İzmir'de, Nükleer Karşıtı Platform bileşenleri, Çernobil faciasının yıl dönümünde, Gaziemir'deki radyoaktif atık gömülü eski kurşun fabrikası arazisi önünde basın açıklaması yaptı. Nükleer Karşıtı Platform adına konuşan Selma Akdoğan, "Bizler ne bu ülkede, ne de dünya üzerindeki herhangi bir yerde nükleer santral istemiyoruz. Biz üretebildiğimiz kadar değil, bize yetecek kadar enerji istiyoruz" dedi.

Rusya 1986 yılında Çernobil'de yaşanan facianın yıldönümünde, İzmir'deki çevreciler, radyoaktif atıkların gömülmesiyle sık sık günmede gelen Gaziemir İlçesi'ndeki, eski kurşun fabrikası arazi önünde basın açıklaması yaptı. Nükleer Karşıtı Platform üyeleri adına açıklamayı Selma Akdoğan, yaptı. En büyük nükleer kazaların, binlerce insanın doğrudan ölümüne, yüzbinlerce insanın başta kanser olmak üzere çeşitli hastalık ve sakatlıklarla boğuşmasına neden olan Çernobil ile Fukuşima olduğunu anımsatan Selma Akdoğan, "Nükleer santrallerin yakınında yaşayan halkın sağlık sorunları yeterince kamuoyuna açıklanmamakta, gizlenmektedir. Gerekçe olarak, kazalardan önceki durumun bilinmediği, dolayısıyla gerçekten kazalar ile sağlık sorunlarında bir artış olup olmadığının bilinemeyeceği gösteriliyor. Pek çok tesiste, kazanç baskısı nedeniyle, toplumsal güvenlik talebi göz ardı edilmiştir. Özelleştirmenin olduğu yerde, ortaklar, karlarını gözeterek ve maliyeti azaltmaya çalışarak ölümcül maliyet kısıntılarına gidebilecektir. Bu bilim kurgu değildir. Bir endüstrinin sorun dolu tarihidir" diye konuştu.

'GÜVENLİ REAKTÖRLER MASALDIR'
Güvenli reaktörlerin bir masal olduğunu öne süren Akdoğan şöyle devam etti:

"Greenpeace raporuna göre sadece Fransa'daki nükleer santrallerde her yıl ortalama 900 olay meydana gelmektedir. Kazalar, her nükleer reaktörde olabilir. Her biri çevreye ölümcül radyoaktif serpinti yayma tehdidi taşımaktadır. Dahası tasarlandıkları gibi çalışsalar bile mutlaka bir miktar radyoaktif madde havaya ve suya karışmaktadır. Ülkemizde, yaklaşık 40 yıldır nükleer santral kurma hayali gündemdedir. Geçmiş iktidarlar, nükleer riskleri göze alamadığı için santral kurma projesini rafa kaldırmıştı. Nükleer santrallerin tehlike yaratmayacağını savunanlar, kentimizde Gaziemir ve Karabağlar'da ortaya çıkan nükleer atıklarına halen çözüm bulamamışlardır. Tesis alanında, tespitinin üzerinden yıllar geçmesine rağmen, bugüne kadar temizlenemeyen atıklar halen orada durmakta ve yaşamlarımızı tehdit etmektedir. Yöre halkı, bu alandan rahatlıkla geçerek ana yola ulaşırken, çocuklar burada oynamaktadır. Burası hakkında, halen güvenilir ve tatmin edici bir açıklama yapılmamış olması da endişelerimizi arttırmaktadır."

Gaziemir ile Karabağlar'da, acilen ve periyodik olarak sağlık taraması yapılması gerekteğini de söyleyen Selma Akdoğan, "Bir kez daha haykırıyoruz: Hiroşima'da, Çernobil'de, Fukuşima'da yakılan ağıtlarla dökülen gözyaşına, Akkuyu için dökülecek gözyaşları eklenmesin. Nükleer enerji santrallerinin gereksizliği, yanlışlığı konusunda konuşmaktan, anlatmaktan, sesimizi duymayan iki adım ötemizdeki karar vericilerin, etkili ve yetkili insanların aymazlığını deşifre etmekten asla yorulmayacağız. Bizler ne bu ülkede ne de dünya üzerindeki herhangi bir yerde nükleer santral istemiyoruz. Biz üretebildiğimiz kadar değil, bize yetecek kadar enerji istiyoruz. Biz bu dünya üzerinde insana yakışan biçimde ve dünyaya saygılı, çevreye olan sorumluluğumuzun farkında olarak yaşamak istiyoruz" dedi. ()

Kaynak: Birgun.net