Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi yaptığı basın açıklamasıyla Eğitim Sen'e karşı OHAL sürecinde görevden almalarla yapılan haksız ve hukuksuz uygulamalara yönelik bir açıklaması gerçekleştirdi.

Eğitim Sen Tekirdağ Şubesi adına Şube Başkanı Kamil Sarı'nın okuduğu basın açıklamasında tüm bu hukuksuz sürece karşı 3D ile, direniş, dayanışma ve diplomasi ile mücade edileceği ifade edildi.

Eğitim Sen için "yüzon yıllık mücadele geleneğinin , omuz omuza vermenin, yarınlara vurulan mühürleri söküp atmanın adıdır!" denilen açıklamanın tamamı şu şekilde:

"İŞİMİZE VE GELECEĞİMİZE SAHİP ÇIKIYORUZ. HAKSIZLIĞA,HUKUKSUZLUĞA DİRENİYORUZ!

Saygıdeğer Tekirdağ Halkı, Değerli Basın Emekçilerimiz;

Ülke olarak 15 Temmuz’da tehlikeli bir darbe girişimi ile karşı karşıya kaldık. Toplumun farklı kesimlerinin darbe karşıtı bir tutum alarak tepki göstermesi, girişimin başarısız olmasını sağladı. Darbe girişimi başarısız olmasına rağmen hükümet, yaşanan süreci fırsata çevirmekte gecikmedi. En temel hukuk kuralları hiçe sayılarak kamuda büyük bir “cadı avı” başlatıldı. İlan edilen OHAL ve ardından çıkarılan Kanun Hükmünde Kararnameler (KHK) ile TBMM devre dışı bırakılırken, darbe girişimi ile hiç ilişkisi olmayan sayısız düzenleme hayata geçirildi. 672 sayılı KHK ile gerekli hukuksal süreçler işletilmeden 28 bin 165’ü MEB, 2.546’sı üniversitelerden toplamda 50.875 kamu personeli ihraç edildi.

Ardından Başbakan’ın OHAL hukukunun arkasına sığınarak 14 bin öğretmenin daha açığa alınacağı açıklamasını, bizler Eğitim Sen olarak eğitim emekçilerinin örgütlü mücadelesine yönelik açık bir tehdit olduğunu hemen ifade etmiştik. Temel hukuk kuralları yok sayılarak işletilen bu anti demokratik süreci onaylamamız mümkün değildir. Açıklamanın ardından ülke genelinde çoğu üyemiz 11301 öğretmen gerekçe gösterilmeden açığa alındı. Talebimiz Kamu'da yürütülen tüm soruşturmaların hukuk kuralları içinde ivedi olarak titizlikle yapılması, en kısa sürede göreve geri iadelerin gerçekleşmesidir. Biz Eğitim Sen olarak haksız ve hukuksuz görevden ihraçlar ve açığa almalara karşı 3 D ile mücadele edeceğiz.

Bunlar; Direniş: Oluşturduğumuz eylem programları ile haksızlığa ve hukuksuzluğa karşı direneceğiz.

Dayanışma: Darbe süreciyle alakası olmayan tüm mağdur eğitimcilerle maddi ve manevi dayanışma içinde olacağız.

Diplomasi: Milli Eğitim Bakanlığı, İllerde Valilikler,İl Milli Eğitim Müdürlükleri, siyasi partiler ve ilgili kurumlarla haksız ve hukuksuz tüm uygulamaların bitirilmesi için görüşmelerimizi sürdüreceğiz.

En başından itibaren ısrarla vurguladığımız gibi, sendikal eylemler gerekçe gösterilerek yapılan açığa almalar tamamen yasa dışıdır ve bu süreçte sorumluluğu bulunan herkes, okul müdürlerinden başlayarak cezai olarak işledikleri suçun bedelini hukuk karşısında ödeyeceklerdir.

15 Temmuz sonrası hükümetin darbe fırsatçılığı yaparak iş güvencemizi hedef alması, eğitimde kadrolu istihdam yerine sözleşmeli ve güvencesiz istihdamı hayata geçirmesi elbette kabul edilemez. Türkiye’de eğitim sisteminin, siyasi iktidarın hedefleri doğrultusunda biçimlendirildiğini hepimiz çok iyi biliyoruz. Eğitimde 4+4+4 düzenlemesiyle daha da belirginleşen bu süreç, eğitim biliminin en temel ilkelerine, laik-bilimsel eğitim anlayışına meydan okurcasına hayata geçirilirken,eğitimde hızla artan dinselleşme ve ticarileşme uygulamaları eğitim sistemini büyük bir çöküşün eşiğine getirmiş durumdadır. Türkiye’de özel okulların oranının yüzde 10’un üzerine çıkmış olması, hükümetin kamusal eğitimi nasıl adım adım özelleştirdiğini görmemiz açısından önemlidir.

Kadrolu değil sözleşmeli öğretmenlik ,ücretli öğretmen sömürüsü, liyakat değil mülakat , yandaş kadrolaşma , esnek, güvencesiz ve performansa dayalı çalışma uygulamaları, plansız programsız norm kadro uygulamaları , proje okulları mantıksızlığı, bu okullara objektif olmayan kriterlerle öğretmen atamaları , müfredat içeriği ve ders kitaplarının çoğunun hala ortada olmaması , zorunlu seçmeli ders dayatmaları , öğrencileri , velileri ve öğretmenleri mutsuz etmektedir.

Sultan fermanları gibi KHK yayınlayanlar, hakkı, hukuku yok sayanlar, on binlerce eğitim emekçisini sudan sebeplerle okullarından koparanlar, yüz binlerce öğrenciyi öğretmensiz bırakanlar, üniversiteleri ve bilimi tırpandan geçirenler duyun sesimizi!

Eğitim Sen; yüzon yıllık mücadele geleneğinin , omuz omuza vermenin, yarınlara vurulan mühürleri söküp atmanın adıdır!

Mağdur edilen her bir üyemizin, arkadaşımızın hakkı iade edilene kadar örgütlü mücadelemizi yükselteceğiz! Herkes bilmelidir ki tarih, zalimleri en karanlık sayfalarında, zulme boyun eğmeyenleri de onuruyla, umuduyla ve cesaretiyle doğruyu söyleyenleri yazdığı gibi yazacaktır!

Değerli Tekirdağ halkı , Basın emekçilerimiz; buradan bir kez daha haykırıyoruz. Bizler Eğitim Sen üyeleri, İş Güvencesi için, eğitimde yaşanan çürümenin ve çöküşün durdurulması için, eğitim sisteminin gerçek anlamda laik, bilimsel ve demokratik bir içerikte olması için, eğitimin tüm bileşenlerinin katkılarıyla yeniden düzenlenmesi gerektiğini ,savaşsız ve sömürüsüz bir ortamda barış içerisinde eğitim ve yaşam hakkını geçmişten bugüne savunduk, savunuyoruz,savunmaya da devam edeceğiz."

Kaynak: Birgun.net