Ayrıntıları henüz ortaya çıkmadı ama, garip bir darbe girişimi yaşadık.
Darbeciler Genelkurmay Başkanı, Kuvvet Komutanları, Cumhurbaşkanı Sekreteri’ni tek hamlede rehin alıp ellerinde tutuyorlar…
Ama ele geçirdikleri TRT’yi birkaç saat sonra terk etmek zorunda kalıyor, ancak bir manga asker gönderebildikleri CNN Türk’te ise ne yapacaklarını bilemeden enterne ediliyorlardı.
Ankara’da Saray’ı, Meclis’i, Özel Harekât Daire Başkanlığı’nı jetlerle bombalıyorlar…
Ama İstanbul’da Yeşilköy Havaalanı’nı çatışmasız terk ediyorlardı.

Sonuçta, ne olurmuş olsun, bu darbe girişiminden AKP kazançlı çıktı. Bana kalırsa en önemli kazancı ise sokaklara çıkardığı kitlelerinin morali oldu.

Darbecilerin Ankara, İstanbul’un dışında bazı yerlerde de girişimlerde bulunduğuna dair haberler geliyor…
Ama başta İzmir, çoğu ilde hiçbir hareket duyulmuyordu.
Türk Silahlı Kuvvetleri adına yönetime el koyan darbecileri ismi bile bir garipti…
Yurtta Sulh Konseyi!
•••
Aslında henüz darbeyi kimlerin yaptıklarını bile bilmiyoruz.
Hükümet baştan beri işi Paralelcilere yıktı ama…
Tutuklanan subayların sayısına ve konumlarına bakılınca sadece onlardan ibaret olduğuna inanmak zor görünüyor.
Şimdilik görünen…
Muhtemelen Yüksek Askeri Şura’da tasfiye edilme endişesiyle erkenden harekete geçtiği için paçayı ele veren…
Ya da, paçayı ele vereceğini anlayınca erken harekete geçen bir girişimdi yaşanan.
Bir de, bu tür işlerde hiç de seyrek değildir, muhtemelen kendi içinden ihanete uğramış…
Bu nedenle harekât planını bütünlüklü olarak uygulayamayan bir girişim.
•••
Sonuçta, ne olurmuş olsun, bu darbe girişiminden AKP kazançlı çıktı.
Bana kalırsa en önemli kazancı ise sokaklara çıkardığı kitlelerinin morali oldu.
Daha çok darbenin başarısızlığa uğrayacağının iyice açığa çıktığı gecenin ilerleyen saatlerinde meydanlara çıktılar...
Askere karşı zaferlerini bile…
Ey şanlı ordu/Ey şanlı asker/Ordumuz olsun daim muzaffer…
Eski Ordu Marşı’yla kutladılar ama…
Tankların karşısına dikilen, üstlerine tırmanan görüntülerle darbeyi direnerek engellemiş algısı yarattılar.
Teslim olmuş askerlere uyguladıkları şiddet ise özgüven patlamasına yol açtı.
•••
Bu darbe girişiminden AKP kazançlı çıktı, dedim ama…
Bence gene de buraya bir soru işareti koymakta fayda var.
Neden mi?

Biraz geriye gidelim, daha birkaç yıl önceye kadar neler konuştuğumuzu hatırlayalım.
Türkiye kronik bir darbeler ülkesiydi…
Harp okuluna giren her genç bir gün darbe yapma hevesi…
Bir tür darbecilik hastalığıyla mezun oluyor…
Nitekim gerçekten de askerler her on yılda bir darbe yapıyordu.
Uluslararası koşullar da, ithal ikameci ekonomik model de, zaten ezelden beri var olan askeri vesayet de askerin kolaylıkla darbe yapmasının zeminini oluşturuyor...
Neredeyse, Harbiye Orduevi’nin hemen yanındaki İstanbul Radyosu’nu ele geçirmek yönetime el koymak için yetiyordu.
•••
Ne var ki, zamanla dünya küresel bir köye dönüşmüş...
Dışa açık ekonomik model, AB süreci, borsa…
Özel televizyonlar, cep telefonları, internet…
Askeri darbelerin koşullarını ortadan kaldırmıştı.
Zaten başta ABD, uluslararası güçler de artık askeri yönetimleri desteklemiyorlardı.
Nitekim askerler AKP’nin iktidara geldiği yıllarda Ayışığı, Sarıkız, Balyoz, bir dizi darbe planı yapmışlar ama harekete geçememişler…
28 Şubat’ta ancak postmodern darbe yapabilmişler, 7 Nisan’da ise e-muhtıra verebilmişlerdi.
Üstelik 2010 Referandumu, Ergenekon, Balyoz davalarıyla askeri vesayet de bitirilmiş…
Böylece darbeler dönemi ebediyen kapanmıştı.
Aklı başında bir askerin darbe yapmaya değil teşebbüs etmesi, aklından bile geçirmesi mümkün değildi.
•••
Cuma günkü darbe girişimi nakıs, başarısız da kalsa…
Gerçeğin pek de öyle olmadığını…
Türkiye’de darbeler döneminin kapanmadığını…
Darbecilik hastalığının eradike edilmediğini gösterdi.
Bu açıdan da bakmakta fayda var.

Kaynak: Birgun.net