CHP yönetimi, gazetecilerin ve basın emekçilerinin “özgürce yazıp çizebildiği, konuşabildiği, düşünce ve ifade özgürlüğünün evrensel ölçütlerde yaşandığı” bir Türkiye dileğiyle Dünya Basın Özgürlüğü Günü’nü kutladı.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Çetin Osman Budak, yaptığı açıklamada, AK Parti iktidarının müdahaleleriyle Türkiye’de basın özgürlüğünün rafa kaldırıldığını ifade ederek, “Türkiye’de gazeteci olmak ve gazeteci kalabilmek giderek zorlaşıyor” dedi. Demokrasinin sağlıklı işleyebilmesi ve halkın haber alma hakkının sağlanabilmesi için basının özgür bir biçimde çalışabilmesi gerektiğini vurgulayan Budak, “Ancak Türkiye’de gazeteci olmak ve gazeteci kalabilmek giderek zorlaşıyor. Anayasa’nın ‘Basın hürdür, sansür edilemez’ hükmü, siyasi iktidarın müdahaleleriyle rafa kaldırılmış durumdadır” dedi.

BUDAK: “TÜRKİYE KARANLIK BİR DÖNEMDEN GEÇİYOR”
Uluslararası kuruluşların belirlemelerine göre, Türkiye’nin basın özgürlüğü notu en fazla gerileyen ülkeler arasında olduğunu, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün 2016 raporuna göre, Türkiye’nin 180 ülke arasında 151’inci sırada bulunduğunu kaydeden Budak, “Basın özgürlüğünün olmadığı bir ortamda, demokrasiden, özgürlüklerden, ilerlemeden söz edilemez. Bugün Türkiye böyle karanlık bir dönemden geçiyor. Meslek onurunu ve etiğini koruyan gazetecilerin çabalarıyla bu karanlık dönemin aşılacağına inanıyorum” dedi.

SINDIR: “DEMOKRASİ TARİHİMİZDE KARA BİR LEKE”
CHP Genel Sekreteri Kamil Okyay Sındır da, basın özgürlüğü alanında Türkiye’nin geldiği noktanın çok karamsar olduğunu belirterek, “Özellikle son yıllarda, iktidar tarafından uygulanan sindirme politikaları yazılı, görsel ve internet medyasını görevini özgürce yapamaz hale getirmiştir. Gazetecilik yaptığı için işten çıkarmalar da hız kesmeden devam etmektedir” dedi. İktidarın kendisini eleştiren, görevini yapan gazetecilere uyguladığı baskı ve şiddetin, basın özgürlüğünün ve demokrasinin geldiği durum açısından endişe verici olduğunu ifade eden Sındır, şöyle devam etti:

“Basın emekçilerinin yargılandığı davalar siyasi hesaplaşma ile anılır olmuş, ortaya çıkan hukuk zaafları gizlenemez bir duruma gelmiştir. Sorun, basın ve gazeteci özgürlüğünün engellenmesi, siyasi kasta dayalı uzun tutukluluk halleri düşünce ve ifade özgürlüğüne büyük bir darbe niteliğindedir. Demokrasi anlayışı ile bağdaştırılamayacak bu durum hukuk devleti ve demokrasinin önündeki engellerin başında yer almaktadır. Basına yönelik yürütülen sindirme ve yıldırma politikaları darbe döneminin uygulamaları ile yarışır olmuştur. Bunun seçimle işbasına gelen bir hükümet tarafından uygulanıyor olması demokrasi tarihimize kara bir leke olarak tarihe geçecektir.” (ANKA)

Kaynak: Birgun.net