CHP’de Devrimci Demokratlar, son zamanlarda yaşanan bombalı saldırılara ithafen bir bildiri yayınladı. Çözüm için Sosyalist Enternasyonal’in ve bölge barış güçlerinin de katılacağı ulusal ve uluslararası düzeyde bir “Barış Konferansının” toplanması gerektiğini söyleyen CHP'de Devrimci Demokratlar, büyük bir miting düzenlenmesini de önerdi.

CHP'de Devrimci Demokratlar'ın bildirisinin tamamı şöyle:

"Sözün bittiği yerdeyiz! 'Ya Başkanlık ya kaosé diyen zihniyet ülkemizi tipik bir Ortadoğu ülkesine dönüştürdü! Beş ay içinde Ankara’da tam üç kez canlı bomba patlatıldı. Sur, Cizre, Nusaybin, Bağlar, Yüksekova yanmaya, yıkılmaya devam ediyor...

Yeni bir bombanın nerede ne zaman patlayacağı ve içimizden hangi masum canları alıp götüreceğini bekleyemeyiz! 7 Haziran sonrası AKP’nin zemin hazırlayarak tetiklediği, önce IŞİD’in arkasından da PKK’nın da dahil olduğu bu kaos ortamına son vermeliyiz! Mevcut durumun yalnızca izleyeni olmamak için partimiz CHP “artık yeter” diyerek hemen harekete geçmelidir! Çünkü, söz bitti, artık eylem zamanıdır!

ZOR OLAN YİNE BİZE DÜŞTÜ: BARIŞ!

Yalnızca 'teröre, şiddete hayır' demek yetmiyor, zor olanı yani barışı istemek zorundayız! 'Ya benden, ya terörden yanasın' şeklindeki akıl tutulmasından yana olmayacağımız gibi, AKP ile PKK arasına da sıkışıp kalmak zorunda değiliz!

AKP’nin kendisi gibi düşünmeyen herkesi terörist ilan etmesine açıkça karşı çıkmalı, bunca katliamdan sonra bir tek sorumlunun bile istifa etmediği bir ortamda, kaosun asıl sorumlusu olduğunu teşhir etmeliyiz! Tıpkı, gerekçesi ne olursa olsun masum insanları bombalayan şiddet yanlısı örgütlere, teröre de sessiz kalmayacağımız gibi!

Yaşanan acıların siyasi sorumlusu olan AKP iktidarının da, bu günahlara ortak olanların da günahlarını ortadan kaldıracak, hatta hafifletecek her türlü hamleden bu yüzden titizlikle uzak durmalıyız!

TERÖRE HAYIR, ÖZGÜRLÜĞE EVET!

Şiddetin ve terörün her şekline amasız, fakatsız 'hayır', adalete ve özgürlüğe 'evet' diyen herkes bizim yol arkadaşımızdır! Şimdi zaman, ülkemizi kan gölüne çevirmek isteyenlere, bölmeye ve kutuplaştırmaya çalışanlara inat; parlamentoda, üniversitede, fabrikada, mahallede, kahvede, her yerde cesaretle 'Silahlar sussun, Türk, Kürt, Arap, Alevi, Sünni, Hristiyan herkes barış içinde bir arada yaşasın' deme zamanıdır!

Yaşayarak öğrendik ki; şiddet her seferinde yeni şiddetleri beraberinde getiriyor! Terör ve şiddet yalnızca güvenlikçi tedbirlerle, baskıyla çözülmez. 40 yıldır yaşadık ve her seferinde bu yöntemin tek başına bir çözüm olmadığını gördük… Kuşkusuz çözüm için güvenliği elden bırakmamız düşünülemez ama artık, halkı ve sivil inisiyatifleri çözüm sürecine dahil etmeden, demokratik yöntemleri öne çıkarmadan çözüm olmayacağını da görmek zorundayız!

SÖZ BİTTİ, ŞİMDİ EYLEM ZAMANI!

Bütün bu ve benzeri nedenlerle şimdi partimiz CHP’nin öne çıkma zamanıdır! Kolay olanı, yani savaşı ve şiddeti değil, zor olanı yani barışı ve kardeşliği seçtiğimiz için tarihsel misyonumuzun bize verdiği rolle öne çıkmak zorundayız…

Yapılması gerekenler bellidir:

Her şeyden önce partimiz, 'CHP olarak her türlü sorumluluğu alırız, ülkemizde de barışı ancak bizim öncülüğümüzdeki barış güçleri sağlar' diye hareket etmelidir. Çünkü CHP, şu anki mevcut siyasi ortamda, ulusal ve uluslararası tüm taraflarla görüşebilecek, Kürt sorununu barışçıl ve demokratik bir şekilde ve parlamentoda eşit yurttaşlık temelinde çözebilecek yegane güçtür.

Partimizin Genel Başkanı başta olmak üzere; MYK ve PM üyeleri, milletvekilleri, il, ilçe yöneticileri, kadın ve gençlik kolları yöneticileri PM toplantısından hemen sonra, son katliamın yapıldığı Kızılay’dan Meclis’e 'Silahlar sussun, meclis konuşsun' diyerek meclise yürümeli, parlamentoyu derhal acil toplantıya, sorumluları da istifaya çağırmalı ve meclisteki dört partiden oluşan bir 'Barış ve Çözüm Komisyonu'nun kurulmasını önermeliyiz!

Parlamento içi ve parlamento dışı bütün partilerin, güçlerin, sendikaların, meslek odalarının, işveren derneklerinin, STK’ların içinde yer alacağı “Barış Meclisi”nin kurulmasına öncülük etmeliyiz!

Üyesi olduğumuz Sosyalist Enternasyonal Yönetim Kurulu’nu derhal toplantıya çağırarak, Ankara’da ve Strasburg’da, bölgenin bütün hükümet başkanlarının da çağrılacağı ve en kısa sürede ulusal ve uluslararası düzeyde geniş katılımlı bir 'Barış Konferansı' toplanmasını sağlamalıyız!

'Barış Konferansı'na katılacak bütün güçlerin desteği ile Ankara’da büyük bir 'Barış Mitingi' yapmalı, 'savaş durana kadar', bütün il ve ilçe binalarımızın etrafında her Pazar günü saat 12:00 – 13:00 arasında 'Barış Zincirleri' oluşturmalıyız.

16 Mart 2016, Ankara

CHP’DE DEVRİMCİ DEMOKRATLAR"

Kaynak: Birgun.net