Türkiye’nin içinden geçmekte olduğu zorlu dönemi tanımlayanlar, en çok “karanlık bir tünel” benzetmesi yapıyorlar:

-Üstelik ucu da görünmüyor!

Tünel bir ışığa mı açılacak, yoksa daha koyu bir karanlığın içine doğru mu gömülecek? Ağır bir karamsarlık içinde bulunanlar eski bir Amerikan filminden esinlenerek “Çıkış Yok” gibi değerlendirmeler yapıyorlar.

Bir de sosyalistlerin tarihsel iyimserliğinden yola çıkarak mutlaka bir çıkış vardır, biz de o çıkışı bulup halklarımıza bunu göstereceğiz diyenler var.

Bir süredir birbirlerine el uzatarak demokrasi için “direniş hattı” oluşturma gayreti içinde olan inisiyatifler gelişiyor.

Emek ve Demokrasi İçin Güç Birliği Ankara merkezli olarak arayış çalışmalarını sürdürüyor. Daha önce bir araya gelen Birleşik Haziran Hareketi bulunuyor. Bunların dışında bir de Demokrasi İçin Birlik (DİB) inisiyatifi düzenli iç toplantılarını tamamlayıp, “23 Ekim İstanbul Buluşması” için son temaslarını sürdürüyorlar.

Hareketin içinde yer alan İnsan Hakları Derneği Onursal Başkanı Akın Birdal “bizim çalışmalarımız solda birleşme amacı taşımıyor” dedikten sonra şöyle devam ediyor:

-1980’lerdeki Kuruçeşme Toplantılarından bu yana birlik için enerji harcanıyor. Bu sefer ki inisiyatifimiz, bünyesinde yer alan hiçbir kuruluşun kendisini tasfiye etmesini istemiyor. Geniş eylemlilik çalışmalarıyla toplumu kuşatan gerici zincirin halkalarını kopartmayı öneriyor. Nefes alma alanı açmak ve demokrasinin nefessiz kalma haline itiraz etmek.

Demokrasi İçin Birlik (DİB) inisiyatifinin lideri bulunmuyor. Görünür gelecekte de olmayacağı belirtiliyor. Klasik sol yapıların bütün eski deneyimlerinden istifade ederek tasarlanan DİB böylesi bir çizgide yoluna devam ediyor.
Geçen hafta sonu İzmir Konak Belediyesi’nin Türkan Saylan Kültür Merkezinde ve Eğitim-Sen Bodrum Şubesinde geniş katılımlı iki toplantı yapıldı.

İzmir’deki toplantıya Rıza Türmen, Akın Birdal, Oya Ersoy ve Sezai Temelli katıldılar. Bodrum’da ise Akın Birdal ve Sezai Temelli konuştular.

Rıza Türmen DİB hakkında bilgi verirken “bu lidersiz bir harekettir” dedi:

-AKP ilan edilen OHAL’i tamamen KEYFİ YÖNETİM olarak algılıyor. Meclis siyaset dışına itildi. Oysa Meclis dışında çok önemli bir enerji var. Bu enerjinin bir araya getirilmesi DİB’in hedefleri arasında en ön sırayı alıyor!
DİB ile birlikte hareket etmeye karar veren 100’ün üzerinde siyasi parti, sendika, dernek, meslek örgütü, yerel inisiyatif bulunuyor. Bu geniş yelpazenin daha kapsamlı olarak açılabilmesi için de 23 Ekim 2016 Pazar günü İstanbul Şişli’deki Kent Kültür Merkezinde tam gün sürecek bir toplantı yapılacak.

Şimdiye kadarki çalışmaları hazırlık dönemi olarak kabul eden DİB 23 Ekim’i de “Başlangıç Noktası” olarak tanımlıyor.

Akın Birdal yeni başlayan bu kapsayıcı hareketi Cumhuriyet öncesinden günümüze uzanan bir yola benzetiyor. Sonra da özetleyen başlık veriyor:

-Demokrasi Yolculuğu!

***

Kim ne dedi?

Demokrasi İçin Birlik (DİB) İzmir ve Bodrum toplantılarında söz alanlardan bazı isimler şöyle konuştular:

Oya Ersoy: Yeni bir durum var, siz de yeni mücadele yöntemleri bulmaz zorundayız.

Arif Ali Cangı: Bu toplantıların yelpazesi genişletilmeli. Toplum olarak nefes alamıyoruz.

Haluk Tekeri: Örgütler ve yıpranmış yapılar üzerinden değil yeni fikirler üzerinden ve o fikirlerin etkileyeceği kitlelerle yaratıcı olumluluk üzerinden örgütlenmeliyiz.

Fırat Gündem: Karamsarım. Yüzde 40’lık bir kitle var CHP ve HDP olarak. Ama CHP kitlesini sokaktan uzak tutmak için her şeyi yapıyor. AKP ise hem iktidar gücünü hem de sokağı kullanıyor.

Mürvet Aşçıoğlu: Faşizm karşısında umut verici bir hareket. Sönümlenmemesi için bizler yerelde ne yapmalıyız?

İlhan Alkan: Bütün darbeleri yaşadım ve payımı da aldım. Bu seferki bambaşka! DİB bir an önce kurumsallaşmalı. Bir umut ışığı olarak görüyorum. Faşizm tepemizde şişirilen bir balon gölgesi ürküntü veriyor. Herkes bir iğne batırdığında o balon sönecektir. Aydınların faşizm dönemlerindeki rolleri önemlidir.

Rezzan Sebin: Çok fazla misyon yüklenerek insanların dikkatlerini dağıtmamalı. Somut hedefler üzerinden gidilmeli. Mesela derhal OHAL’in kaldırılması talebi yaygınlaştırılmalı. Gözaltı süresi 30 günden iki güne indirilmeli.

Şemsettin Filiz: Yan yana durmanın önemine inanıyorum.

Hıdır Çam: İnsanlar duyarlı. Biz sol yapılar halkı mücadeleden soğuttuk. Artık gönüllülük ilkesine göre yatay olarak örgütlenmeliyiz.

Kaynak: Birgun.net