Bazı gazetecilere konuşan Başbakan Ahmet Davutoğlu, YPG için, "Güvenliğimizi tehdit ederlerse, mukabele bağlamında bir fark olmaz. Nusra; El Kaide’nin uzantısı değil mi? PYD de PKK’nın uzantısı. Nusra’nın belli yerlerde DAEŞ’le çatışması nasıl El Kaide’yi meşru kılmıyorsa, YPG’nin de DAEŞ’le (IŞİD) çatışıyor olması PKK’yı ve YPG’yi meşru kılmaz" dedi.

Davutoğlu, "Halep koridorunun yeniden açılması için Türkiye kendisi bir şey yapacak mı?" sorusuna ise "Önümüzdeki günleri bekleyin, cevabını göreceksiniz" yanıtını verdi.

Başbakan Ahmet Davutoğlu, Hollanda ziyareti dönüşü uçakta gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Habertürk'ten Muharrem Sarıkaya'nın haberine göre Davutoğlu'nun açıklamaları şöyle:

“DAEŞ’e nasıl yaptıysak, Türkiye’ye dönük diğer terör olaylarına karşı da aynı şeyi yaparız” dediniz. Bu, “Türkiye’nin sınır ötesinde PYD’ye dönük eylemi olacak” şeklinde okundu.

Irak’ta PKK’ya dönük zaten operasyonlar yapıyoruz. Şimdi PKK ile PYD arasındaki irtibatlar... Kandil ile Suriye arasındaki koridorlarından, Barzani’yi de bizi de rahatsız eden bir trafik var. YPG doğrudan silahlı yapılanma olduğu için Kandil, PKK bağlantıları da aşikâr. Eğer Türkiye’yi rahatsız edecek bir şekilde faaliyetler yoğunlaşır ve bu bizim güvenliğimizi tehdit ederse, o anlamda yurtdışından gelen ve giden mukabele bağlamında bir fark olmaz.

'IŞİD ile yatay olarak bu iki sınırı kullanan iki terör örgütü var'

Irak-Suriye sınırı fiilen yok. DAEŞ ile yatay olarak bu iki sınırı kullanan iki terör örgütü var. Biri DAEŞ; Musul’da, Rakka’da, bizim sınırda Cerablus’ta var. Diğeri de PKK. Kandil’de; Sincar’da olmak istedi ama peşmerge izin vermedi; Kamışlı’da, Afrin’de var. Irak- Suriye sınırını yatay kesen iki terör örgütünden bahsediyoruz. Ve bu yatay kesme esnasında koridorlar, geçişler oluşmuş. İki terör örgütü Türkiye sınırında rahatsız edecek faaliyetler yaptığında bizim için aralarında bir fark kalmaz. YPG’nin DAEŞ ile savaşı, onu meşru kılmaz.

'2013’teki çözüm süreci işleseydi şu anda bizim bakışımız farklı olurdu'

Eğer 2013’teki çözüm süreci işleseydi, Türkiye içindeki militanları, teröristleri çıksaydı, bu anlamda silahsızlansalardı, şu anda bizim bakışımız farklı olurdu. PYD ile temasların niye kurulduğu zannediliyor; çünkü o zaman çözüm süreci üzerinden Türkiye’ye zarar vermeme taahhüdünde bulunmuş bir yapı vardı. Ama şimdi Türkiye’nin karşısında kim varsa onunla işbirliği yapan bir yapı söz konusu. Suriye rejimi, Rusya, İran ile... Bu anlamda tabii gerektiği zaman gereken tedbirleri alırız.

Rusya’nın davranışlarının durdurulması için uluslararası destek bulunuyor mu?

Merkel’e söyledim: “Mesele Türkiye’den ne kadar mülteci gittiği değil, Türkiye’ye ne kadar mülteci gelmekte olduğu...” Eğer birileri “Türkiye kapısını açsın, mülteci alsın” diye bize öğüt vermeye kalkarsa bizim öğüde ihtiyacımız yok. Ama Batı’da da “Kapısını kapatsın, dışarıya kimse gitmesin” denirse, bunun iyi niyetle, uluslararası hukukla, insaniyetle bir şeyi olamaz... Ya Suriye krizine Cenevre’de bir çözüm bulunacak, ateşkes olacak, herkes olduğu yerde kalacak ya da hep beraber Rusya’nın tutumu karşısında tavır alacağız.

'Hassasiyetlerimizi bütün müttefiklerimizin gözetmesini bekliyoruz'

Hassasiyetlerimizi bütün müttefiklerimizin gözetmesini bekliyoruz. Biz hassasiyetlerini gözetiyoruz. Dolayısıyla DAEŞ bize zarar veriyor. DAEŞ’le mücadelede anlaştıktan sonra, “PKK Suriye’de bana zarar vermiyor, dolayısıyla size zarar vermeye devam etsin” demenin bir mantığı yok. Biden geldiğinde 5 saate yakın harita üzerinde her şeyi kendisiyle paylaştık. Hangi yollardan YPG’nin Türkiye’ye silah soktuğundan tutun da yaşanmakta olan her şeyi paylaştık.

'IŞİD'e karşı mücadele ediyor diye YPG’yi meşru göremeyiz'

DAEŞ’e karşı mücadele ediyor diye YPG’yi meşru göremeyiz. Kaldı ki DAEŞ’le mücadele başladığında bizim de YPG’ye karşı tutumumuz bu kadar keskin değildi; Türkiye’ye, kapsamlı bir terör saldırısı yoktu. Ama şimdi varken, ABD’den teröre karşı her zaman onların yanında olmuş bir ülke olarak beklediğimiz şey, teröre karşı Türkiye’nin yanında olmaları. En çarpıcı örnek Nusra; El Kaide’nin uzantısı değil mi? PYD de PKK’nın uzantısı. Nusra’nın belli yerlerde DAEŞ’le çatışması nasıl El Kaide’yi meşru kılmıyorsa, YPG’nin de DAEŞ’le çatışıyor olması PKK’yı ve YPG’yi meşru kılmaz.

'Özel bir anlam yüklemek doğru değil'

Gül, Sayın Cumhurbaşkanı ile görüştü, daha sonra Arınç ve Çelik’le buluştu. Partide ne oluyor?

Bir kere 30 yıldır arkadaş olan insanların birbiriyle görüşmesine “Ne oluyor?” diye sormanın anlamı yok. Her iki Cumhurbaşkanı’mızın görüşmesinde de 11. Cumhurbaşkanı’mızın arkadaşlarla buluşup görüşmesinde de olağanüstülük yok. Her zaman görüşürüz ama bunların bir kısmı basına yansır, bir kısmı basına yansımaz. Yani buna özel bir anlam yüklemek doğru değil.

'Devlet, kamunun bir parçasıdır ve kamunun eseridir'

Mardin paketinin arkası gelecek mi?

Selahattin Demirtaş’ın kafasında böyle bir siyaset felsefesi olduğu için devleti kamudan ayırıyor. Devlet, kamunun bir parçasıdır ve kamunun eseridir. Onun için ben “Kamu düzeni” diyerek herkesin sahiplendiği bir şeyden bahsediyorum. Burada dikkat ederseniz 10 maddede mücadele kavramı yok. Pozitif bir dil var, “Kamu düzeninin inşası” diyorum. Yani “Güvenlikçi bir dil” diyorlar ya, güvenlikçi tek bir kavram yok orada. Ama kamu düzeni olmazsa zaten özgürlük de olmaz.

'Gelmek isteyene de dipçik gösterecek değiliz'

Önceliğimiz, mültecileri kendi rızalarıyla sınırın öte tarafında sağladığımız imkânlarla tutmaya çalışmak. Gelmek isteyene de dipçik gösterecek değiliz. Elimizdeki imkânları kullanıp orada tutacağız... Mardin’de bir kavram kullandım; “son kale” diye. Bunu hamasi bir şeyle de söylemedim; Türkiye’de olacak bir istikrarsızlığın bütün Balkanlar’ı, Ortadoğu’yu, Kafkasya’yı etkileyeceğini görüyor Avrupa artık.

'Bekleyin, cevabını göreceksiniz'

Halep koridorunun yeniden açılması için Türkiye kendisi bir şey yapacak mı?

Önümüzdeki günleri bekleyin, cevabını göreceksiniz. Türkiye ve Avrupa Birliği veAlmanya birlikte Suriye’de Rusya’yı durdurmak için diplomatik girişimler yapıyor, işteBirleşmiş Milletler’e başvuruldu en son. Almanya Başbakanı Merkel geldiğinde ona, “Avrupa’ya mülteci akımını durdurmak için önce Türkiye’ye akımı durdurmak lazım” dedim, ‘Bunun için de önce Rusya’yı durdurmak lazım.’ Pazartesi günkü toplantıda Bakanlar Kurulu’na Genelkurmay Başkanımızın, MİT Müsteşarımızın sunduğu yeni durum, yani Türkiye ile Halep arasındaki koridorun kesilmiş olmasının doğurduğu muhtemel senaryoları ele aldık. Dün de güvenlik zirvesinde bu çerçevede yaptığımız çalışmaları Sayın Cumhurbaşkanımızla da değerlendirdik...

'AK Parti içinde bir dalgalanma olmaz'

Hüseyin Çelik - Bülent Arınç - Suat Kılıç

“Belli bir hassasiyeti hepimizin göstermesi gerekir, yani ben kendisiyle 1 Kasım seçimlerinden sonra da görüştüm. Önemli olan, ola ki bir eleştiri yapılacak, bunun partimizin zeminlerinde ve içimizde müzakere edilerek eleştirilerin dile getirilmesi. En doğru yolun, yöntemin birlikte tespit edilmesi önemlidir. AK Parti içinde bazı görüşlerin dile getirilmesi normaldir. Ama bunların hepsinin parti disiplini, partinin buluşturduğu gelenek içinde ve istişari mekanizmalarla dile getirilmesinin daha doğru olduğunu düşünüyorum. Sayın Çelik MYK’da idi, sonra danışmanlığıma geldi. Her zaman Sayın Çelik bunları, bu tür görüşleri parti içerisinde de gündeme getirmiştir. 1 Kasım’a kadar partinin sözcüsüydü, ben genel başkan olduktan sonra genel başkan danışmanı oldu. 7 Haziran-1 Kasım arasında da partide oluşturduğum siyaset ve söylem grubunun içindeydi. Hiçbir zaman Sayın Çelik’in dışlandığı format olmadı. AK Parti içinde bir dalgalanma olmaz... Görüşlerin her zaman ifade edileceği platformlar vardır. Gelirler benimle de konuşurlar, parti içinde de konuşulur. Biz başka partilere benzemeyiz. Bu gelenek arkadaşların hepsinin ortak emeğiyle oluşmuş bir gelenektir; en fazla onların saygı göstereceğine inanıyorum.”

Kaynak: Birgun.net