ONUR EREM [email protected]

Dünyanın en büyük sendikal örgütü olan, 160’dan fazla ülkede 176 milyon işçinin örgütlendiği Uluslararası Sendika Konfederasyonu’nun (ITUC) Kampanyalar Direktörü Tim Noonan ile Türkiye’de ve dünyada işçi sınıfının durumunu konuştuk. Noonan, Türkiye’de hükümetin işçi sınıfına yönelttiği saldırıları eleştirdi ve “Çözüm kolektif mücadele” dedi.

» Türkiye’de yine İstanbul ve Ankara’nın merkezlerindeki meydanlar 1 Mayıs’ta işçilere yasaklandı. Dünyanın dört bir yanında işçiler en büyük meydanları doldururken Türkiye’de böyle bir yasak olması hakkında ne düşünüyorsunuz?
Türkiye’deki işçilerin de dünyadaki tüm diğer işçiler gibi 1 Mayıs’ı kent merkezlerinde diledikleri meydanda kutlamaya hakkı var. Üstelik yalnızca 1 Mayıs’ta değil, diledikleri zaman bu meydanlarda toplanabilmek herkesin hakkı. Hükümet işçilerin haklarını ellerinden almayı bir an önce bırakmalı.

TÜRKİYE DAHA FAZLA GERİLEMEYİ KALDIRAMAZ

»İşçi sınıfını yakından ilgilendiren kiralık işçi yasası hükümetin gündeminde. Sendikalar bu yasaya karşı çıksa da AKP’den “Hayata geçireceğiz” açıklaması geliyor. Bir diğer gündem maddesi de kıdem tazminatının kaldırılması. Bu adımların nasıl sonuçlara yol açtığını anlatabilir misiniz?
Kiralık işçilik pek çok ülkede işçilerin büyük mücadelelerle kazandığı hakları ellerinden aldı. Uluslararası bir perspektifle bakıldığında geçici ve güvencesiz çalışma koşullarına geçiş, ekonomik adaletsizliği, işçilerin yaşamlarında genel olarak güvensiz hissetmelerini artırıyor. Kıdem tazminatı ise işçiler için önemli bir ekonomik güvence. Diğer işçi haklarının yanında en temel haklardan biri. Bu ortadan kaldırılırsa işverenlere istedikleri gibi işçi çıkarmanın önü açılacaktır.

Türkiye’de işçi sınıfı bu alanlarda daha fazla gerilemeyi kaldırabilecek bir noktada değil: 2015’te Türkiye’de yaptığımız saha çalışmaları işçilerin yüzde 75’inin maddi açıdan sıkıntı çektiğini ve zorlandığını gösteriyor. Bu adımlar bu oranı daha da artıracaktır.

»Türkiye’de sendikal haklar da son derece kısıtlı. Ülkede bu alandaki mevcut durumu nasıl değerlendiriyorsunuz?
Türkiye’de hem yasalara hem de pratiğe baktığımızda, ülkedeki işçi haklarının Uluslararası Çalışma Örgütü’nün şartlarını bile yerine getirmeyecek düzeyde olduğunu görüyoruz. Sendikal örgütlenmelere karşı baskılar, toplu iş sözleşmelerine ve işçilerin sendikalara üye olmasına karşı baskılar yaygın. Özellikle grevlere ve diğer sendikal eylemlere getirilen yasal kısıtlamalar kabul edilemez bir düzeyde.

DİKTATÖRLERE KARŞI DAYANIŞMA

» Küresel ekonominin içinde bulunduğu kriz koşullarında burjuvazi, kontrolüne aldığı hükümetlere kemer sıkma politikaları uygulatıyor. Küresel işçi sınıfının yakın geleceğini nasıl görüyorsunuz?
Kemer sıkma politikaları denendiği tüm ülkelerde başarısızlığa uğradı. Hükümetlerin bu politikaları terk edip altyapı harcamalarını ve toplumsal harcamaları artırması gerekiyor. Günümüzdeki küresel ekonomik krizden çıkışın tek yolu yatırımdır ve bu yatırımların doğaya zarar vermeyecek bir şekilde yeşil ekonomiye yapılması gerekiyor. Kemer sıkma politikaları geçmişte de işe yaramadı, bugün de yaramayacak.

»Türkiye’deki işçilere 1 Mayıs mesajınız nedir?
1 Mayıs, milyonlarca insanın onurlu çalışma koşullarını ve haklarını kutlamak için var. Bugün pek çok ülkedeki işçilerin içinde bulunduğu zor koşullardan ancak kolektif bir mücadeleyle çıkabiliriz. Ellerindeki gücü bırakmak istemeyen diktatörlerin zulümlerinden veya dayatılan sistematik yoksulluktan mağdur olan insanlarla her zaman dayanışma içindeyiz.

Kaynak: Birgun.net