15 Temmuz Darbe Girişimi’nin üzerinden neredeyse iki hafta geçti. Bu geçen zamanda neler yaşadık diye dönüp bakınca gördük ki; ( D.Tılıç’ın dediği gibi) darbeden kurtulup, ‘demokrasi’de boğulmamak için su üzerinde çırpınırken buluverdik kendimizi. Kimi aymazlar – ki bunların sayısı hiç de azımsanacak seviyede değil- bir toplumsal uzlaşma rüyası içinde bastıkları yeri bilemez durumda iken, kimileri krizi çoktan fırsata dönüştürmüş durumda. Belki 5-10 yılda gerçekleştiremeyeceklerini 5-10 günde gerçekleştirmiş oldular. Bu darbe girişimi onlar için tam bir sıçrama tahtası görevi gördü. Bakmayın mağdur edebiyatına, duvarlar arkasında zil takıp oynadıklarını görür gibiyim.

Gelinen noktada, bu darbe girişiminden toplumun büyük bir kesimi etkilendi. Bu günlerde meydanlarda kendinden geçmiş zikredip, bayrak sallayanlar, bir süre sonra ortalık bir miktar yatışıp evlerine çekildiklerinde, başta ekonomi olmak üzere pek çok acı gerçekle yüz yüze gelecekler. Zaten genelde AKP, özelde Erdoğan’ın, giderek karşı cephenin genişlemesi doğrultusunda bir sıkışmışlık yaşarken ülke ekonomisini de adım adım bir çöküşe doğru sürükledikleri gözle görülür vaziyetteydi.

ABD doları durdurulamayan bir şekilde yükseliyor, her şeyin fiyatı artıyor, başta gıda ve turizm sektörü olmak üzere pek çok sektör dibe doğru sürükleniyordu. Bu darbe de üzerine tuz biber ekti. Darbe gününde üç birim değer kaybeden Türk Lirası, bu günlerde bunun ancak birini kurtarabildi. Yani üç adım geri bir adım ileri gitmiş durumdayız. Tıpkı özgürlükler, haklar vb. konularda olduğu gibi…

Enerji fiyatlarında rutin bozulmadı

Bu kadar uzun bir girişten sonra gelelim konumuza; bu darbe girişiminin enerji sektöründe ne gibi etkileri oldu bir bakalım.

Öncelikle diğer alanlarda yaşananlar burada da yaşandı; Enerji Bakanlığı ve EPDK başta olmak üzere gözaltılar, tutuklamalar, açığa almalar… Malum gecede korku ve panikle marketlere, ATM’lere yönelenler, aynı biçimde akaryakıt istasyonlarına da yöneldi. Bir rivayete göre istasyonlar fahiş fiyatlar talep etti ve bunlar şikâyete dönüştü. EPDK'den yapılan yazılı açıklamada, darbe girişiminin yaşandığı gece hizmet vermeyen veya fahiş fiyata akaryakıt satan istasyonlarla ilgili işlem başlatılacağı ve gerekli görülenlere ceza kesileceği bildirildi. Lakin ülke genelinde enerji fiyatlarında önemli bir değişim ya da arz sıkıntısı görülmedi. Dünyada enerji fiyatları düşerken bizde yaşanan artış rutinini bozmadı ve küçük küçük artışlarla ilerleyişini sürdürdü. Yerel yönetimler, ulaşım vb. hizmetleri ücretsiz verirken, nerdeyse tamamı özelleşmiş olan sektörde Enerji Bakanı en fazla parmağı ile ileriyi gösterip gaz fiyatlarında indirim ‘müjdesi’ verdi.

Peki, bu darbe girişimi dünya enerji piyasalarını etkiledi mi? Geçici olarak evet. Türkiye üzerinden geçen ham ya da işlenmiş petrol birkaç günlüğüne aksadı. Boğazlar geçişe kapatıldı. Petrol fiyatlarında yukarı doğru yüzde 1,9’luk bir değişim yaşandı. Ancak bu uzun sürmedi. Günlük 3,7 milyon varil petrol geçişi ile dünya petrol sevkiyatında ancak yüzde 6-6,5’luk bir rolü olan Türkiye’nin rutinine kısa zamanda dönüşüyle birlikte, fazla bir etki söz konusu olmadı.

Sıcak mesajlar aldatmasın

Önümüzdeki günlerde neler olabilire gelince, ne İsrail ile ne de Rusya ile yakınlaşma sinyalleri, mevcut durumu değiştirir gibi görünüyor. Akdeniz petrollerinin taşınması için daha epey zamana ve girişime ihtiyaç var. Azeri petrolünün taşınması konusunda da sürecin hızlı gelişeceğini düşünmüyorum. Azeriler mevcut yapıya güvenmediklerinin ipuçlarını, PETKİM’de yönetimi tamamen ele alarak verdiler zaten. Mevcut sıcak mesajlar, gülümsemeler aldatmasın, bu böyle.

Enerji sektöründe zaman yavaş akar. Anlaşmalar kadar ilişkiler de uzun erimlidir ve olaylardan da öyle kolay kolay etkilenmez. Bu Türkiye-Rusya ilişkileri içinde böyledir. Kısa dönemli çatışmalar uzun erimli anlaşmalar üzerinde pek etkili olamaz. Anlık sinirle gaz kesintileri ya da fiyat artışları olmayacağı gibi, tersi fiyat indirimleri vb. kolaylıklar da pek olmaz.

Ancak bu yavaş ilerleyiş içindeki gelişmeler bir süre sonra birikip patlamalara da dönüşmez değil. AKP’nin Irak ve Ortadoğu’da enerji alanındaki geçmiş rolleri ve yediği hurmalar bazı zarar görenler tarafından unutulmamış olup, tam aksine darbe girişiminden sonra daha da güçlenmiş bir otoritenin daha da pervasızlaşarak bunu sürdüreceği hesap dâhilindedir. Dolayısıyla girişimden önce ne planlanıyorsa, aynı planların revize edilerek uygulamaya konmasından vazgeçilip geçilmediğini zaman gösterecektir. Irak’ı, Suriye’yi ve yakın çevremizdeki gelişmeleri ve tabii ki Zarrab davasını izleyelim bakalım neler olacak?

Kaynak: Birgun.net