HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Yeni Özgür Politika gazetesine açıklamalarda bulundu. Selahattin Demirtaş, Belçika ve Almanya’da bir dizi görüşme gerçekleştiren HDP heyetinin temasları ve geçen günlerde Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne yaptıkları ziyaretle ilgili soruları yanıtladı. Demirtaş, kamudan ihraçlar konusunu da değerlendirdi.

Demirtaş, Irak Kürdistan Yönetimi Başkanı Mesut Barzani ile çözüm serecinin yeniden başlatılması konusunu grüşüp görüşmediğine ilişkin soruya şu yanıtı verdi:

“Bizim çözüm sürecinin yeniden başlatılması ile ilgili bir talebimiz veya bu konuyla ilgili doğrudan bir görüşmemiz hiç kimseyle olmadı. Kürtler arası birliğin sağlanması ve Kürtler arası ittifakın güçlenmesi, Türkiye’deki barış sürecinin yeniden başlaması için dolaylı olarak etki yapacaktır, dedik. Türkiye’deki barış sürecinin yeniden başlamasını isteyen Kürtler, kendi aralarında birliği sağlamaları bize sunulmuş en büyük katkı olur, dedik. Onun dışında doğrudan herhangi bir girişimde bulunması ile ilgili bir talebimiz veya bir görüşmemiz olmadı.”

ERDOĞAN’IN ‘HEYET GÖNDERECEĞİZ’ AÇIKLAMASI

“Erdoğan, ‘biz de heyet göndereceğiz’ dedi Acaba sizin temaslarınızdan rahatsız mı?” sorusuna ise Demirtaş şu yanıtı verdi:
“Erdoğan Kürtler arası birlikten çok rahatsız oluyor. Çünkü Kürtleri parçalayıp ‘kendine yakın’, ‘kendine düşman’ Kürtler şeklinde kodlamayı kendi çıkarları için daha uygun görüyor. Sayın Barzani’nin son Türkiye ziyareti ile birlikte Türkiye’nin Kürtlerin bir bolümü üzerinden kendi gündemini işletebileceğini hesaplıyorlar. Biz bunun Kürtlerin aleyhine olmaması gerektiği konusunda Kürt partileriyle görüşlerimizi paylaştık. Federe Kürdistan Hükümeti’nin Türkiye ile ilişkilerinin olmasından daha doğal bir şey olamaz. Elbette ilişkiler kurulacak, görüşmeler olacak. Ama Erdoğan bu ilişkileri bütün Kürtlerin aleyhine çevirmeye çalışıyor. Yaptığımız görüşmelerde herkesten bu konuda dikkatli davranmasını rica ettik. Görünen o ki; Erdoğan bundan rahatsız ve bir heyet göndererek bizim yaptığımız görüşmelerden bizim yaptığımız temasların etkisini kırmaya veya yaptığımız görüşmelerin etkisini anlamaya çalışacak. Bir karşı diplomasi atağı olarak bizim çalışmalarımızı boşa çıkarma gayreti içinde olacak.’

‘TÜRKİYE’NİN YANLIŞ DIŞ POLİTİKASI ELEŞTİRİLMELİ’

Demirtaş, Brüksel’de Avrupa Parlementosu Başkanı ve AB yetkileleriyle yaptığı görüşmelere ilişkin şunları anlattı:
“Avrupa’da yaptığımız görüşmelerde özellikle Türkiye’deki iç barışın Avrupa’nın güvenliği, mülteci krizinin çözümü için ne kadar önemli olduğunu anlatmaya çalışıyoruz. Türkiye’de iç barışın sağlanması Suriye’deki gelişmelerle bağlantılıdır. O nedenle Rojava’da IŞİD’e karşı mücadele eden YPG öncülüğündeki Demokratik Suriye Güçleri’nin daha açık desteklenmesi ve Türkiye’nin yanlış politikalarının eleştirilmesi gerektiğine inanıyoruz. Eğer Türkiye’de barış süreci yeniden başlar ve Kürt sorunu barışçıl yollardan çözülürse bu sadece Kürtler-Türkler için değil, bütün Avrupa için olumlu olur. Görüşmelerimizde bütün bunları anlatmaya çalışıyoruz. Bir de tabii çok ağır insan hakları ihlalleri var Türkiye’de. Kürtlere karşı, ilericilere, devrimcilere, Alevilere karşı. Bütün bu ihlallerin önlenmesi konusunda da iyi bir işbirliğine ihtiyaç var.”

‘HALK KAYYIMLARI TANAMAYACAK’

Demirtaş DBP’li belediyelere kayyım atanmasına ilişkin şunları söyledi: “Hayır, kayyumların halk nezdinde hiç bir karşılığı yok. Kayyumların belediyeleri işletme şansları da yok. Yani seçilmişlerin bile çalıştırmakta zorlandıkları Türkiye’deki hantal belediye mekanizmasının atanmış memurlar tarafından isletilmesi imkansızdır. Halk ve sivil toplum örgütleri de onları tanımayacağı için kayyumların atanması aslında belediye hizmetlerinin tümden minimuma indirmiş durumda. Bu halk açısından büyük bir zulümdür aynı zamanda.’

İHRAÇ EDİLEN ÖĞRETMENLER

HDP lideri başta öğretmenler kamudan ihraçlara ilişkin olarak ise şunları söyledi:

“15 Temmuz darbe girişiminden sonra Erdoğan ve AKP, Kürtleri, Alevileri, solcuları devletten tasfiye etmenin imkanını yakaladıklarını düşünüyorlar. Kendilerince darbeci ve Gülencilerle birlikte aynı torbanın içerisine koyup bugüne kadar tasfiye edemedikleri, etmeye cesaret edemedikleri herkesi devletten bir şekilde tasfiye ediyorlar. 11 bin 500 Kürt yurtsever öğretmen işten atıldı. Öyle görünüyorki diğer sektörlerde, diğer kamu alanlarında da on binlerce Kürt, Alevi ve solcu-demokrat atılabilir. Fakat bunların hepsi bir örgütlü mücadele ile ancak üstesinden gelinebilecek yönelimlerdir. Yani bunun çok uzun süre kalıcı olabileceğini de düşünmüyorum. Erdoğan ve AKP, ağır siyasi fatura olarak ödeyecektir. Yeter ki bu tür baskılara karşı hiç kimse boyun eğmesin, bulunduğu her yerde bedeli ne olursa olsun direnmeye devam etsin.”

MİLLETVEKİLLERİ TUTUKLANACAK MI?

Demirtaş milletvekilleri için tutuklama bekliyor musunuz” sorusuna ise şu yanıtı verdi: “Milletvekillerimize dönük tutuklama niyetleri var. Gözlerinin kestiği ilk anda bunu da hayata geçirecekler. Yani uzun süredir bunun ertlenmesinin nedeni halkın örgütlü bir tepki göstereceğini bilmeleridir. Halkımız bu konuda duyarlılığın sürdürürse tutuklamaya cesaret etmeyebilirler. Ama yine de bunu yaparlarsa talimat/çağrı beklemeden herkes bulunduğu yerde sokağa çıkmalı, geri adım atmadan sonuna kadar direnmelidir. 15 Temmuz gecesi tankın topun karşısına çıkmak ne kadar meşruysa bizim seçmenimizin de aynı kararlılıkla sokakta olması o derece meşrudur.”

Kaynak: Birgun.net