Diyarbakır'da Newroz kutlamaları, sıkı 'güvenlik' uygulamalarına rağmen yüz binlerce yurttaşın katılımıyla gerçekleşti. 'Bomba araması' yapıldığı gerekçesiyle kitlenin alana girişi saat 09.30'a kadar engellendi.

Alana girmek için yaklaşık 5 kilometre karelik alanın etrafını dolaşarak alana girmenin yollarını arayan Diyarbakırlılar, arama noktalarının açılmasının ardından alana girdi. Binlerce kişinin alanda yerini almasıyla birlikte alandaki Newroz ateşi yakıldı.

Tertip Komitesi adına Hafize İpek açılış konuşmasını yaptı. Kürtlerin özgürlük istediğini belirten İpek, "Bugün Kürtler bedenlerinde kan dolaştığı müddetçe mücadele edecek" diye konuştu. İpek, Newroz'da emeği geçen herkese teşekkür ederek, gelenleri selamladı.

Açılış konuşmasının ardından sahneye Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanları Fırat Anlı ve Gültan Kışanak çıktı. Sahneye çıkmadan önce imc tv’den Ayşegül Doğan’ın sorularını yanıtlayan Gültan Kışanak, Newroz alanının araç girişine kapatıldığına dikkati çekerek, halkın çok sayıda kontrol noktasından geçerek alana girebildiğini söyledi.

"HER KARANLIKTAN SONRASI AYDINLIKTIR"

İlk Kalabalığa konuşan Fırat Anlı ise “Bugün ‘Amed’de korku var, Amed Newroz’u kutlamayacak, alanlara çıkmayacak’ dediler. Ama bütün bunları tanımadınız, binlerce kez eviniz şen olsun. Yüzbinlerce insan bir kez daha Newroz alanını doldurdu. Kobanê’ye, Şırnak’a, Hewler’e, Mahabad’a sıcak selam göndereceğiz” diye konuştu. Newroz’un başlangıç olduğunu, özgürlük koktuğunu ve özgürlük birlik günü olduğunu belirten Anlı, “Biz biliyoruz her karanlıktan sonrası aydınlıktır, inşallah özgürlüktür” dedi. Kürtlerin bir kez daha kendi tarihlerini yazdıklarını dile getiren Anlı, “Şehitlerimizi anıyoruz. İnşallah ülkemizin bir parçası el ele tutacak ve özgürlüğü sağlayacak. Biz halkımıza güveniyoruz. Newroz kutlu olsun” diyerek sözlerini tamamladı.

"UMUDUMUZ ÖZGÜRLÜKTÜR"

Anlı'dan sonra sözü alan Gültan Kışanak da, “Selam olsun Amed zindanlarında 3 kibrit çöpüyle zulme karşı direnişe duran Mazlum Doğan, selam olsun 90’lı yıllarda bedenini Newroz ateşi yapan Zekiye Alkan’a” dedi. Kışanak, “Arkanızda bıraktığınız onlarca canınız var, yitirdikleriniz var. Onların her birini saygıyla selamlıyorum. Bu alana gelen bütün analarımızın ellerinden öpüyorum. Umudumuz büyüktür, umudumuz özgürlüktür. Bunu mutlaka gelecekte kuracağız. Bize zulme boyun eğmek yakışmaz. Biz umudu ve barışı temsil ediyoruz. Biz Amediz Amed” şeklinde konuştu. Kışanak, günün birlik olma günü olduğunu belirterek, Türkiye’ye “Bizim geleceğimiz birlikteliktedir, ırkçılığa karşı faşizme karşı el ele verirsek bu ülkeyi geleceğe taşırız. Biz hazırız, Amed hazır, Türkiye de geleceğe ve özgürlüğe hazır olsun,” diye konuştu. Kışanak, Öcalan’ın mesajlarını dikkati çekerek de “Geleceği birlikte inşa etmek istiyoruz” dedi ve sözlerini özgürlük talebiyle sonlandırdı.

"ALIN SİZE KAMU DÜZENİ"

Newroz'da konuşma yapan HDP Ankara Milletvekili Sırrı Süreyya Önder, hükümete seslendi. Önder, "Kürt evine giremiyor, Türk evinden çıkamıyor, alın size kamu düzeni" dedi. Önder, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Bu mücadele azmi sönmeyecek, bunun sözünü veriyoruz. Bu bölgenin gerçekliğinden bir şey anlamayanlar bizi sürekli psikolojik harbe maruz bırakıyorlar. Bu bölgenin gerçekliğinin bilenler, evlatlarının bir kısmını dağa bir kısmını toprağa gönderdiğini bilirlerdi. Hapishanelerde unutmayalım, bu itibarla son savaş çılgınlığında hayatını kaybedenleri, Amed’in yiğit evladı Tahir Elçi nezdinde hepsine söz veriyoruz: Bu Barışı getireceğiz. Ölenler genç yaşında toprağa girenleri boşuna girmediler.

Sayın Öcalan’la aramızda duvarlar olabilir, bize bir mesajı var. 3 yıl barış uğruna beraber mesai yaptık. Daha iyi bir ülke uğruna... Yazdıkları tartıştıkları şeyler bu faşist tecride rağmen bize ulaşıp, muhtemelen şunu derdi: 'Bre siyasi ahmaklar bre akılsızlar ben size eşme ruhu dedim. Bölgeyi ortak evimiz yapalım dedim. Yoldaşlarıma söyledim size yardım ettiler'.'Siz Cizre Silopi de katliama varan uygulamaları, kendi halkınıza getirdiniz' derdi… 'Siz bu sokma akılla daha kaç adım gidebileceğinizi gidebilirsiniz?' diye sorardı Öcalan.. 'Ciddi özenli bir müzakere bu topraklar ebediyen kamu düzeni dediğiniz şeyi kazanabilirdi' derdi. Öcalan ne dediyse tersini anladılar ya da düzünü anlayıp tersini yaptılar.

Öcalan Davutoğlu’na şunu derdi:

"Sayın başbakan kamu düzenini böyle sağlayacağım dedin, Kürt evine giremiyor Türk evinden çıkamıyor al sana kamu düzeni... Biz de rabia işareti yapalım. İşe kamu düzeni diye getirdiğiniz nokta burası. Oysa barışın hemen eşiğindeydik. Bugün de fazla uzağında değiliz. Bu iki gözden 4 ölüm bakanlar bizleri sindiremez. Korkacak yılacak yok aramızda. Korkak arıyorsanız aynaya bakın. Fezleke geldiğinde, düne kadar yere göğe sığdıramadığınız mahkemelere ‘biz güvenmiyoruz’ diyorsunuz. Sizin güvenmediğiniz mahkemelere biz gideceğiz öyle mi?

Elimizi uzatsak tutacağımız hem ülkemizi hem bölgemizi yeryüzü cenneti haline getireceğimiz yöntem insancıldır, demokratiktir. Onun da yolu müzakerelerdir. Başbakana çağrı yapıyorum, laf kalabalığını bırakın. Bölgenin gerçekliğini siz de gözlemlediniz. Bölge halkının demokratik sabrı, beklentisi daha berhava olmuş değil. Siz de başbakansınız, bu topraklara kaçak gelip gideceğinize, burada bekliyoruz. Açın İmralı’nın kapılarını, sizinle el ele tutuşarak mutabık kaldığımız ne varsa oradan başlatalım, bir hafta içinde ülkemizin çehresini güzelleştirelim. AB kapısında vatandaşımı özgür4ce dolaştıracağım diye kasım kasım gezeceğine burada insanlar evine giremiyor. Hiç mi utanmıyorsunuz?

Size çağrı yapıyoruz, evladının yolunu gözleyen, Türk Kürt Laz Çerkez, Süryani, Arap, ermeni, bütün annelere taahhüt ediyorum. Ciddiyetle yaklaşırlar çatışmasızlık bir haftada sona erer. 8 gün sürerse beni Diyarbakır meydanında dara çekin. Ah diyen namerttir. Gelin hepimize bir bahçe kılınmış olan buy yeryüzünü savaş ve ölümle daha fazla kirletmeyelim. Zulme boyun eğmeyen biat etmeyi reddeden halkı kendinin malıymış diyenlere ‘Hadi oradan’ diyen kardeşlerime selam olsun."

Manşet fotoğrafı: D

Kaynak: Birgun.net