CHE devrim gerçekleştikten sonra, büyük lider Fidel Castro’ya bir mektup yazar. Bu satırlar devrimci birini anlamak için iyi okunmalı:

“Fidel,

Hani bir gün, aramızdan ölen olursa, kara haberini kime ulaştıracağımızı konuşalım, dedikti de, başımıza böyle bir şeyin sahiden gelebileceği o zaman dank etmişti kafamıza. Sonradan baktık ki, böyleymiş bu iş; devrime giriştin mi (sahici bir devrime tabii), ucunda bunun ya galip gelmek ya ölmek varmış. Ve zafer yolu boyunca çok ölenimiz oldu.

Artık eski dokunaklılığı kalmadı bütün bunların, çünkü daha olgunlaştık, çünkü ölüme alıştık. Sanırım, beni Küba’nın kendi sınırları içindeki devrimine bağlayan ödevden payıma düşeni yerine getirdim. Şimdi senden, yoldaşlardan ve artık benim de halkım olan halkınızdan izin istiyorum.

Parti yönetimindeki görevlerimden, bakanlıktan, binbaşılıktan ve Küba yurttaşlığından resmen vazgeçiyorum. Böylece Küba’yla hukuki bir ilişkim kalmıyor; rütbelerin, mevkilerin ötesindeki o bambaşka bağları ayırmıyorum tabii.

•••

Çocuklarım ile karıma bir çöp bile bırakmıyorum; buna pişman değilim, memnunum hatta. Onlar için bir şey istemiyorum, çünkü devlet yaşamaları ve adam olmaları için gerekli olanı nasıl olsa onlara verecektir.”

Bir insanın bencil isteklerinden sıyrılıp, eşyaya tapmadan, herhangi bir mal/mülk sahibi peşinde koşmadan yaşam sürmesini anlamıyor Meclis Başkanı Kahraman. Herhangi bir toprağın üstünde yaşayan insanların milliyetine, cinsiyetine, dinine, mezhebine bakmadan; tümünün eşit, adil bir dünyada yaşaması için savaş vermenin ne demek olduğunu kavrayamıyor Meclis Başkanı Kahraman. Özgür bir devletin; tüm insanları koruyacak, güvenceye alacak bir yapısı olabileceğini, bu yüzden ‘vatan’ denen yerin herkesi kucaklayan ana kucağı olduğunu düşleyemiyor Meclis Başkanı Kahraman.

Herhangi bir ödül ya da ceza olmaksızın, sadece insan olmanın gereğini yerine getirerek; yoksullar, düşkünler, hayvanlar, doğa için savaşmayı aklından bile geçiremiyor meclis başkanı Kahraman. Tüm dünyada yoksulların ayrı bir sınıf, zenginlerin/sömürenlerin ayrı olduğunu kavrayamıyor Meclis Başkanı Kahraman. Düşene bir tekme atmak yerine, o kavgada, üstelik gerekirse dayak yemek pahasına onun yanında olmanın anlamını hissedemiyor Meclis Başkanı Kahraman. Emekçinin akan kanının yazgı değil, sömürü olduğunu düşünmeye bile tahammülü yok Meclis Başkanı Kahraman’ın!

CHE, ABD’nin saldırgan sömürgeci anlayışına karşı, dünyanın her yanında mazlumların yanında durdu. Üstelik bunu herhangi bir dünyevi beklenti için yapmadı. Biliyordu ki insanlar ikiye ayrılıyordu; zalimler ve mazlumlar. Gerektiğinde işçiyle kol kola kürek salladı, yeri geldi dövüştü, kanı aktı. Asla gittiği yoldan dönmedi. Ne koca binaları oldu, ne emlak ofislerinde alım satım işi yaptı, ne yaldızlı apoletler istedi, ne saraylar düşledi, ne soytarılara gereksinim duydu.

CHE dünya halklarını kardeş bildi. Onun içindir ki, yerkürenin her yanında özgürlük, eşitlik sevdalısı gençlerin göğsünde resimleri vardır. CHE hep genç kaldı akıllarda. Durmadı da ondan. Dünyanın neresinde olursa olsun, adaletsizliğe direnmek için koştu. Özgürlük kavgasına giren yaşlanmaz. CHE insanlığın günün birinde bu alçak düzenden kurtulacağının umudu, simgesidir. O yüzden hangi milliyetten, dinden mezhepten olursa olsun insanlar onun resmini taşımaktan onur duyar.

Bizim memleketimizde de en az CHE kadar değerli, devrimci gençler vardı(r). Ya asıldılar, ya vuruldular. Onları kalbinde saklayan, fotoğraflarını göğsünde onurla taşıyan milyonlar var. O gençlerle CHE, şimdi aynı özgürlük bahçesinde uyumaktalar. Bunu görmek çok zor değil İsmail Kahraman. Size bir davetim var…

Biz aydınlık bir gelecek, özgür ve eşit bir dünya için “Boyun Eğme” demek için Kartal Meydanı’nda toplanıyoruz 4 Eylül Pazar günü. Orada binlerce insanın tek bir çıkar gözetmeden, omuz omuza yoldaşça nasıl dayanışma halinde olduğunu görürsünüz, bekleriz. “Boyun Eğme” diyecek olanlar, ne ihale ister, ne bir yere adam yerleştirmek; ne imar işleri vardır, ne akçeli hesapları. Belki güç gelecek tam anlamak ama “Boyun Eğme” diyecek yoldaşlarımız, sadece ve sadece yaşanacak bir dünya için mücadele ederler.

Gelin, göğsünde CHE resimleri olan insanları tanıyın.

Bilmemek ayıp değil, öğrenmemek ayıp.

Bekleriz.

Kaynak: Birgun.net