Demet Sargın

İstanbul’da bulunan Nişantaşı Üniversitesi, 'Bu suça ortak olmayacağız' başlıklı bildiriye imza atan akademisyenlerin sözleşmelerini feshetti. Mütevelli Heyeti Başkanı Levent Uysal imzalı tebligatta bildiriyi imzalayan akademisyenlerin 7/a maddesi gerekçesiyle sözleşmelerinin tek taraflı feshedildiği belirtildi. Tebligatta, söz konusu maddenin ne olduğu ise belirtilmedi.

Görevlerine son verilen altı akademisyenin isimleri şöyle: Prof. Dr. Melih Kırlıdoğ (Yönetim Bilişim Sistemleri Bölüm Başkanı), Yrd. Doç. Dr. Nil Mutluer (Sosyoloji Bölüm Başkanı), Prof. Dr. Selim Eyüpoğlu (Sinema Televizyon), Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya (Sosyal Hizmetler Bölümü),Yrd. Doç. Dr. Çetin Gürer (Sosyoloji), Yrd. Doç. Dr. Dilşa Deniz (Sosyoloji).

Mutluer: İmzalar geri çekin baskısı aldık

İşine son verilen akademisyenlerden Yrd. Doç. Dr. Nil Mutluer BirGün'e konuştu, avukatlarıyla görüştüklerini ve hukuki her türlü yolu deneyerek haklarını arayacaklarını söyledi. Kendilerine destek olan isimlerden olan Rektör Prof. Dr. Murat Barkan’ın geçtiğimiz hafta istifa ettiğini belirten Mutluer, "İmza metinleri ortaya çıkıp da akademiye baskı başladıktan sonra, mütevelli heyeti başkanının kardeşi olan genel sekreter bize imzalarımızı çekmemiz yönünde konuşmalar yaptı. Arkadaşlarımız gözaltına alınırken, haklarında yurtdışına çıkma yasakları konulurken, işsiz bırakılırken bizim imzalarımızı çekmemiz söz konusu olamazdı ve kabul etmedik. Bu dönemde rektörümüz Murat Barkan da arkamızda duruyordu. Fakat rektörümüz geçen hafta istifa etti. Biz de Pazartesi günü idari tatilden döndüğümüzde tebligatımızı aldık ve işten çıkartıldığımızı öğrendik" dedi.

Gezi'den sonra başlayan baskı sürecinin devamını yaşıyoruz

Ülke genelinde imzacı akademisyenlere iktidar tarafından uygulanan baskı ve işten çıkarmalar sonucunda kendileri için de sürecin bu noktaya geleceğini tahmin ettiklerini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Mutluer, hedef göstermelerin ülkenin acı gerçeği olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:

"Gezi Direnişi’nden sonra başlayan baskı sürecinin devamını yaşıyoruz. Sıra sıra ilerliyorlar. İnternet yasaklarının çıkarılması, İç Güvenlik Yasası’nın getirilmesiyle başlayan süreç, özel yetkili hâkimlerin ve mahkemelerin çıkmasıyla gelişti ve bütün alanı kapladı. Üniversiteler de eleştirel ve alternatif düşünceyi üreten yerlerdir. Bu yüzden sıraya Üniversiteleri koydular. Akademiyi devşirmek ve burada sıradan, düşünmeyen, özgür olmayan alanlar yaratmak istiyorlar. Bizim yapmamız gereken tek şey ise dayanışarak, özgür ve eleştirel alanımıza sahip çıkmak. Hakikatin yanındaki tavrımızı koruyarak yola devam etmektir."

Kaynak: Birgun.net