AKP Milletvekili ve Eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, Gülen Cemaati’nin devlet içinde örgütlenmesine dair itiraf niteliğinde açıklamalarda bulundu. Çiçek, ‘kandırıldık’ söylemini tekrarlayarak “Bizim günahımız yüzde 90” dedi.

Çiçek, TBMM’de bir grup gazeteciye gündeme dair açıklamalarda bulundu. Gülen Cemaati’nin 70’li yıllardan beri var olduğunu hatırlatan Çiçek, siyasi yapıları kastederek “Bunların bu noktaya gelmesinde hepimizin günahı, vebali var” dedi. Çiçek, sözlerine kendi partilerini kastederek devam etti: “Belki benim vebalim yüzde 90, başkasının yüzde 5, yüzde 1; ama yüzde 1 bile zehirlemek için yeterlidir unutmayın. Türkiye siyasi, dini ve ticari açıdan kandırılmışların ülkesi. Bakıyorsunuz, bu alanlarda insanlar çok kolay kandırılıyor. Bunu en kolay yaptıkları alan da din. O yüzden sık sık kayıt dışı dine vurgu yapıyorum.”

‘Liyakat’ı hatırladı
İktidarları boyunca devlet yönetiminde ‘liyakat ve ehliyet sahibi olmak’ ilkesini hiçe sayarak kadrolaşma yönünde hareket edilmişken Çiçek, ‘liyakat’ın önemine vurgu yaptı: “Her şey şeffaf olursa, denetime tabi olursa, bunlar yaşanmaz. Şimdi devletin içinden temizleniyorlar. Ama yerine kimlerin getirileceği çok önemli. Bu kişiler, liyakat esas alınarak çok iyi kontrol edilerek alınmalı. Yoksa FETÖ gider, ÇETÖ gelir.”

Cemaat’in lobi faaliyetleri
Eski TBMM Başkanı, Cemaat’in yurt dışındaki lobi faaliyetlerini yaşadıklarından örnek vererek anlattı: “Cemaat’in yurtdışında para vererek yaptığı lobiciliğin zararlarını 17-25 soruşturmasının ardından yaşadıklarımızla biz de gördük. TBMM başkanıyken, 2015’de Ermeni tasarıları konusunda görüşmeler yapmak için Kanada ve ABD’ye ziyaretler düzenledim. O dönem oradaki büyükelçilik mensuplarımız bize, cemaatin Türkiye aleyhine yaptığı lobi faaliyetlerini anlattılar.

Görüşme yapmak için randevulaştığımız siyasileri bizden önce ziyaret edip, Türkiye ve Türk hükümeti aleyhine doldurduklarını öğrendik. Bir kısmını da bizden sonra ziyaret ettiklerini saptadık. Orada think-thank kuruluşlarının organizasyonlarına katılıp, bu konuda görüşlerimizi aktarmak istedik. Bu grupları da kontrol ettikleri, bu toplantılarda, hükümeti zor durumda bırakacak çıkışlar yapabilecekleri anlatıldı bize. Ona rağmen gidip tezlerimizi savunduk, derdimizi anlattık.
Türkiye’de güç kaybetmeye başladıkça, yurt dışındaki lobi faaliyetlerini arttırdılar.”


***

‘Devlet, dini yapılara hep müsaade etti!’

Fethullah Gülen Cemaati’ne yönelik Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan ‘FETÖ Çatı İddianamesi’nde devletin Gülen Cemaati ve dini yapılara nasıl baktığı çarpıcı ifadelerle anlatılıyor: “ABD, Sovyetler Birliğine karşı 1970’li yıllarda ‘Yeşil Kuşak Projesi’ çerçevesinde ‘Siyasal İslam’i çevrelerle ittifak stratejisi geliştirmiş ve Türkiye’de de özellikle darbe hükümetleri tarafından bu strateji uygulamaya sokulmuştur. Öncelikle devlet içerisinde kadrolaşmaya önem veren Fetullah Gülen Cemaati için bu politika büyük bir fırsat olmuştur. Türkiye Devleti, zaten her dönemde dini yapılara müsadekar bakmıştır. Bu politika çerçevesinde devlet, harekete çeşitli özel taviz ve imtiyazlar vermiş, hareketin güçlenmesi için bütün imkanlarını kullandırmıştır.”

Kaynak: Birgun.net