Cenaze nakil aracı, kanlı çocuk ayakkabısı, gelin, damat canlı bomba... Yan yana gelmeyecek şeyler. 2011 yılından beri Antep’te ne yaşandıysa Türkiye’de de aynısı oldu. Değişen ülkenin şifresi Antep! O canım şehirden... Ezanlar susmayacakmış! Antep Baro Başkanı Bektaş Şarklı bir fotoğraf paylaşmış... Antep’in simgesi mozaik... Büyük İskender resminin gözlerinde iki damla yaş! Şarklı altına yazmış: “Yastayız, yas zamanı sadece! En son konuşması, hatta susması gerekenler sussun şimdi!”

Son ölüm rakamı 51 kişi!

•••

Bir Kürt düğünü... Halay... Canlı bombanın yelek parçası! Antep düğün şehri. ‘Şehirde, IŞİD’in durumu ve buna karşı devletin tutumu ne?’ diye sorarlarsa, ‘IŞİD de burada anlı şanlı düğün yapmıştı, hatta bir gelin arabasını örgüt flamalarıyla süslemişti’ karşılığını verirsiniz! ‘Her sakallı IŞİD değil, o flama da zaten Peygamber’in mührü’ diye karşı çıkanlara ise henüz 15 gün önce yaptığımız haberi okursunuz:

“Ankara şüphelisi Yakup Karaoğlu, örgüt üyesi olmasına rağmen serbest bırakıldı. Şimdi yeniden aranıyor. Ona ait bir Hard disk’teki fotoğraflar IŞİD’cilerin ellerini kollarını sallayarak şehirde gezdiklerini, yapılan bir nikâhta ise gelin arabasını bile IŞİD bayraklarıyla süslemekte çekince görmediklerini ortaya koyuyor...”

•••

Ortalama bir Antep’linin IŞİD’in şehirdeki hücre evlerinin nerede bulunduğundan haberi vardır. Size, hangi dükkânlarda bomba yelekleri dikilmiş olduğunu anlatır. Cihatçı mahallelerinden söz eder. Adıyaman’daki çay ocakları gibi Antep’te de IŞİD’in ayakkabı atölyeleri vardır. Aslında Antep’te ‘bağzı kurumlar dışında’ herkesin istihbaratı bulunur. Sır da değildir zaten! Misal IŞİD’in Antep’te ‘tıpkı düğün organize ettiği gibi’ Paris Katliamı’ndan sonra konvoylar halinde kutlama yaptığı da ‘görülmüş duyulmuş’ şeydir!

•••

İstihbarat demişken... Devletin içindeki kavganın ilk raundunun, iki sene önce Antep’te IŞİD’i takip eden polislerin görevden alınmasıyla sonuçlandığından söz edelim. Son FETÖ operasyonlarıyla fiziki takip ve dosya oluşturmanın tamamen bittiğini vurgulayalım. Ancak bunların üzerine ‘aynı dönemde’ FETÖ’nün ‘IŞİD konusunda’ büyük daleveralar çevirmiş olabileceği şaibesini koymayı ihmal etmeyelim! Tam bir kaos ve karmaşa yani. Şimdiki durum ise emniyetin ‘IŞİD konusunda’ şaşkın, kafası karışık ve ne yapacağını bilmez halde olduğu yönünde. Artık kimsenin katliamların nasıl önleneceğine yönelik öngörüsü yok. İpin ucu kaçmış gibi!

•••

İpin ucuyla beraber tren de kaçmak üzere. Bu noktada, ‘Buraya nasıl geldik?’ sorusuna kısa yoldan bakmak mümkün! Diyarbakır’daki HDP mitingi patlamasının üzerine gidilse Suruç, o önlenebilse Ankara, 10 Ekim ciddiyetle değerlendirilse Antep olmayacaktı! Mesela Ankara İddianamesi, Antep’te bir Kürt düğününe saldırılacağını işaret ediyordu. ‘Kendini patlatan’ Antep Emiri ‘Sarı’nın yani Yunus Durmaz’ın evinde çıkan bir belgede yazanlar açıktı. Durmaz; IŞİD’in Sınır Sorumlusu İlhami Balı’dan, Antep’te suikast ve bomba ‘ameli’ yapmak için izin istiyordu. Aynı belgede NATO’ya karşı eylem ve bir Kürt düğününe saldırma planından söz ediliyordu.

•••

Daha ağır şeylerin yaşanma olasılığını da yine ‘o iddianamede’ yer alan başka belgelerden görmek mümkündü. Cemevleri işaretlenmişti, demokratik kitle örgütleri üzerine detaylı araştırmalar yapılmıştı. Antalya’da bin kişilik bir gece kulübüne saldırıdan söz ediliyordu. Belgelerde ilginç bilgiler vardı, örnek olarak ÖDP’den ‘Üyeleri çok militandır’ diye bahsediliyordu.

Bunların üzerine, ‘kafa karıştırıcı’ açıklamalara bir kez daha vurgu yapmak yerinde olacaktır.

•••

‘Kokteyl terör örgütleri’, ‘emperyalizmin işi’, ‘Türkiye’yi karıştırmak istiyorlar’ gibi beylik ifadeler yeterli mi? Cemaatle olduğu gibi IŞİD’le iş tutanların yarattığı büyük boşlukta şimdi ölüm kol geziyor. Antep, bir zamanların ‘kullanışlı teröristleri’ tarafından dünyadaki IŞİD üssüne dönüştürüldü. Eski dostlar düşman olunca... Peki şimdi bu kadar cihatçıyı ne yapacağız? Hepsi başıboş kaldı!

Maalesef bu sorunun cevabı, daha da ötesinde önlemi yok! AKP, çıkarları için kötü arkadaşlar edindi, bedelini hepimiz ödüyoruz, ne zamana kadar ödeyeceğimizi de bilmiyoruz!

IŞİD’in düğünü, düğün salonunda cenaze resmi!

‘Bundan sonra ne olacak, acaba daha büyük şeyler meydana gelir mi ya da bir savaş olur mu?’ sorularına caddelere, düğün salonlarının orta yerine, mitinglere düşen paramparça insan bedenleri üzerinden yanıt verelim: Alışmak... Savaş çıkması mı? O savaşı çoktan kaybettik bile!

Kaynak: Birgun.net