CHP, kanun hükmünde kararnameleri (KHK) Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) götürme kararı aldı. Parlamentonun devre dışı bırakılarak ülkenin KHK’lerle yönetildiğini belirten CHP, Kurban Bayramı sonrası AYM’ye başvuracak.

Sözcü’den Başak Kaya’nın haberine göre, CHP Genel BaşkanıKemal Kılıçdaroğlu'nun “Meclis'i devre dışı bırakmayın, FETÖ ile ortak mücadele edilmeli ve Meclis'in onayını almalısınız” ısrarı hükümetten karşılık bulmadı. Meclis'in tatile girmesinin ardından ‘onay süreci” uzamış oldu. CHP de hükümetin Meclis'i devre dışı bırakması üzerine aynı taktiği uygulamaya karar verdi. Meclis kararını beklemeden başvuru yapılabileceğine ise SHP'nin 1990 ve 1991'de hükümetin, OHAL bölgesindeki uygulamalar için çıkardığı KHK'lere karşı açtıkları iptal davaları örnek olarak gösteriliyor.

OHAL Yasası ile tanınan içerik, zaman, coğrafya ve çerçeveyi aşmaları durumunda KHK'lerin iptali için Anayasa Mahkemesi'ne dava açılabiliyor. Ayrıca KHK ile de kanun değişikliği yapılamıyor. Yapılacak bu başvuru için CHP Grup Başkanvekili Levent Gök görevlendirildi. KHK'leri madde madde inceleniyor ve anayasaya aykırılıkları belirleniyor.

30 gün içinde görüşülmeli

Meclis İçtüzüğüne göre, OHAL kapsamında çıkarılan KHK'ler, kanun tasarı ve tekliflerinden önce ivedilikle en geç 30 gün içinde görüşülerek karara bağlanması gerekiyor. Komisyonlarda en geç 20 gün içinde görüşmeleri tamamlanmayan KHK'ler Meclis Başkanlığı'nca doğrudan doğruya genel kurul gündemine alınması şartı bulunuyor.

CHP Genel Başkan Yardımcısı Yasemin Öney Cankurtaran'ın hazırladığı ve Parti Meclis'ine sunulan KHK raporunda da ise şu belirlemeler yapıldı:

Bakanlar Kurulu'nun asıl endişesi, komisyon incelemesindense Anayasa Mahkemesi incelemesidir. Meclis'ten geçerek kanun haline gelen “eski” KHK'ler için Anayasa Mahkemesi'ne iptal davası açılabilecektir. Bu nedenle AKP, KHK'leri bekletmeyi tercih etmektedir.

KHK'lerin, hukuki denetimin dışında olması kötü niyet ihtimalini ortaya çıkarmaktadır. Kanunlar tek başına iyi ya da kötü değildir. Kanunların içeriğinden daha önemli olan, uygulayıcılardır.

KHK'lerin, darbe kalkışmasında rolü olanlara veya cemaate yönelik tedbirlerin ötesine geçerek, ekonomik ve toplumsal hayatın, olağanüstü hale neden olan konularla ilgisi bulunmayan alanlar da dahil olmak üzere, düzenlenmesini kapsamaya başladığı görülmektedir. AKP, durumu fırsata çevirerek, “Cemaat ile mücadele” adı altında, bugüne kadar muhalefet engeline ya da uzun zaman alacak yasama sürecine takılarak, yapılamayan ne varsa “serbestçe” gerçekleştirmeye çalışmaktadır.

Kaynak: Birgun.net