ERK ACARER / [email protected]
@eacarer

Kilis’te son 3 gündür IŞİD’in bulunduğu bölgeden füze atılmasa da halktaki tedirginlik bitmek bilmiyor. Şehirdeki kâbus, 18 Ocak’ta yan yana bulunan Nazlı Ömer Çetin İlkokulu ve Eyüp Gökçe İmam Ortaokulu’nun binaları arasına düşen IŞİD füzeleriyle başlıyor. Ders saati olduğu için faciadan dönülse de bir yedinci sınıf öğrencisiyle bir hizmetli yaşamını yitiriyor. Kilis’te IŞİD’in attığı füzeler nedeniyle ölen 22 kişinin yanı sıra bir kısmı halen tedavi gören 100’ün üzerinde yaralı bulunuyor.

Neden Kilis?

Şehirde cevabı aranan en büyük soru bu! Elbette soruyu sadece bugüne bakıp cevaplamak mümkün değil. Son seçimlerde AKP’ye yüzde 62 oy veren Kilisliler de 2011 yılından beri uygulanan dış politikanın Suriye bataklığına saplandığını görüyor. İktidar partisine büyük bir kızgınlık yaşanıyor. Peki, gerçekten de neden Kilis IŞİD’in hedefinde? Soruyu cevaplamak için hem haritaya bakmak hem de ‘Türkiye ‘fetih hayalinden’ vazgeçmiyor mu’ şüphesini değerlendirmek gerekiyor.

Net bir biçimde tüm Kilisliler; şehirlerine füze düşmediğini sayısı 80’i geçen Katuşya’larının IŞİD tarafından atıldığını biliyor. Öncüpınar sınır hattında ÖSO bulunuyor. Kilis’in güney doğusunda ise IŞİD var. Füzelerin tam da buradan atıldığından herkes haberdar.

Türkiye vazgeçmiyor mu?

Kilisliler bunu bildikleri gibi şüphelendikleri şeyleri dile getirmekten de imtina etmiyor. Konuştuğumuz şehir halkından kişiler; “4 adam gönderir, 8 füze attırırım” sözlerine gönderme yapıyor. “Acaba ‘IŞİD’le mücadele etmek ancak Suriye’ye girmekle mümkün olur’ izlenimi verme ısrarı sürüyor mu?”

Kilisli bunula birlikte bir başka soru üzerinde daha duruyor: “Bu füzeler dışarıya karşı, ‘IŞİD’e yardım ettiğimizi söylüyorsunuz ama onlar bizi de vuruyor’ algısı yaratmak için mi düşüyor?”

Halka abdest Vali’ye koruma

Esnaf, “Şükür” diyor. “Bugün füze atılmadı ama yarın ne olur bilinmez!” Belediye füzelere karşı zikirmatik dağıtıp Vali, abdestsiz dışarıya çıkmamayı öneriyor. Kilis’teki önlemlerden bazıları da AFAD’ın dağıttığı ‘füzelerden korunma yöntemi’ konulu kitapçık ve yine belediyenin “Evlerinizin güney cephelerinde oturmayın, gerekirse sokağa çıkmayın’ anonsları... Ne var ki halka bunlar öğütlenirken, Vali Süleyman Tapsız’ın 7 korumalı araç konvoyu ve polis eskortlarıyla çarşıya indiğini öğreniyoruz.

Kilis halkının üstüne basa basa söylediği şeylerden biri de gerçeğin sert bir sağlaması gibi. Durum müdahil olunan başka bir ülkenin geldiği nokta ile birlikte Türkiye’nin içinde bulunduğu karmaşayı da gösteriyor. “Komşumuz artık Suriye değil, IŞİD!” Kilis’in bir hayalet şehri andırdığı doğru. Girişteki tabelada nüfusun 93 bin olduğu yazsa da bu, gerçeği yansıtmıyor. Yerli halkın büyük bölümü Kilis’ten başka illere göç etmiş durumda. Bununla birlikte şehirdeki Suriyeli sayısının 180 bine dayandığı belirtiliyor. Başka bir yere göç etme imkânı bulunmayanlar ise farklı bir yöntem geliştirmiş durumda. Pek çok Kilisli erken saatlerde, araçlarıyla evden ayrılıp Kilis dışına çıkıyor ve gece geç saatlerde tekrar şehre dönüyor.

Sıfır sorun dibe vurdu, Kilis sahipsiz

Kilis’te sadece halkla değil, siyasi parti temsilcileri, STK yetkilileri ve Baro Başkanı’yla da görüşüyoruz.

CHP Kilis İl Başkanı Abidin Uslu; “Sıfır sorun dibe vurdu, Kilis sahipsiz” diyerek önemli konulara değiniyor: “Esnaf kepenk kapattı, iş güç yok. Endişeyle yaşıyoruz. AKP dışındaki bölge milletvekilleri Kilis’le ilgili önerge verirken, iktidar bunları reddediyor. Kilis’te neyin araştırılmasını istemiyorsunuz? Halkın yüzde 30’u göç etti. Öncüpınar’da 15 bin, Elbeyli’de 25 bin kişilik Suriye kampı var. Bunlarla birlikte Suriyeli nüfusu 180 bini buluyor. 5 bin kişilik dubleks konteynarların olduğu bir kent de kuruldu. Misafirlerini bekliyor. Bu gidişle çok yakında Kilis’te sadece Suriyeliler kalacak. Halkta bıçak kemiğe dayandı. Bir ayaklanma olursa altından kalkamazlar.”

CHP İl Başkanı Uslu, “Sadece füze atılır mı endişesi taşımıyoruz. Halkın arasında kulaktan kulağa yayılan başka söylentiler de var!” diye anlatıyor: “Hâlâ sınırlardan minübüslerle Suriyeli taşındığı bilgisi alıyoruz. Bunlar kim? 180 bin Suriyeli içinde cihatçı yok mu? Elbette IŞİD’lisi de El Nusra’lısı da El Kaide’lisi de var. Bölgede istihbarat örgütleri de cirit atıyor. Halk sadece dışarıdan gelecek tehlikelere karşı değil içerideki risklere karşı da diken üstünde yaşıyor. Canlı bombalar aramızda, her an bir patlama olacak şüphesiyle yaşıyoruz” diyor. Kimse haksız da sayılmaz. Arpaekmez’de bir, Asri Mezarlık’ta 2 canlı bomba yakalandı.”

***

Yine mağdur olan çocuklar

Eğitim Sen Yönetim Kurulu üyesi Haşim Durmuş ise Milli Eğitim’in Kilis’teki tuhaf uygulamasından söz ediyor: “Okulları kapatmıyorlar. ‘Öğrencilerden gelen gelsin’ diyorlar. Gelmeyen öğrenci yok yazılmıyor. Ancak öğretmenler her gün okula gitmek zorunda. Bir aydır bu uygulama devam ediyor. Öğretim tamamen kesintiye uğramışken, okulların neden tamamen kapanmadığını anlayamıyoruz.”

Durmuş, bir başka önemli konuya da şu sözlerle dikkat çekiyor: “Çocuklar ve aileleri korku içinde. Öte yandan hepsi bir aydır derslerinden geri kaldılar. Sınavlar geçti, TEOG yapıldı. Bir açıklama yok. Buna karşılık ilginç önlemler alıyorlar! Bakanlık ve Valilik basın, ‘Okullarla bizden habersiz görüşme yapmayacak’ diyor.”

Feyzioğlu’nun Kilis’te olduğu gün canlı bombaya karşı önlem alınmış.

Kilis Baro Başkanı Muammer Fazlıağaoğlu da, Kilis’te neler yaşandığını baştan alıyor: “3 milyon Suriyelinin 1,5 milyonu buradan geçti. Kilis bir göç vadisi olarak kullanıldı. Kimin ne olduğunu bilmiyoruz. Bu bir yana 93 bin kişilik şehirden 250 bin kişi yararlanıyor. Hal böyleyken, devlet katlanan nüfustan desteğini esirgiyor. Save Barajı’nda su bitmek üzere. Bir eğitim ve araştırma hastanesi istiyoruz. Bununla ilgilenmelerini bekliyoruz... Kucağımızda büyük bir bomba var” diye sürdürüyor: “Kilis provokasyona açık bir yer. Ölüyoruz, taleplerimize karşı yürüyüş bile yapamıyoruz. Çünkü aramıza canlı bomba sızıp sızmayacağını bilmiyoruz.”

Kilis Baro Başkanı Fazlıagaoğlu tam bu noktada, Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu’nun Kilis’e geldiği gün yaşananlardan söz ediyor: “Canlı bomba ihbarı olduğu kulağımıza geldi. Polis her yerde büyük önlem aldı. Kilis’te görülmemiş bir durumdu. Çarşıyı yaya gezmek yerine araçla gezmemiz önerildi. Risk almadık. Söyleneni yaptık.”

Fazlıağaoğlu: “Katlanarak artan nüfusa rağmen, şehrimizde ne suç oranı arttı ne de Türkiyeli-Suriyeli gerilimi yaşandı. Kilis bu nedenle Nobel’e aday oldu. Böyle bir durumdayken, şehrimize füzeler düşmesi de başka bir açıdan manidar!”

Kaynak: Birgun.net