ZEYNEP YÜNCÜLER / DİYARBAKIR
HABER NÖBETİ

Bölge'deki meslektaşlarımızla Haber Nöbeti vasıtasıyla gösterdiğimiz dayanışma sürüyor. Haber Nöbeti'nin ikinci gününde (10 Şubat) nöbet arkadaşım Haberdar haber sitesinden Bahar Kılıçgedik. Bahar 5 yıldır Diyarbakır'da yaşıyor. Daha önce ise İstanbul'da adliye muhabiriydi.

Sabahın erken saatlerinde Bahar ile buluştuk, gündeme baktık, hiçbir şey olmaması tabii ki imkansızdı, sadece hangi haberi takip etmemiz gerektiğine karar vermemiz gerekiyor. Abluka altındaki Diyarbakır'ın her saniyesi, her anı haber...

Bahar ile takip edeceğimiz ilk haber; Mahmut Bulak'ın cenazesi. 16 yaşındaki Mahmut tıpkı kendi kenti gibi abluka altında olan, son zamanlarda da 'bodrum katı katliamları' haberlerini aldığımız Şırnak'ın Cizre ilçesi için Diyarbakır'da binlerce kişinin gerçekleştirdiği yürüyüşe katıldı. Mahmut o yürüyüşte başından silahla vurularak öldürüldü.

Cenaze Diyarbakır'da Yeniköy Mezarlığı'na geliyor. Bütün basınla birlikte haber nöbeti ekibi olarak biz de oradayız. Kalabalık gitgide artıyor, arttıkça cadde üzerindeki polisler ve zırhlı araçlar da kıpırdanıyor. Ama önemli değil. Polis hareketliliği cenaze törenine katılanların umrunda değil. Tam tersine, Diyarbakır halkı, Mahmut'un okul arkadaşları, dostları, ailesi, sevenleri; öfkesini, acısını, ağıtlarını asla kesmiyor: 'Bizi öldürerek bitiremeyeceksiniz, siz katilsiniz, biz bitmeyiz'. Cenazeden Türkçe atılan sloganların yanında Kürtçe ağıtlar yükseliyor.

Diyarbakır'ın yakışıklı çocukları
Ve Mahmut'un cenazesi binlerce kişinin omuzlarında gerçekleşen yürüyüşle Yeniköy Mezarlığı'na defnedildi. Mahmut'un babası oğlunun mezarlığına bakarak 'Daha sana yeni Çekvar'ın fotoğrafını gösterdim, bak dedim öldürmüşler, bu yakışıklı, temiz çocuğu da, şimdi onun yanındasın oğlum' dedi. Çekvar Çubuk da 16'sında, Diyarbakır Sur'da 2 Aralık'ta öldürüldü. Cenazede herkes Mahmut ve Çekvar için "Diyabakır'ın yakışıklı çocukları" diyordu.

***

Enişte: Beyaz Ranger bir arabadan ateş açıldı
Burada her ölümün arka perdesi açık aslında, failini söylemek olağanlaşmış... Öldüren belli, ölenler belli... Örneğin Mahmut'un eniştesi yürüyüş günü yeğeninin beyaz Ranger bir arabadan atılan ateş sonucu öldürüldüğünü söylüyor. Ve ne hikmetse, kentin her yerini kuşatmış polis ve asker; Beyaz Ranger arabayı yakalayamıyor! Araba hemen uzaklaşıyor ve Mahmut'un vurulduğu alana önce zırhlı araç, sonra ambulans geliyor.

***

Cenazeden bir diyalog...
Binlerce kişinin bulunduğu cenaze töreninde ufak bir diyaloga denk geldim.

Bir adam 'Sende mi buradasın? Görmedim napıyosun? Nasıl olalım gerçi Baran napıyor?'

Kadın: 'Unuttun mu, öldü Baran.'

Adam perişan oluyor, utanıyor. Kadın, hatırlayabildiğim kadarıyla "Olsun, tamam boşver, haklıyız. Her gün bir ölüm" diyor.

Kaynak: Birgun.net