DOĞU EROĞLU [email protected]

Darbe girişimi sonrasında, IŞİD’in Türkiye’deki uzantıları gelişmeleri takip ediyor fakat, her iki “Tağut” unsura da mesafeli duruyor. El Kaide’nin Suriye kolu El Nusra’ya yakın kaynaklarsa daha oportünist bir siyaset izliyor. Suriye’deki bağlarından ötürü AKP iktidarını destekleyen Nusra’nın Türkiyeli sempatizanları ile Halep ve Kuzey Suriye’de zor günler yaşayan cihatçı gruplar AKP’nin desteğini riske atmıyor.

‘İkisine de katılmayın’

Darbe girişiminin hemen ardından İslam Devleti’nin (IŞİD) Türkçe yayın organı Darul Hilafe oldukça netti. Açıklamada, her iki tarafın da tağut “Allah’ın koyduğu kurallarla değil de insan eliyle oluşturulmuş bir düzenle yönetim” olduğu bu mücadeleye kimsenin katılmaması uyarısında bulunuldu.

Nusra ve Ahrar-uş Şam iktidardan yana

Türkiye’nin 5 yıldır süren lojistik desteği, Cephetül Nusra ve Ahrar-uş Şam gibi grupların Türkiye’deki destekçilerinin AKP tarafında yer almasını sağladı. Ahrar-uş Şam liderliği yayımladığı bir bildiriyle Türkiye’deki seçilmiş hükümetin yanında olduğunu bildirdi ve iktidarı darbe girişimini savuşturduğu için kutladı. Nusra’ya Türkiye’den destek veren gruplar arasındaysa, Suriye’de Esad karşıtı kalkışmayı desteklediği için ABD’nin Gülen Cemaatine destek vererek darbeyi kolaylaştırdığını düşünenler var. Daha önce Suruç Katliamı öncesinde SGDF’li gençleri hedef göstermesiyle gündeme gelen Miraç Karaaslan’ın, KüreselAnaliz.com’daki yazısına göre, darbecilerin hedefleri arasında Suriye’yle ilişkileri normalleştirmek, Türkiye’nin yardımlarını kesmek ve Nusra ile Ahrar-uş Şam’ın kuracağı devletin önlenmesi de vardı: “Yapılacak bir darbe ile cunta sonrası hangi parti başa gelirse gelsin, Suriye’deki direnişçilere Türkiye’nin Muhaliflere desteği (gıda yardımı ve mültecileri ağırlama) sona ermiş olacaktı.”

Kaynak: Birgun.net