Kendisine şiddet uygulayan ve fuhuşa zorlayan kocası Hasan Karabulut’u öldürdüğü için tutuklanan ve “Hep mi kadınlar ölecek” diye soran Çilem Doğan'ın davasının ikinci duruşması Adana 10. Ağır Ceza Mahkemesinde başladı.

Çilem Doğan'ı Adana Kadın Platformu üyelerinden oluşan yaklaşık 20 avukat savunuyor. Önceki duruşmada avukatların “ölüm tehdidi altında” kocasını öldürdüğü gerekçesi ile meşru müdafaa hükümleri uygulanarak tahliye edilmesini ve beraatını istemesine rağmen mahkeme bazı eksikliklerin giderilmesini istemiş, Çilem Doğan'ı tahliye etmemişti.

Evrensel'de yer alan habere göre; Gördüğü şiddet sebebiyle hakkında 9 kez koruma kararı verilen Çilem Doğan'ın maktul hakkında Organize Suçlar Müdürlüğü’ne ihbarda bulunup bulunmadığının, Doğan'ın suç kaydı olup olmadığının, daha önce silah kullanıp kullanmadığının araştırılması, Doğan'ın telefon kayıtları ve maktul ile tanık Pınar arasındaki telefon kayıtları istenmişti.

Sanık avukatları savunmada Hasan Karabulut hakkında başlatılan soruşturmanın Çilem Doğan'ın suç duyurusu üzerine değil daha önceden başlatıldığını, telefon kayıtlarında Çilem'in kendisinin polisi aramadığını, polis tarafından arandığını ve saatlerce telefonda bilgi alındığının anlaşıldığını söyledi.

Çilem Doğan'ın 9 aydır tutuklu olduğu, öldürme kastı ile hareket etmediği ve 2.5 yaşındaki kızının mağdur olduğu belirtildi.

TİŞÖRTÜ OKUMA YAZMA BİLMEYEN ANNESİ ALDI
Çilem Doğan'ın gözaltına alındığı sırada giydiği tişörtün okuma yazma bilmeyen annesi tarafından, emniyetteyken üstünü değiştirsin diye verildiği ifade edildi. Üzerinde İngilizce "Sevgili geçmiş, verdiğin tüm dersler için teşekkürler" yazan tişört çok konuşulmuştu.

'PARA İÇİN ÖLDÜRDÜ' İDDİASI
Müşteki avukatı ise cinayetin para için planlı yapıldığı iddiasını sürdürüyor. Kadın örgütlerinin yaptıkları açıklamalarla olayı farklı mecralara çekerek mahkemeyi baskı altına almaya çalıştığı öne sürüldü. Avukat, dosyaya gizlilik kararı verilmesini de istedi.

Maktul gibi suç dünyasındaki kişilerin yalnızca uyurken silahını yastığın altına koyduğunu, bu yüzden maktulün uyurken öldürüldüğü öne sürüldü. Müşteki avukatlar, maktulün abisinin 7.65 mm değil 9 mm tabanca kullandığını söylemesi üzerine silahın kendisine ait olmadığını dile getirdi. Sanığın ağır tahrik altında cinayeti işlediği kabul edilmekle birlikte taammüden adam öldürmeden ceza alması istendi.

Maktulün ailesinin fuhşa zorlama iddiasını reddederek "Şiddetten dolayı dayanamayıp öldürdüm deseydi alnından öperdim" sözleri ile yıllardır devam eden şiddeti kabul ettiğini ifade eden sanık avukatları, para alışverişini inkar etmediklerini, müvekkillerinin zaten bunu ifadelerinde dile getirdiğini söyledi.

Çilem ise savunmasında "Ben kesinlikle ben bir insanı öldürmek istemedim . Benim iki yaşında bir çocuğum adaletin sağlanmasını istiyorum” dedi.

Çilem Doğan'ın evliliği boyunca şiddet gören bir kadın olduğunu ifade eden sanık avukatları, "Olay farklı bir mecraya çekilmiş. Olay başlı başına bu mecradadır. Bu baskı ve korku sonucu gerçekleşmiştir" dedi.

Savcı tutukluluğun devamını istedi.

Sanık avukatları, Çilem Doğan'ın tahliyesini talep etti.

Prof. Dr. Ersan Şen'in mütalaa niteliğindeki feminist meşru müdafaa yazısını aktaran avukatlar sistematik şiddetin getirdiği nokta için, “O an etki tepki olmasa bile sistematik şiddete karşı meşru müdafaa uygulanmalı“ ifadelerini kullandı. Ayrıca, süregelen şiddete karşı dünyada suça karşı sorumsuzluktan bahseden avukatlar, erkek egemen sistemde şiddet uygulayan erkeğe karşı meşru müdafaa uygulanması gerektiğini söyledi.

Mahkeme ise tutukluluğunun devamına karar verdi. Dosya takibi gerekçesi ile duruşma 6 Mayıs 2016 tarihine erteledi.

Kaynak: Birgun.net