BELGİN TEMUR*

Ülkemizde 23 Nisan bugün hem yetişkin hem çocuk olan her bireyin sevinçle ve mutlulukla hatırladığı belki de dünya üzerindeki en hoş en anlamlı bayramın; Çocuk Bayramı’nın diğer adı. Ne mutlu ki cumhuriyetimizin kurucusu, ülkemizin çocuklarına bu özel günü “bayram” olarak hediye etmiş. Demokrasinin ve en uygar yönetim şekli olan cumhuriyet ile çocukluğun önemi arasında kurulan bu özel bağ sayesinde çocukların ve çocuk haklarının çok üst seviyede korunması beklenirken, maalesef ülkemizde günden güne çocukların mağduriyeti ve hak ihlalleri artmakta.

Çocukların eğitim, sağlık, barınma haklarının korunması, fiziksel, psikolojik ve cinsel istismara karşı kanuni ve ahlaki olarak korunması yani özetle “çocuk hakları” olarak belirlenen kavram evrensel bir kavramdır. Çocukların dünya üzerindeki standart haklarının korunması en çok da “çocuk bayramı” hediye edilen bir ülkeye yakışmaz mı?

İstismar

Bugün ülkemizin en önemli sorunlarından biri haline gelen çocuğun cinsel, duygusal ve fiziksel istismarı son dönemde medyayı epey meşgul ediyor. Gerek korunmaya muhtaç çocukların, gerek çeşitli kurumlarda ailelerinin izniyle barındırılan çocukların her tür istismara maruz kaldıkları ve onların haklarının korunması aşamasında da, bu istismara ortam oluşturan kurumların hâlâ varlıklarını sürdürüyor olmaları kamu vicdanında ciddi bir rahatsızlık yaratıyor. Bunun yanı sıra aileleri tarafından istismar edilen çocukların haklarının korunmasında da gerek kanunlar, gerekse bu kanunların uygulanma şeklinin çocukları korumakta yine yetersiz kaldığı ortada. Diğer yandan okullarda zaman zaman çocuklara yönelik öğretmen şiddetinin var olduğu, bu şiddetin uygulanması sonrasında çocukların haklarının hâlâ yeterince korunamadığı biliniyor. Psikolojik şiddetin ve istismarın yine okullarda en çok rastlanılan istismar türü olduğu biliniyor. Çocuklar korkutularak ve sindirilerek disipline edilmeye çalışılıyor.

Eğitim

Kalkınmanın en önemli yapıtaşı olan eğitim maalesef ülkemizde hâlâ çok sayıda sorun barındırıyor. Çocuklarımız eğitim hakkından eşit şekilde yararlanamıyorlar. Sınıflar kalabalık, eğitim ortamları verimsiz, okullar çocukların sağlıklı eğitimi için yeterli donanımdan yoksun. Bunun yanı sıra psikolojik danışmanlık servisleri çeşitli sebeplerle güçlendirilemiyor; olanlar etkin çalışamıyor. Öğretmen eğitiminin bir standardının olmaması, öğretmen yetersizliği ve uzmanlık sorunları da yine çocuklarımızın sağlıklı eğitim almasının önünde önemli bir engel.

Çocuk evlilikleri

Çocuk yaşta evliliklere maalesef birçok kesimde “normal” gözüyle bakılıyor. Hatta dinin buna engel olacak kuralları olmadığına dair açıklamalar yapılıyor. Sadece aile izni ile henüz eğitim alma yaşlarında olan reşit olmamış çocukların evlenmelerine izin veriliyor. Çocuk yaşta evlendirilen bu çocukların sonraki yıllarda ciddi psikolojik sorunlar geliştirdikleri biliniyor.

Sağlıklı yaşam hakkı

Yine ülkemizde birçok çocuğun sağlık hizmetlerinden eşit olarak yararlanamadığı, koruyucu sağlık hizmetlerinin özellikle çocukların yaşadıkları yerlerin ve okulların genel sağlık koşullarına uygunluğu yönünden eksik kaldığı biliniyor. Diğer yandan gıda endüstrisindeki kontrolsüzlükler çocukların büyük oranda sağlıksız beslenmeye yönlenmesine ve uzun vadede ciddi sağlık risklerinin oluşmasına neden oluyor.

Yoksulluk ve çocuk işçiler

Türkiye’de çocukların çalışmasının başlıca sebebi yoksulluktur. Bu nedenle de aileler çocukları gelir kaynağı olarak görebiliyorlar. Bu ihtiyaçla bağlantılı olarak çok sayıda çocuğun kanun dışı olarak zor koşullarda ve sağlıksız ortamda çalıştırıldıklarını biliyoruz. Oysa birçok ülkede bu uygulama insani sömürü olarak değerlendiriliyor. Toplumun genel bakışı ve bazı kanunlar da bunu engelleyecek nitelikte değil. Bu sebeple çocukların çalıştırılması ülkemizde “doğal bir durum” olarak değerlendiriliyor.

Engelli çocukların hakları

Engelli çocuklar gerek eğitim haklarından, gerekse toplum içinde temel ihtiyaçlarını karşılama haklarından yeterince yararlanamıyorlar. Hâlâ eğitim sistemi içinde bu çocukların kendi özel durumlarına uygun, sağlıklı ve yeterli uygulama, yeterli donanım mevcut değil. Bu çocukların eğitimleri ve temel ihtiyaçlarının karşılanması için gereken uzman sayısı yetersiz. Okulların fiziksel donanımları ve malzeme donanımları bu çocukların ihtiyacını karşılayabilecek nitelikte değil. Sonrasında kapasitelerine uygun iş sahibi olmalarıyla ilgili de çeşitli engeller mevcut.

Özgür ifade hakkı

Bugün adı çok duyulmuş birçok özel okulda bile çocukların kendilerini rahatça ve özgürce ifade etme haklarının olmadığı biliniyor. Okulların disiplin yönetmeliklerinde çocukların psikolojik ihtiyaçlarının anlaşılması ve değerlendirilmesine ilişkin maddelerin yetersizliği ve daha çok cezalandırma referanslı uygulamaların var olduğu görülüyor.

*Pedagog

Kaynak: Birgun.net