ÖDP'nin kongresinde konuşan HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, AKP'nin kendi ideolojik modelini inşa etmek istediğine dikkat çekerek, "Durdurmadığımız yerde kendi sistemini kurmak için önlerinde bir engel olmayacaktır. Hukuk sistemini tanımayan bir iktidara karşı direnmek insanlığın evrensel kuralıdır. Bu gün o hakkımızı kullanıyoruz. Gün artık devrimcilerin Kürt halkıyla dayanışmanın ötesine geçme günüdür" dedi.

Özgürlük ve Dayanışma Partisi (ÖDP), 20'nci yılında 8'inci kongresini Ankara'da Ahmet Taner Kışlalı Salonu'nda gerçekleştirdi. "Haziran Türkiye'sini kuracağız" pankartının asıldığı kongreye, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, EMEP Genel Başkanı Selma Gürkan, DİSK Genel Başkanı Kani Beko, TMMOB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Soğancı, KESK Eş Genel Başkanı Lami Özgen, İHD Genel Başkanı Öztürk Türkdoğan'ın da aralarında bulunduğu çok sayıda konuk katıldı.

Kongre saygı duruşunun ardından divan üyelerinin belirlenmesiyle başladı.

'Gözlerimiz insanlık çığlığıyla direnen Mehmet Tunç'u arıyor'
ÖDP Eş Genel Başkanı Alper Taş, gözlerinin Mustafa Suphileri, Mazlum Doğanları, Mahirleri, Denizleri ve Cizre'de insanlık çığlığıyla direnen Mehmet Tunç'u aradığını belirterek, konuşmasına başladı.

'Türkiye'de fiili başkanlık var'
AKP'nin yeni bir anayasayı gündeme taşıyarak bununla başkanlık sistemini dayattığına dikkat çeken Taş, "Memlekette bir fili başkanlık var. Recep Tayyip Erdoğan başkanlık rejimiyle her şey olmak istiyor. Cumhurbaşkanı, Başbakan, Genelkurmay Başkanı olmak istiyor. Bizimde buna boyun eğmemizi ve teslim olmamızı istiyor. Türkiye'de sivil bir diktatörlüğe asla izin vermeyeceğiz" dedi.

'Bizim demokrasi anlaşımız Paris komünü anlayışıdır'
Demokrasi anlayışlarının Paris Komünü olduğunu söyleyen Taş, "Biz demokrasi anlayışımız Paris Komünü anlayışıdır. Bizim demokrasi anlayışımız 1979 yılında Karadeniz'de küçük bir ilçesinde Fatsa'daki demokrasi bizim demokrasi anlaşımızdır. Evet kaldırsınlar barajları, seçim ve parti yasasını değiştirsinler. Demokratik yasaları ortaya koysunlar. Nasıl bir Türkiye istediğimizi anlatalım. Meclisin yüzde 98 temsiliyete dayandığını söylüyorlar. Yok öyle bir şey. Bize milli irade edebiyatı yapmasınlar. AKP ile yapılacak bir müzakere ve uzlaşı yoktur. AKP ile mücadele var" diye konuştu.

'Bu savaş Erdoğan'ın başkanlık savaşıdır'
Taş, bölgede AKP tarafından yürütülen savaşa da değinerek, "Bu savaş başkanlık rejimini inşa etme savaşıdır. AKP Sur'u Cizre'yi ve Yüksekova'yı zapt ederse Erdoğan başkanlık rejimini inşa edecektir. Başkanlık rejimi yetmeyecektir. Sonrası hilafet tartışması olur. Bu savaşta 'Saray'ın yenilmesini savunmak gerekiyor. Başkanlık rejimine dur demek gerekiyor. Kürt yurttaşlarımız statü istiyor. Özyönetim istiyor. Bu mesele bir halkın kendi kaderini tayin etme biçimiyse biz bunu kabul ediyoruz. ÖDP olarak Kürt halkı nasıl yaşamak istiyorsa öyle yaşamalıdır" ifadesinde bulundu.

Taş'ın ardından konuşan Halkların Demokratik Partisi (HDP) Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ise "Bu gün burada ne ilk ne de son buluşturmamızı gerçekleştiriyoruz. Zaten mücadele alanlarında birbirimizi anlaya anlaya giderek bir mücadele örerek yol yürüyoruz. Ortadoğu'da cereyan eden olaylar, her birimizde tarihsel olarak bir kırılma yaratıyor. Orada ne yaşanıyorsa burada bizleri etkiliyor. Emperyal güçlerin kendi aralarındaki paylaşımları yüz yıldır bizi birbirimizle uğraştıran sorunlarla baş başa bıraktı. Ancak yüz yıl sonra bu sorunları çözme şansı doğurmuştur" diye konuştu.

'Siyasi sınırları tanımadan halkların birlikteliğini sağlamalıyız'
Türkiye tarihinin katliamlar tarihi olduğu kadar direniş tarihi de olduğunu söyleyen Demirtaş, şöyle devam etti: "Bizler bütün bu değerleri zafere ulaştırma sözünü verdik. Herkesin acımasızca bir savaş yürüttüğü bu süreçte, yurtseverler ve devrimciler sözün ötesinde bir şey yapmayacaksa ne yapacaktır. Önümüzdeki yüzyılı bizim dışımızdaki güçler nasıl yaşayacağımıza karar verecekse biz izleyecek miyiz? Aldığımız tarihsel mirası zafere ulaştırma günü bu gündür. Siyasi sınırları tanımadan bütün halkların ve ezilenlerin mücadele birliğini sağlamak zorundayız. Parti ve particilik faşizmine düşmeden halklarımızın bizden istediği mücadeleyi yürütmeliyiz."

'Faşist bloğa karşı devrimcilerin bir araya gelmesi zorunluluktur'
AKP'ye karşı siyasi bir mücadelenin elbette yürütüleceğini belirten Demirtaş, "Kuruyucu bir siyasi güç olmazsak savaşın getireceği yıkım daha fazla olacaktır. Öğrenciler, gençler, sendikaların ve mücadele eden halkların direnişinin yıkamayacağı iktidar yoktur. Faşistler ne kadar kolay birleşiyorlar. Faşist bloğun bu kadar hızlı bir şekilde bir araya geldiği bir yerde devrimci ve ilericilerinde bir araya gelmesi bir zorunluluktur. En büyük güç Kürdistan ve Türkiye'deki devrimci güçlerdir. Ortadoğu'da devrimci güçler, güçlerini yitirmişlerdir. O yüzden Türkiye'deki devrimci güçleri bitirmek istiyorlar" dedi.

'Hukuku tanımayan bir iktidara karşı direnmek evrensel haktır'
AKP'nin kendi ideolojik modelini inşa etmek istediğine dikkat çeken Demirtaş şöyle devam etti: "Başkanlık sistemini kurmak istiyorlar. Tek kişilik diktatörlük kurmak istiyorlar. 7 Haziran'dan bu yana bir bulanım yaşıyorlar. Durdurmadığımız yerde kendi sistemini kurmak için önlerinde bir engel olmayacaktır. Böylesine ahlak dışı siyaset yürütüyorlar. Yargı, polisi, askeri ve üniversiteleri bütün kurumları halka karşı kullanan bir iktidara karşı direnmek meşrudur. Hukuk sistemini tanımayan bir iktidara karşı direnmek insanlığın evrensel kuralıdır. Bu gün o hakkımızı kullanıyoruz. Gün artık devrimcilerin Kürt halkıyla dayanışmanın ötesine geçme günüdür. Ancak ÖDP Kürt halkıyla dayanışmanın ötesine geçmelidir." (D)

Kaynak: Birgun.net