Cumartesi Anneleri/İnsanları Galatasaray Meydanı’ndaki 567. buluşmalarında, 3 Şubat 1984’te kaybedilen Maksut Tepeli’nin kaybedilmesinde sorumluluğu olanların yargılanmasını istedi.

Bu haftaki buluşmada ilk sözü Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız aldı.

Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun Mardin’de açıkladığı eylem planına değineen Yıldız “Başbakan neden İstanbul’da Ankara’da kayıplarının akıbetini arayanların olduğu yerlerde değil de kayıpların olduğu yerlerde bu planı açıkladı? Bu Master planı değil bastır planı. Bu bastır planı ile Kürt halkını bastırıp kendi isteklerinizi yaptırmak istiyorsunuz. Bunu başaramayacaksınız. Sizin planınızda neden hiç insan haklarına dair madde yok?” diye konuştu.

‘Devletten bir beklentimiz yok’

Yıldız’ın ardından konuşan Maksut Tepeli’nin eşi Şehriban Tepeli, Maksut’un kaybedildiğini devletin olaydan 20 yıl sonra kabul ettiğini ancak mezar yerini söylemediğini belirterek, “Bizim ölülerimizin kemiklerinden dahi korkuyorlar, neden mezar yerlerini söylemiyorlar. Bize mezar yerlerimizi söylemeyen devletten bir beklentimiz yok” dedi.

Haftanın basın açıklamasını İnsan Hakları Derneği (İHD) İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına Leyla Kaya okudu.

“Kamu düzenini sağlama” adı altında onlarca insanın öldürüldüğünü belirten Kaya, Başbakan Davutoğlu’nun dün Mardin’de yaptığı, “Biz herkesin güvenliğini alan bir kamu düzeni inşa ettik” açıklamasının 80’lerin, 90’ların “kan ikliminde” devleti yönetenlerin sözlerinin aynısı olduğunu söyledi.

Tepeli’nin de böyle bir “kan ikliminde” kaybedildiğini söyleyen Kaya, Tepeli’nin kaybedilmesinde sorumluluğu bulunan tüm yetkililerin yargı önüne çıkarılmasını istedi.

Maksut Tepeli’ye ne oldu?Maksut Tepeli 12 Eylül askeri darbesinden beş ay sonra 4 Şubat 1981’de görev yaptığı Erzincan’da tutuklandı, dört ay cezaevinde kaldı. Cezaevinden çıktıktan sonra İstanbul’a taşındı.

25 yaşındaki Maksut Tepeli 2 Şubat 1984’te İstanbul, Küçükbakkalköy’de bir arkadaşının evine gitti. Polisin evde karakol kurduğunu farkedip uzaklaşmaya çalışırken polisler tarafından vurularak gözaltına alındı. Hastaneye götürülmek yerine önce evde, sonrasında İstanbul Emniyet Müdürlüğü 1. Şube’de işkenceli sorguya tabi tutuldu.

5 Şubat’ta gördüğü ağır işkence sonucu koma halinde Haydarpaşa Askeri Hastanesi’ne kaldırıldı. Hastanede ölen Maksut Tepeli’nin bedeni kaybedildi. Ailesinin bilgisi dışında nüfus kütüğüne “ölü” kaydı düşüldü.

Ailenin ve İHD avukatı Gülseren Yoleri’nin ısrarlı takibi ile 2003’te Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı’nın yeniden soruşturma başlatması sağlandı. Maksut’un ölümü ile ilgili düzenlenen belgelere ulaşıldı. Ölü Muayene ve Zabıt Varakası’nda Maksut’un 6 Şubat’ta Haydarpaşa Numune Hastanesi’nde öldüğü belirtiliyordu. Bu belgenin altında Üsküdar Cumhuriyet Savcısı Olgun Alpay ve Adli Tabip Kemalettin Artuner’in imzası vardı.

Maksut’u işkenceyle öldüren polislerin kimliklerinin tespit edildiği ama Sıkıyönetim Komutanlığı Askeri Savcılığının polisler hakkında takipsizlik kararı verdiği de açığa çıktı.

Ancak Kadıköy Cumhuriyet Savcılığı da 2006 yılında aynen sıkıyönetim savcılığı gibi şikayet hakkında takipsizlik kararı verdi.

Karara itiraz, Üsküdar Ağır Ceza Mahkemesi tarafından reddedildi. 2012’deki yeni suç duyurusu 24.12.2014’te zamanaşımı gerekçesi ile takipsizlik kararıyla sonuçlandı. Bu karara karşı 22 Ocak 2015’te itiraz edildi. Bu da reddedildi.

Daha sonra Anayasa Mahkemesi’ne başvuruldu. (İMC)

Kaynak: Birgun.net