Sağlık. Clinton’un seçilmesi hâlinde finans kuruluşlarına yönelik daha sıkı kurallar getirebileceği, enerji alanında çevre politikaları nedeniyle yenilenebilir enerjinin desteklenebileceği ve sağlık politikalarında da Obama’nın başlattığı “Obama Care” olarak bilinen sistemi desteklemeye devam edeceği tahmin edilmektedir. Buna karşılık Trump, Başkan seçilmesi hâlinde vergileri düşürmeyi ve Obama Care sistemine de derhal son vermeyi planlandığını belirtmiştir.

Silah endüstrisi Trump diyor!

Trump’ı destekleyen sektörlerden birisi de geleneksel olarak Cumhuriyetçi adayı destekleyen ABD silah sektörüdür. Özellikle Trump’ın ABD Ordu’sunun daha da genişletilmesi, yeni gemi ve uçakların filoya eklenmesi hususundaki açıklamalar silah sanayinin iştahını kabartmaktadır. Buna ilave olarak ABD gazileri arasında da Trump’a oy verme oranları yüksek gözükmektedir. Bu durumda da sadece Trump’ın konuşmaları değil, emekli olmuş eski ABD komutanlarının da medya da yaptıkları Trump’ı destekleyen konuşmalar etkili olmaktadır. Trump’ın kampanya sürecindeki en büyük problemini Clinton değil, tam tersi Cumhuriyetçi Parti içerisindeki Trump karşıtları oluşturmaktadır. 2012 yılında Cumhuriyetçi Parti’nin başkan adayı olan Mitt Romney dahil, çeşitli aktif ya da emekli siyasetçiler Trump’ı desteklemediklerini açıklamışlardır.

İlk münazara öncesi Trump ve Clinton’ın destekçileri arasında gruplar arasındaki ayrışma ve oy verme eğilimleri her ne kadar yavaş yavaş yerleşmiş olsa da, münazaralar neticesinde iki aday lehine de oranlarda değişmeler hatta kırılmalar yaşanabilme olasılığı halen bulunmaktadır. İlk münazara için geleneksel olarak danışmanları ile kampa giren ve sıkı şekilde çalışan Clinton’ın aksine Trump çalışmaya gerek duymadığını belirtmiş ve kampanya gezilerine devam etmiştir. Son derece sıra dışı bir 2016 seçim süreci yaşayan ABD’de, seçimin son anına kadar sürprizler beklenmektedir.

Kaynak: Birgun.net